Ahsenü’t-tekâsîm, Makdisi’nin (ö. 381/991’den sonra) coğrafyaya ait meşhur eseri.
Eserin tam adı Kitâbü Ahseni’t-tekasîm fî ma’rifeti’l-ekâlim’dir. Yakut el-Hamevî 985 yılında tamamlandığını söylerse de, eserdeki bir bölümden. Kuzey Suriye’de hüküm süren Hamdânî Emîri Sa’düddevle b. Seyfüddevle’nin (ö. 381/991) hükümdarlığının sonuna doğru telif edildiği anlaşılmaktadır.
Makdisî, Ortaçağ İslâm dünyasında seyahat türünde eser yazan Ceyhânî. Belhî, Hemedânî. İbn Hurdâzbih gibi müelliflerin belli konulara bağlı kaldıklarını, yeterli ve gerekli bilgileri vermediklerini, eserlerinin pratik fayda sağlamadığını ileri sürerek onları tenkit etmiştir. Bu yüzden kendisi eserini çok geniş tutmuş, tacirler, seyyahlar ve kültür sahibi İnsanlara hitap eden faydalı bir kitap yazmayı planlamıştır. Belhî (ö. 9341 ekolüne bağlı kalan Makdisî de aynı ekole mensup İstahrî ve İbn Havkal gibi sadece İslâm ülkelerini anlatmış. Arap yarımadasını tasvir ile başladığı eserinde özellikle Mekke ve Medine’den tafsilâtlı olarak bahsetmiştir. Kendisinin de belirttiği üzere, “Kâfirler”in ülkesini ziyaret etmediği gibi oralarını tasvire de ihtiyaç duymamıştır.
Makdisî, İslâm dünyasını on dört bölgeye ayırmış ve altısını Arap ülkeleri olarak ele almıştır ki bunlar Arap yarımadası Irak (Güney Mezopotamya), Akûr, Şam (Suriye. Ürdün), Mısır ve Mağrib’dir. Geri kalan sekizini de Acem ülkeleri başlığı altında incelemiş ve bu bölümde. Deylem, Rihâb, Cibâl, Hûzistan, Fars (eski İran). Kirman (iran’ın güneyindeki bölgeler) ve Sind (Hint yarımadası) ülkelerini anlatmıştır.
Eserde bu bölgelerin her biri gayet açık sınırlarla birbirinden ayrılmıştır. Müellif her bölgenin haritasını çizmiş ve burada bölge sınırları ile ticaret yollarını kırmızı, kumluk kesimleri açık san, denizleri yeşil, nehirleri mavi, dağları da koyu sarı ile boyamıştır. Haritaların çoğu kaybolmuş olmasına rağmen bunları yine aynı ekolden diğer coğrafyacıların eserleriyle bir dereceye kadar tamamlamak mümkün görülmektedir. Kitabın birçok yerinde seçili ifadeler kullanılmıştır. Müellif gittiği ülkeleri tasvir ederken her bölgeyi orada kullanılan mahallî tabirlerle anlatmaya çalışmış, fakat daha çok Şam Arapçası’nı kullanmıştır. Makdisî, İslâm coğrafyacılığını yeni bir temele oturtmak ve kendi zamanına kadar âdeta bir seyahat rehberi mahiyetinde yazılmış olan eserleri geliştirmek istiyordu. Bu bakımdan coğrafyaya yaklaşımı bugünkü modern anlayışa çok benzemektedir. Eserinde, gördüğü yerler hakkında fizikî ve beşerî coğrafya ile ilgili geniş bilgiler vermekte, bu arada dinî. iktisadî ve ticari meselelere de temas etmektedir. Eserde ayrıca şehirlerin birbirlerine ulaşımı ile çevredeki küçük yerleşim merkezleri hakkında da tafsilâtlı bilgiler vardır. Bölgedeki halkın nüfusu. Örf ve âdetleri, din ve mezheplerine dair geniş bilgiler yanında yine aynı bölgelerde üretilen gıda maddeleri, ithal ve ihraç maddeleri, kullanılan ağırlık ölçüleri ve paralar hakkında, iktisat tarihine malzeme teşkil edecek izahlara da yer verilmektedir. Topografik ve jeolojik bazı bilgilerin de yer aldığı eserde arazinin ziraat bakımından verimi ve bitki örtüsü de anlatılmaktadır. Telif sırasında ayrıca, Büveyhî hükümdarlarından Adudüddevle ve vezir Sâhib İsmail b. Abbâd’ın özel kütüphaneleri ve resmî arşivleri kullanılmıştır. Makdisî, kendinden önce yaşamış müelliflerin eserlerinden faydalanmış, fakat müşahedeye dayanan bilgilere daima öncelik vermiştir. Gidemediği ülkeler hakkındaki rivayetleri ciddi bir tahlilden geçirerek almış,; önceki müelliflerin eserlerinde yer alan birtakım bilgileri eleştirmiştir. Eser ayrıca o devirde vuku bulmuş bazı hadiselere kaynak teşkil etmesi, X. yüzyıl sonlarında İslâm dünyasının fizikî ve beşerî coğrafyası hakkında bilgiler vermesi, İslâmî yaşayış ve müesseselere dair ayrıntılı bilgiler ihtiva etmesi bakımından da oldukça önemlidir.
Ahsenü’l-tekâsîm’in asıl nüshası İstanbul’da bundan istinsah edilmiş diğer bir nüshası ise Berlin’dedir İstanbul yazmasında eserin adı Kitâbü’l-Mesâfât ve’l-vilâyût şeklinde kaydedilmiştir. Makdisî ile aynı bölgeden yetişen tarihçi Mücîrüddin el-Uleymî (ö. 1522), el-Ünsü’1-celîl bitârîhi’l-Kuds ve’l’Halîl adlı eserinde bu kitabı el-Bâdî fî tafiîli memleketi’l-İslâm şeklinde göstermektedir. Eserin tenkitli neşri M. J. de Goeje tarafından yapılmıştır {Bibliotheca geographorum arabicorum,). Bu neşirden Dr. Alinakî Münzevî tarafından yapılan Farsça tercüme iki çild halinde Tahran’da (1361/1982) basılmıştır. Gazi Tilimat’tın hazırladığı bazı bölümler de Min Ahseni’t-tekösîm macrileti’l-ekâlîm adıyla Suriye Kültür Bakanlığı’nca yayımlanmıştır, G. Ranking ile R. Azoo’nun yaptıkları İngilizce kısmî tercümesi Bibiiotheca îndica’da neşredildi. Eser, Hurşid Ahmed Fârik tarafından Urduca’ya çevrilmiş ve İslâmî dünyâ daswin şadi İswi’men adıyla basılmıştır, Andre Miquel’in La meiUeure repartition pour la connaissance des Provinces adıyla yaptığı Fransızca kısmî tercümesini Institut Français de Damas neşretmiştir. Eserin yazmalanndaki haritalar ise reprodüksiyonlu olarak basılmıştır.
DİA