Tevbe (ar. i.)
Lûgatta geri dönme, vaz geçme, terketme demek olup, “dinin günah ve kötü kabul ettiği davranışlardan pişmanlık duyup vazgeçmek” manâsına gelen dînî bir terimdir.
Hz. Peygamber, bir hadîste “Eğer sîzler günah işlemeseydiniz, yemin ederim ki, Allah, yerinize, günah işleyen, sonra da tevbe edip bağış dileyen ve bağışlanan kullar yaratırdı.” buyurmuştur. Bir başka hadîse göre “Her insan hata eder; hata edenlerin en hayırlısı ise tevbe edenlerdir.” Bu hadîslerden de anlaşılacağı üzere İslâm inancına göre hatasız tek varlık Allah’tır ve günah işlemek insanlığın bir kaderidir. Bu sebebledir ki, İslâm’da tevbe bir ibâdet kabul edilmiştir. Nitekim Hz. Peygamber, her gün yetmiş defa tevbe edip Allah’tan bağış dilediğini belirtmiş ve tevbe vazifesini bir ibâdet disiplini içinde devam ettirmiştir.
Kur’ân-ı Kerîm’de muhtelif vesilelerle Allah’ın ‘Tevvâb” (tevbeleri kabul etmekte çok lütûfkâr) olduğu belirtilmiş; insanlara tevbe etmeleri emredilmiş ve “Allah, kullarının tevbesini kabul eder ve günahları bağışlar.” buyurulmuştur (K.42/25). Bununla beraber —Mu’tezile mezhebinin görüşünün aksine olarak— Ehl-i Sünnet itikadına göre, tevbeleri kabul etmek Allah için bir mecburiyet olmayıp, bir lütuf ve ikramdır.
Tevbe, bir ibâdet değerinde ve kabule şayan olabilmesi için sadece söz ile tevbe etmenin üstünde kalb’i ve ruhî bir muhteva taşımalı ve tevbe edeni bundan böyle müsbet ve güzel amele yöneltmelidir (bk. Nasuh). Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de Allah Teâla “Muhakkak ki ben, tevbe eden, îman edip güzel amel işleyen ve artık hidâyete uyan kimseyi bağışlarım.” buyurulmuştur (K.20/82).
İslâm âlimlerine göre tevbenin kabule şayan olabilmesi için, tevbe eden kimsenin, kusurlu olduğunun şuuruna varması, hatalarından ötürü pişmanlık duyması ve artık istikbalde tevbe ettiği günaha bir daha dönmeyeceğine dair kati karar vermesi, ayrıca, şayet tevbe edilen günah kul hakkına taalluk ediyorsa, hak sahibinin -mümkünse- rızâsını alması gerektiğini belirtmişlerdir.
Bir günâhkâr, bütün günahlarından tevbe edebileceği gibi, bir veya birkaç günahı için de tevbe edebilir. Elverir ki tevbe etmekte geç kalınmasın. Zira Kur’ân-ı Kerîm’de ölüm yatağında yapılacak tevbenin makbul olmayacağına işaret edilmiştir (K.4/ 18).