PARANOYAK MEHDİ TASLAKLARI
Bazı psikiyatrik hastalıklarda muhakeme melekesi bozulur ve hezeyanlar ortaya çıkar. Gerçeğe uymayan düşüncelere, hadiselere inanmak demek olan hezeyanlar, hastanın içinde bulunduğu çevre ve kültür ile paralel bir muhteva kazanır. Sözgelimi Fransa’da sık olarak kendini Napolyon zanneden akıl hastalarına rastlanması bu yüzdendir.
Dini bilgisi olan çevrelerde ise en sık “mehdilik” hezeyanı görülür. Bir defasında, İstanbul’un Çarşamba semtinde oturan bir arkadaşım “Fatih’te 20’ye yakın mehdi tanıyorum” demişti.
Aslında akıl hastanelerinde bu kabil hastalar pek çoktur. Eğer hasta şizofren, manyak veya frengili ise herkes rahatsızlığının farkına vardığı ve hastaneye yatırıldığı için kimse zarar görmez. Fakat paranoya dediğimiz akıl hastalığı bu açıdan çok ilginçtir ve bunları ancak bir psikiyatrisi ciddi bir incelemeden sonra anlayabilir. Tarih bu tiplerin örnekleriyle doludur.
İçinde bulunduğumuz zamanda da paranoyak bazı akıl hastalan, ilmi ve haddi olmadığı halde, etrafına talebe toplamakta, çeşitli yayınlar yapmakta ve İslam’a zıt gülünç içtihatlarda bulunmaktadırlar. Bu durum ise ümmet arasında fitneye sebep olmaktadır.
Bu tip yalancı mehdileri teşhis edip aldanmamak için “mistik paranoya” denilen akıl hastalığını bilmek gerekir.
Paranoya tarifi ve çeşitleri
Bu psikoz (delilik] esas olarak muhakeme bozukluğunun belirtisi olan hezeyanlar ile ortaya çıkar. Paranoyanın tek klinik belirtisi sarsılmaz, sistemli ve hiçbir delille, izahla değişmeyen müzmin hezeyandır.
Paranoya, hezeyanın muhtevasına göre; icat, keşif, hak arama, büyüklük, erotomanik paranoya gibi çeşitlere ayrılır.
Mehdilik hezeyanında ise “mistik paranoya”dan sözedilir. Dediğimiz gibi hasta, mehdiiik iddiasından başka belirgin belirti vermez ve bu hezeyan sarsılmaz, sistematik ve müzmin şekildedir.
Hastalık öncesi kişilik
Paranoyak, daha çocukluğundan bu hastalığa adaydır. Hırçın, inatçı, vesveseli, ana babaya ve okul disiplinine karşı dikbaşlı, kindar, diğer çocuklarla oynamaz, geçimsiz, oyun bozandır. Yaş ilerledikçe huysuzluk daha da artar. Kendini beğenmişlik, fikirlerindeki, kişiliklerindeki sertlik günden güne daha belli olur.
Şüpheci, kimsenin bağlılığına güvenmeyen bir kişilikleri vardır.
Paranoyaktaki mehdilik hezeyanı giderek aşikâr hal alır ve 30-40 yaşlarından sonra açığa çıkmağa başlar. Sinsi ve yavaş bir başlangıç ve hezeyan sistemine uygun bir teessüriyet (hislenme) ve davranış şekli görülür.
Belirtileri
Paranoyaklar zekidirler. Zekâ seviyeleri (IQ) yüksektir. Ve bu hastalar ekseriya zekâları ile uygun ölçüde hayatta başarı elde edememiş kişilerdir. Çoğu zaman üniversite tahsilini yarıda bırakırlar.
Yalancı mehdi bütün dikkatini hezeyanına yöneltmiştir. Bu hususta en küçük bir ayrıntıyı hatırında tutar (hipermnezi). Bu hastalarda bir araz da hezeyanına uygun moral uydurmadır (confabulation). Uydurduğu masala çoğu zaman kendi de inanır ve çevresinin inanmasını da ister.
En basit hadiselere mühim anlamlar yükler. Boğazda gemi mi yandı, muhakkak hezeyanı ile bir bağ kurar. Bir devlet adaını suikaste mi kurban gitti, mehdiliğine işaretler çıkarır.
Bütün çektiklerini üstün zekâsına, güzelliğine, servetine, asaletine hamleder. Alaylı, kinayeli şekilde konuşur, kendini insanlara doğru yolu gösterecek, halkı kurtaracak bir ıslahatçı olarak görür. Saçını sakalını uzatır, derviş kıyafetini alır.
Mehdilik iddiasının gülünç ve tehlikeli olduğunu düşünmeksizin herkesi hezeyanına inandırmağa çalışır. Bazen bu kabil hastaların bir cemaat topladığı, mezhep ve tarikat kurduğu bile görülür.
Mehdilik hezeyanının dışında kalan konularda ve hallerde düşünme yeteneği ve sosyal ilişkiler bozulmamıştır. Çoğu zaman bu kişiler kendi kendilerine yeterli üstün ve sağlıklı bir izlenim verirler.
Hastanın bütün hissi gücü hezeyanının gösterdiği istikamette toplanmıştır. Böylece hezeyanlı fikir ve inanış bütün davranışlarını tesiri altına alır. Mehdiliğine kuvvetle ve samimiyetle inanan ve çevresini inandırmak için de sayısız deliller bulmaya çalışan hastanın günlük hayatı, hezeyanı île uygunluk halindedir. Ona göre mağrur, kibirli, kendini beğenmiş, şüpheci, etrafını tetkik eden tavırlar takınır.
Gidişatı
Müzmin bir seyre rağmen kişilik diğer müzmin psikozlarda olduğu gibi yıkılmaz. Çoğu hastane dışında, toplumun hoşgörüsü ile müzminleşerek yaşantılarını sürdürürler.
Tefriki
Paranoyakların hakiki İslam tebliğcisinden nasıl ayırdedileceği şeklinde bir soru gelebilir. Aradaki pek çok farkın bazılarını sıralayalım:
* Sahte mehdilerin en belirgin farkları mağrur, kibirli, kendilerine aşırı güvenen, insanlarla alaylı ve kinayeli konuşma özellikleridir.
* Paranoyaklar, tavsiye ve telkini hiçbir zaman dikkate almazlar. En akıllı, en üstün kendileridir ve böyle şeylere ihtiyaçları yoktur.
* Paranoyaklar, kullara teşekkürü bilmezler. Başlarına gelen her nimeti, kendisine gösterilen her yakınlık ve yardımı mehdiliklerine bağlarlar. Herkes ona hizmet etmelidir. O, Allah’ın sevgili kulu ve dünyadaki gölgesidir.
* Her olayı, her tavrı hezeyanına yarayacak şekilde yorumlarlar. Kabahati, günahı, kusuru hiçbir zaman üstlenmezler. Yeni bir durumla karşılaştıklarında durumun tümünü göz önüne almaksızın dar bir açıdan, beklentilerini tasdik edecek veriler bulmaya girişirler. Vardıktan sonuç başlangıçta istediklerinin aynısıdır.
* Her sözünü, her davranışını mehdilik hezeyanına uydurmaya aşın çaba gösterirler. Sözgelimi mehdinin herkesten dindar olacağına inanmışsa, geceleri uyumaksızın sabahlara kadar namaz kılarlar.
* Mehdi olduklarını ilk başta gizlerler. Fakat uygun lisanla ağızları arandığında topuklarına kadar gevşedikleri, memnun bir ifade takındıkları gözlenir. Bu konuda kesin inanç sahibidirler ve eıı ufak şüpheye bile kafalarında yer yoktur.
* Sık sık aşırılıklar arasında fikir değiştirirler. Bugün tek evliliği savunurken yarın sınırsız evlenmeyi ileri sürebilirler. Bugün nafile namazları farzmış gibi yerine getirirken yarın farz namazı 3 vakte, her vakti ise 2 rekata düşürebilirler. Bugün karşı cinse şehvetle baktığında gusül abdesti almayı kabul ederken, yarın gusülün farz olmadığını ve kadın erkek ihtilalinin caiz olduğunu söyleyebilirler.
İşin ilginç yanı ise bunların hepsini mehdiliği açısından yoruma tabi tutmalarıdır. Her akıllarına gelen, ilahi ilhamla (!) olduğu için doğrudur, haktır.
* Paranoyak mehdiler sathi bakışla kuvvetli dini yaşayışa sahip görünseler de incelendiklerinde; dinin hükümlerini alt üst ettikleri, birçok farz ibadeti reddettikleri veya saptırdıkları halde, olmayan bazı ibadet türlerini ortaya çıkardıkları görülür.
* En mühim özelliklerinden biri de yalancı olmaları ve takıyye yapmalarıdır. Bunu mehdiliklerini ispat için gerekli ve şart görürler. Mehdiliklerine inarıdırabilmek için rahatlıkla herkese değişik ve zıt davranışlarda ve açıklamalarda bulunurlar.
Tedavi ve sonuç
Maalesef paranoyaklara tedavi açısından hiçbir şey yapılamamakta ve ömür boyu hezeyanları sürmektedir.
Avrupa ve ABD’de etraflarına hayli kişi toplayan, çoğunluğunu Hindistan ve Uzakdoğulu şarlatanların teşkil ettiği ceste’lerin benzerleri maalesef Türkiye’de de zaman zaman görülmektedir. Bu tip kişilere karşı uyanık olmak ve tuzaklarına düşmemek için ortak özelliklerini belirttik. Rabbimiz, cümlemizi sırat-ı müstakim’den ayırmasın.
KAYNAKLAR:
1- Psikiyatri. Prof. Dr. Selim Özaydın. ist. Tıp Fak, Yayını 1984.
2- Psikiyatri. Prof. Dr. Ayhan Songar. Cerrahpaşa Tıp Fak. Yayını 1976.
3- Psikiyatri. Prot. Dr. ismail Çifter 19B6.
4- Psikiyatrik Semptomlar ve Sendromlar. Doç. Dr. Oğuz Arkonaç. 1987.
Doç. Dr. Sefa Saygılı – Dünyayı Aldatanlar, Sh.231-236, Elit Yayınları