Paget hastalığı denen rahatsızlık adını 19. yy. ortalarında yaşamış olan bir İngiliz cerrahından (1874’te Sir James Paget) almıştır ve osteoporozun aksi (tersi) durumudur. Paget hastalığı başlangıçta çok fazla kemik dokusu parçalandığı zaman meydana gelir. Buna tepki olarak vücut yeni kemik yapma hızını artırır. Fakat yeni kemikler düzensiz bir şekilde yerleşir ve normal kemikten daha yumuşak ve daha zayıf olabilir.
Paget hastalığının neticesi bir bakıma osteoporozunkine benzer, çünkü kemikler zayıflar ve deforme olabilir, hatta kırılabilir. Hastalığın yaygın olarak etkilediği bölgeler; kafatası, leğen kemiği, belkemiği ile uzun kol kemiği ve uyluk kemiğidir. Nedeni bilinmeyen bu hastalığın tedavisi yoktur. Ancak, durumun üstesinden gelinmesinde yardımcı olan terapi yöntemleri vardır.
Meme’de ve vulva’da da görülen paget hastalığı tipleri mevcuttur:
Memede paget hastalığı
Başlangıcında meme başında katmanlaşma, eritem ve hafif ekzema benzeri balık pulu deri görünümüyle karakterize hastalık. Tedavi edilmezse kabuklaşma, deri lezyonları ve akıntı olmaksızın ülserasyonlar görülür. Bu sırada hasta kaşınma, hafif renk değişimi, aşırı duyarlılık, yanma ve ağrı hisseder. Bu klinik görüntü ile ekzema, kontak dermatit, radyasyon sonrası dermatit ile karıştırılabilir. Kansere çevirme ihtimali de vardır. Meme kanserleri arasında %2’lik bir sıklığa sahiptir. Kanser hücreleri, meme sokusu içindeki süt kanallarının içindeki epitelden köken alırlar. Meme dokusu üzerinde alerji benzeri kırmızılık, meme başı çekintisi veya akıntı şeklinde belirti verebilir.
Vulvada paget hastalığı
Vulvanın ekrin ve apokrin bezlerinden kaynaklanan intraepitelial adenokarsinomu. Yüzey epitelinden bez kanallarına kadar uzanır. Alternatif olarak epidermal stem hücrelerinden in situ olarak gelişebilir. Histolojik olarak geniş berrak paget hücrelerinin karakteristik bir görünümü vardır.
Bu maddede yazılanlar hekim uyarısı veya önerisi değildir