Bedene, Hac ve umre yapan kimselerin kestikleri deve ve sığır cinsinden kurbanlar için kullanılan bir terim.
Bedene, Arapça’da “semirmek” anlamındaki büdn kökünden türeyen bir isim olup büyükbaş hayvanlar için kullanılır. Kurban olarak kesilen küçükbaş hayvanlara da dem* denir. Hadislerde sık sık geçen bedene, Kur’ân-ı Kerîm’de çoğu! şekliyle (büdn) yer almaktadır.
Hacca gitmeyenler gibi hacılar da kurban olarak küçük veya büyükbaş hayvan kesebilirler. Ancak hac sırasında işlenen bazı ihram yasakiarı kefaret olarak bedene kesmeyi gerektirir. Bu yasakların başında eşler arasındaki cinsî münasebet gelmektedir. Hanefiler’e göre Arafat vakfesinden sonra henüz ihramdan çıkmadan bulunulacak cinsî münasebetten dolayı ceza olarak bir bedene kesmek gerekir. Cünüp, hayızlı ve nifaslı iken yapılan ziyaret tavafının hükmü de böyledir-, ancak temizlendikten sonra tavaf iade edilirse bedene cezası düşer. Hac için ihrama girmiş bir kimsenin Arafat vakfesinden önce cinsî münasebette bulunması halinde dört mezhebe göre haccı fasit olduğu gibi Şafiî, Mâlikî ve Hanbelîler’e göre ayrıca ceza olarak bir bedene (Hanefîler’e göre ise dem) gerekir. Şâfiîler’e göre Arafat vakfesinden sonra Akabe cemresini taşlama, ziyaret tavafı ve tıraş olma vazifelerinden ikisini yapmadan, umrede bulunanlar için ise henüz umre tamamlanmadan önceki cinsî münasebetin cezası da bedenedir. Ayrıca umre de kaza edilir. Hanbeiî-ler’e göre Akabe cemresini taşlamadan cinsî ilişkide buiunan bir kimse için de bedene kesmek gerekir. MâlikT mezhebinde hacc-ı “kıran ve hacc-ı temettü’den dolayı şükür olarak, cemreleri taşlamayı terketmekten dolayı da ceza olarak bir bedene kesilir ki burada bedeneden maksat deve ise de deve bulamayan kimse sığır kesebilir.
Kurbanlık bedenelerden deve beş yaşını, sığır ise iki yaşını doldurmuş olmalıdır. Bir bedeneyi 1 -7 kişi arasındaki bir topluluk kurban olarak kesebilir. Ceza olarak kesilen bedenede ise iştirak söz-konusu değildir. Hacda kurban edilmek üzere işaretlenen (bk. HEDY; kılâde) bedenenin sütü sahibi tarafından içilmez.
Bedene sağılmaya devam edilirse sütün kendisi, eğer süt içilmişse tutarı fakirlere tasadduk edilir.
Kabe’ye sevkedilen bedenelere bu yolculuk sırasında binilip binilemeyeceği hususu tartışmalıdır. Câhiliye Arapları bedenelere atfettikleri kutsiyetten dolayı üzerlerine binmezlerdi. Yanında kurbanlık bir deve götürdüğü halde yaya olarak hac yolculuğuna çıkan birinin perişan halini gören Resülullah ona devesine binmesini emretmiş, hacı adayının devenin bedene olduğunu ileri sürerek binmek istememesi üzerine ise emrini iki ya da üç kere tekrarlamış, bunun üzerine o da binmiştir. Hanefîler’e göre zaruret halinde, Hanbelîler’e göre bir zaruret olmasa da bedeneye binmek caizdir. Şafiî ve Mâlikîler’e göre ise bir ihtiyaç olmaksızın bu kurbanlık deveye binmek mekruhtur.
Diyanet İslam Ansiklopedisi