Girift Sazı Nedir, Ne Demek, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Girift. Türk mûsikisinde kullanılan nefesli bir saz.

Farsça’da “birbirine bağlı, iç içe gir­miş, karışmış” anlamına gelen girift ke­limesi, ney gibi kamıştan yapılmış nefes­li bir sazın adıdır. Birçok eserde neyin bir çeşidi olarak anılır. Yapısı İtibariyle ney ailesindeki bolâhenk nısfiyeden de küçük olup (520 mm.) yaklaşık şah 1858 mm! ve dâvud 1910 mm.) neylerin yarı uzunluğundadır. Suriye’de kiraft, Mısır’­da nây-i ciraf şeklinde kullanılan keli­meler giriftten bozmadır.

Girift, ney gibi yan tutularak aynı du­dak ve baş pozisyonu ile üflenir. Manda boynuzundan yapılan ve sazın boğaz bo­ğumu denilen baş tarafına takılan baş-pâre vasıtası ile nefes sazın içine üfle­nir. Ney ve girifti başpâre takarak üfle-mek ise sadece Türk neyzenlerine mah­sus bir usuldür. Giriftin neye göre ses alanı dar, parmak pozisyonlan daha güç ve farklıdır. Bu bakımdan iyi bir İcrada dudak ve parmak kabiliyetinin önemi bü­yüktür. Esasen bu saza girift adı oldukça güç olan icrasından dolayı verilmiş olma­lıdır. Ancak boyunun kısa oluşu sebebiy­le taşımadaki kolaylığından dolayı bazı neyzenler tarafından tercih edilmiştir.

Boyu, boğumlarının sayısına ve uzun­luğuna göre değişen girift genellikle al­tı boğumlu ise de dört, beş, yedi ve do­kuz boğumlu olanları da vardır. Sazın ön yüzünde 3 + 3+1 = 7, arkasında bir adet olmak üzere toplam sekiz per­de deliği bulunmaktadır. Parmakların delikler üzerindeki hareketleriyle çalı­nan giriftin öndeki altı deliği yukarıdan itibaren aynı eksen üzerinde, en alttaki yedinci delik ise biraz yana. sol tarafa doğru açılmıştır. Girifti neyden ayıran en önemli özelliklerden biri bu yedinci deliktir.  Konya  Mevlânâ  Müzesi’ndeki giriftin uzunluğu 39,5 cm. olup aşağı­dan yukarıya dokuz boğumunun ölçüle­ri şöyledir: 1. boğum 3,8 cm., 2. boğum 5 cm., 3. boğum 5 cm., 4. boğum 4,7 cm., 5. boğum 4,4 cm., 6. boğum 4,6 cm., 7. boğum 4,7 cm.. 8. boğum 4,5 cm.. 9. bo­ğum 2,8 cm. Boyunun kısalığına rağmen neyden daha boğuk ve buruk bir ses ren­gine sahip olan giriftin ses alanı bazıla­rında bir buçuk (kaba çargâh do-muhay-yer la!, bazılarında ise iki oktavdır (kaba rast sol-gerdâniye sol).

Girift üfleyen sanatkâra giriftzen adı verilir. Osmanlı devrinde saraydaki kü­me fasıllarında bazan ney, bazan girift kullanıldığı bilinmektedir. XVIII. yüzyıl­dan itibaren daha çok rağbet gördüğü anlaşılan bu sazı ustaca kullanımları ile tanınan musikişinaslardan Mehmed Nu­ri Efendi, Musâhib Said Mehmed Efen­di, Üsküdarlı Rızâ Bey, Hacı Faik Bey ve Âsim Bey bilhassa zikredilmelidir. 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’na yüzbaşı rüt­besiyle katılan Âsim Bey, taşınması kolay olduğundan hocası Neyzen Salim Bey’in kendisine hediye ettiği giriftle ilgisini savaşa rağmen devam ettirerek bu sazı ismiyle bütünleştirip Giriftzen Âsim Bey diye şöhret kazanmış ve giriftin en son üstadı olarak kabul edilmiştir.

Girift, uzun zamandan beri üfleyeninin bulunmaması sebebiyle günümüzde âde­ta unutulmuş bir saz olarak sadece ba­zı müze ve özel koleksiyonlarda muha­faza edilmektedir. Ancak bu önemli sa­zın yeniden Türk mûsikisine kazandırıl­ması büyük bir hizmet olacaktır.

Türk edebiyatında sazları konu alan şiirlerde girifte de yer verilmiştir. Nâbî’-nin, “Nâm-âver iken girift ile mey / Çal­dı galebe girift ile ney” beytiyle Ende-runlu Vâsıfın, “Feryâd-ı girift olsa da dünyâda müessir/ Nây-ı dil-i nâlânıma nisbet ne düdüktür” beyitleri buna ör­nek olarak gösterilebilir.

Girift kelimesi mûsiki dışında bazı sa­nat dallarında da kullanılmaktadır. Mo­tifleri birbirinin içine girmiş tezyinat tar­zına girift denildiği gibi hat sanatında satır ve istifi çok sıkıştırılmış, harfleri birbirine geçmiş ve üst üste binmiş olan yazıya da “girift yazı” adı verilmiştir. Bu tür yazı sülüs, ta’lik, rik’a gibi başlı ba­şına bir yazı çeşidi olmayıp bu yazıların girift biçimde yazılışından ibarettir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski