İğdir Boyu -Oğuz- Kimlerdir, Özellikleri, Hakkında Bilgi

İğdir. Oğuz boylarından biri. KâşgarlıMahmud (XI. yüzyıl) İğdir bo­yunu on dördüncü sırada zikretmiş ve damgasının şeklini de vermiştir. Boyun adı Reşîdüddin’İn Câmi’u’t-tevârîh’inın basmaları ile birçok yazmasında Yikdir biçiminde kaydedilmiş, mânasının “iyilik, büyüklük ve yiğitlik”, ülüşünün “aşık]u” ve onkununun da (totem kuşu) çakır oldu­ğu belirtilmiştir. Reşîdüddin’e dayanan Yazıcıoğlu Ali ise(XV. yüzyılın birinci yan­sı boyun adını doğru olarak İğdir şeklin­de yazmış, ülüşünün “aşıklu ve kıç” oldu­ğunu bildirmiştir.

XVI. yüzyılda İğdir boyuna ait kırk üç köy ve ekinlik adı geçmektedir. Bu sayı İle İğdir. Çepni boyu ile birlikte onuncu sıra­da yer almaktadır. Kırk üç yer adından bugün ancak on dördü ismini koruyabil­miştir. Bu yüzyıldaki İğdir yer adlarından sekizinin Kastamonu sancağında görül­mesi, yöreye kalabalık sayıda bir İğdir kü­mesinin yerleşmiş olduğunu ortaya koy­maktadır. Yine aynı yüzyılda Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde İğdir oymakları vardı ki bunlar umumiyetle Adana yöresinden Menteşe (Muğla) yöresine kadar uzanan Güney Anadolu ile Güneybatı Anadolu’da yurt tutmuşlardı. Adana çevresiyle Yüregir ovasında ikisi küçük, biri onlardan da­ha büyük olmak üzere üç İğdir oymağı ya­şamaktaydı. Bunlardan San Hamzalı adı­nı da taşıyanı beş obaya ayrılmıştı. Ayrıca Tarsus’un kuzeybatısında yaşayan Gök­çeli boyunun obaları arasında da İğdir adlı iki küçük oba mevcuttu. Bu husus Gök­çeli boyunun İgdirler’den olduğunu akla getirmektedir.

XVI. yüzyılda Türkiye’deki en kalabalık İğdir topluluklarından biri İçel sancağın­da yurt tutmuştu. Bu İğdir topluluğu, II. Bayezid devrinde İçel’in Karataş kazasın­da dokuz köyde oturmaktaydı. Aynı dö­nemde sancağın Mut kazasında da İgdirli adlı 111 vergi nüfuslu büyük bir köy gö­rülmektedir. Bunların başında bulunan İğdir oğlu. 1486 yılında Osmanlı Devleti’ne itaat eden Varsak beyleri arasında anılmakta olup onun nesli İgdirli’ye bağlı 178 vergi nüfuslu Üç Başlı köyünde yaşa­maktaydı. Silifke yöresinde yaşayan bü­yük Bozdoğan boyunun Niğde civarına göç etmiş kolu içinde de doksan üç ve yetmiş beş vergi nüfuslu İğdir oymakları mevcuttu. Bu husus, İğdirler ile Bozdo­ğanlar arasında kabilevî bir akrabalığın söz konusu olabileceğini ortaya koymak­tadır.

Aynı yüzyılda Teke sancağında 272 vergi nüfuslu bir İğdir oymağı yaşadığı gibi İğdir isminde bir nahiye ile beş de koy vardı. Bu durum, İgdirler’den kalabalık diğer bir kümenin de Teke san­cağında yerleştiğini göstermektedir. Ni­tekim Yazıcıoğlu Ali, Antalya’nın Selçuk­lu Hükümdarı I. Gıyâseddin Keyhusrev ta­rafından 603 (1207) yılında fethi üzerine yöredeki ovaların ve ormanlık alanların İgdirler’le dolduğunu yazarak burada kendi zamanında kalabalık bir İğdir kü­mesinin yaşadığını bildirmektedir. Ayrıca yine XVI. yüzyılda, Hamîd sancağının (İs­parta-Burdur illeri] Eğirdir (Eğridir) kaza­sında yetmiş iki vergi nüfuslu bir İğdir oy­mağı mevcut olduğu gibi Menteşe sanca­ğında (Muğla ili) Horzumlu(Hârizm) oymağının obaları içinde de İğdir îsâ oba­sı [doksan dokuz vergi nüfuslu] adıyla bir grup bulunmaktaydı.

Bugün İran’ın Fars yöresinde Kaşgay Ulusu arasında, İran’a hangi ülkeden gel­diği tesbit edilemeyen S00 evlik bir İğdir oymağı görülmektedir. Öte yandan Ana­dolu’ya göç etmeyerek Hazar ötesi Türk­menleri içinde kalan İgdirler”den kalaba­lık bir küme, XVI. yüzyılda Mangışlakta Çavuldurlar ve diğer birkaç küçük oymak­la birlikte Hasan Eli topluluğunu meyda­na getirmişlerdir. Hasan Eli de Hazar öte­si Türkmenlerinin diğer kümeleri gibi Hârizm Özbek hanlarına vergi olarak 16.000 koyun vermekte olup bunun 12.000’ini İğ­dir ile Çavuldur ödüyordu. Kalmuklar bu İgdirler’den bir kolu, bir Çavuldur kolu ve Soynacı oymağı ile birlikte Kuzey Kafkas­ya’ya götürmüşlerdi. Bunlar, Stavropol Türkmenleri adıyla varlıklarını bugüne kadar korumuşlardır. Adı geçen teşek­küllerin Mangışlak’ta kalan ana kollan ise Kazaklar’ın baskısı üzerine Aral gölünün güney kıyısı ile Karaboğaz civarındaki top­raklara göç etmişlerdir. Günümüzde nü­fusu fazla olmayan bir İğdir oymağının Etrekve Gürgen çayları arasında yaşadı­ğı bilinmektedir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

 

Daha yeni Daha eski