Hüseyni Makamı-Perdesi Nedir, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Hüseynî. Türk mûsikisinde bir perde ve makamın adı.

Hüseynî Perdesi. türk mûsikisi ses sistemi içinde tiz sekizlinin dokuzuncu per­desi olan sesin adıdır. Herhangi bir değiş­tirme (arıza) işareti taşımayan ana perde­lerden olan bu ses ayrıca neva perdesine bir tanini diyezi veya acem perdesine bir bakiye bemolü getirilerek elde edilebilir. Bugün kullanılan Batı mûsikisi nota sis-

Orta sekizlide hüseynî-aşiran, en tiz se­kizlide tiz hüseynî adını alır. Bu perde ge­rek klasik ebced gerekse Abdülbâki Nasır Dede’nin ebced nota sistemlerinde Kantemiroğlu notasında harfleriy­le gösterilmiş, Hamparsum notasında ise (J3) şekli kullanılmıştır.

Hüseynî Makamı. DİZİSİ, yerinde hüseynî beşlisine hüseynî perdesinde uşşak dörtlüsünün eklenmesinden meydana gelmiştir:

Hüseynî makamının seyri sırasında ve özellikle inici nağmelerde iniş cazibesiyle bazan eviç perdesi yerine acem perdesi­nin kullanılması sonucu hüseynîdeki uş­şak dörtlüsünün yerini kürdî dörtlüsü alır. Bu durumda “acemli hüseynî dizisi” adlı yeni bir dizi teşekkül eder. Bu dizi makamın ikinci dizisi olup hemen bütün hüseynî eserlerde kullanılır:

Nota yazımında donanımına si için ko­ma bemolü (segah), fa için bakiye diyezi (eviç) yazılır, gerekli diğer değişiklikler eser İçerisinde gösterilir. Makamın yede­ni rast, durağı dügâh. güçlüsü hüseynî perdesidir.

Hüseynî makamının en önemli ve ka­rakteristik asma karar perdesi çargâhtır. Acemli hüseynî dizisi kullanılarak yukarı­dan inildiğinde bu perdede yapılan asma karar çargâh çeşnili olup hüseynî makamı için çok önemlidir. Ayrıca eviç perdesiyle inildiğinde yapılan pencgâhlı kalışın çok az kullanıldığını da belirtmek gerekir:

Makamın ikinci derecede önemli asma karar perdesi ise segahtır. Bu perde üze­rinde segah veya ferahnak çeşnili, eğer acemli hüseynî dizisiyle inilip kalınırsa ek­sik segah veya eksik ferahnak çeşnili as­ma kararlar yapılır.

Neva perdesi de üzerinde rast veya bu­selik çeşnileriyle kalınan diğer bir asma karar perdesidir. Ayrıca rast perdesinde de rast çeşnisiyle asma karar yapılabilir.

Hüseynî makamı tiz taraftan iki şekil­de genişler. Birincisi, güçlü perdesi üze­rindeki uşşak dörtlüsünün, muhayyer perdesine bir buselik beşlisi getirilerek hüseynîde uşşak dizisi halinde uzatılması suretiyle meydana gelir. Bu, hüseynî ma­kamının en çok kullanılan, yeni dizi olu­şumu şeklindeki genişlemesidir:

İkinci genişleme ise karar perdesi üze­rinde bulunan hüseynî beşlisinin simetrik olarak tiz durak muhayyer üzerine göçü-rülmesi suretiyle meydana gelir.

İnici -çıkıcı bir seyir takip eden hüseynî makamının seyrine güçlü hüseynî perde­si civarından başlanır. Diziyi meydana ge­tiren çeşnilerde, hüseynî perdesi merkezli karışık gezindikten sonra güçlü perdesin­de uşşak çeşnisiyle yarım karar yapılır.(Bu perdedeki kürdîli kalışlar genellikle asma karardır, ancak bazı eserlerde yarım karar olarak kalındığı da görülmüştür) Diziyi meydana getiren çeşnilerde, gerekli asma kararlar ve diğer özellikler de gösterilip istenirse genişlemiş bölgede de dolaşıl­dıktan sonra hüseynî dizisiyle dügâh per­desinde hüseynîn tam karar yapılır.

Zaharya’nın berefşân usulünde, “Şeb­nem gibi saçılsın hûn-i eşk-i pür-revâ-nım”, Ebûbekir Ağa’nın remel usulünde “Canım yerine geldi ki cananımı gördüm” mısraı ile başlayan besteleri, yine Zahar­ya’nın “Taratın devri kamerde mihr-i âlem-tâb eder” mısraı ile başlayan ağır semaisi, Tab’î Mustafa Efendi’nin “Ben gibi sana âşık-ı üftâde bulunmaz” mısraı ile başlayan yürük semâisiyle Kara İs­mail Ağa’nın “Gönüller uğrusu bir yâr-i bîamânım var” mısraı ile başlayan nakış yürük semaisi bu makamın seçkin eser­leri arasındadır. Ayrıca “lanbûrî Ali Efendi’nin aksak semai usulünde “Nice bir hasret-i cânâna tahammül edeyim”. Şev­ki Bey’in curcuna usulünde “Nedir bu haletin ey meh-cemâlim”, Hafız Yûsuf Efendi’nin curcuna usulünde “Saçın bü­kümleri gönül bağıdır” mısraıyla başla­yan şarkıları ve Hamâmîzâde İsmail Dede Efendi’nin yürük semai usulünde “Nûr-i fahr-i âleme bir zerre olmaz âfıtâb” mıs­raı ile başlayan tevşîhi ile Balat Şeyhi Ke­mal Efendi’nin devr-i revân usulünde “Varsam bir âmile sorsam hâlimi” mısraı ile başlayan ilâhisi de hüseynî makamı­nın yaygın örneklerindendir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski