Asr-ı saadet, Hz. Peygamber’in yaşadığı devir hakkında kullanılan bir terim.
Arapça asr (devir, zaman, çağ) ve saadet (mutluluk, bahtiyarlık) kelimelerinden meydana gelen asr-ı saadet terimi “Mutluluk dönemi, insanların en bahtiyar oldukları çağ” mânasını taşımaktadır.
Muhtemelen Hz. Peygamber’in, “İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır” mealindeki hadîs-i şerifinden ilham alınarak kullanılan asr-ı saadet tabiri, insanlık için hidayet kaynağı olan Kur’an-ı Kerîm’in nazil olduğu, bütün insanlığa rahmet ve örnek olarak gönderilen Hz. Peygamber’in yaşadığı, ashabını terbiye edip yetiştirdiği, İslâmiyet’in tebliğ edildiği ve tam anlamıyla uygulandığı zaman dilimini ifade etmektedir. Müslümanların en ideal zaman olarak kabul ettikleri, özlem duydukları ve saygıyla andıkları bu eşsiz devri, bilhassa Türkler saygı ve hayranlıklarının bir ifadesi olmak üzere “Asr-ı saadet” diye adlandırmışlardır. Aynı mânada fazla yaygın olmamakla beraber “Zamân-ı saadet” ve “Vakt-i saadet” tabirleri de kullanılmaktadır. Ayrıca bazı müfessirler Cenâb-ı Hakk’in Asr süresindeki yemininin (ve’l-asr), çeşitli delâletleri yanında hak ile bâtılı birbirinden kesin olarak ayırması sebebiyle Asr-ı saadet üzerine olduğunu da söylerler.
Genellikle sadece Hz. Peygamber dönemini belirlediği kabul edilen asr-ı saadet terimi bazan Hulefâyi Râşidîn devri, hatta tabiin ve tebeli’t-tabiîn devirleri için de kullanılmaktadır. Bu tabirin özellikle Mevlânâ Şibli’nin Sîretü’n-nebî adlı eserinin Ömer Rıza Doğrul tarafından İslâm Tarihi Asr-ı Saadet adıyla Türkçe’ye çevrilip neşredilmesinden sonra daha fazla yaygınlık kazanmış olduğu söylenebilir.
Diyanet İslam Ansiklopedisi