Ka'de Nedir, Kade i Ahire Ne Demek, Namazda Kade Hakkında Bilgi

Ka’de. Namazın rükünlerinden biri.

Sözlükte “oturma, oturuş” mânasına gelen ka’de fıkıh terimi olarak “namazla-nn ikinci ve son rek’atlannda belli bir süre oturma” anlamında olup kuûd kelime­siyle eş anlamlıdır. Celse ve cülus da aynı mânaya gelmekle birlikte daha çok iki secde arasındaki oturuş için kullanılır. Üç ve dört rek’atlı namazların ikinci rek’atında yapılan oturuşa ka’de-İ ûlâ, son rek’atında yapılana ka’de-i ahîre denir. İki rek’atlı namazların sonunda yapılan oturuş da ka’de-i ahiredir.

Fakihler bu oturuşların hükmü konu­sunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Ka’de-i ûlâ Mâliki ve Şâfiîler’e göre sün­net Hanefîler’e göre vacip, Hanbelîler’e göre farz; ka’de-i ahire ise bütün mez­heplerde farzdır, yani namazın rükünlerindendir. İlk oturuşu gerekli gören Ha­nefî ve Hanbelîler’e göre bunun süresi teşehhüd (tahiyyat) okuyacak Kadardır. İkinci ka’denin oturma süresinin ne kadar olacağı hususunda farklı görüşler benim­senmiştir. Hanefîler’e göre ka’de-i ahîre-de tahiyyat okuyacak kadar, Mâlikîler’e göre selâm cümlesini söylemeye yetecek kadar, Şâfiîler’e göre teşehhüd ve “salli bârik”i okuyup namazdan çıkmak için ve­rilen iki selâmdan ilkini vermeye yetecek kadar, Hanbelîler’e göre ise teşehhüdü ve salli bâriki okuyup iki tarafa selâm vere­bilecek kadar bir süre oturmak gerekir. Ca’ferîler’e göre her İki teşehhüd nama­zın rüknü olmamakla birlikte vaciptir; herhangi biri kasten terkedilirse namaz bozulur, unutulursa sehiv secdesi yap­mak gerekir. Her iki oturuşta iki “şehâdet”i ve “salâfı okumak, bu iki duayı okuyacak kadar beklemek teşehhüdün vaciplerinden dir.

Hanefîler’e göre her iki ka’dede sünnet olan oturuş şekli, erkekler için sol ayağı yere döşeyip sağ ayağını parmaklar kıb­leye gelecek şekilde dikmek ve sol ayak üzerine oturmak(iftirâş), kadınlar içinse sol oturak üzerine oturarak iki ayağını sağ taraftan çıkarmaktır (teverrük). Mâlikî­ler’e göre sağ ayak, parmaklar kıble isti­kametine gelecekşekilde dikilir ve sol ayak sağ tarafa uzatılarak oturak üzerine oturulur. Bu aynı zamanda Hanefîler dı­şındaki mezheplerin teverrük yorumu­dur. Hanbelîler ve Şâfiîler’e göre ka’de-i ûlâda iftirâş, ka’de-i ahîrede teverrük şeklinde oturulur. Mâlikîler’le Şâfiîler’e göre kadınlar da erkekler gibi otururlar. Hanbelîler’e göre kadınlar bağdaş kura­rak veya teverrük şeklinde otururlar ki bu sonuncusu daha uygundur. Ka’de sı­rasında ellerin uyluk üzerine konulacağı hususunda ulemâ görüş birliğine varmış­tır. Öte yandan mezhepler arasında bu ka’delerde okunan teşehhüdün sözlerin­de ve hükmünde, ayrıca kelime-i şehâdet okunurken işaret parmağının belli bir şe­kilde kaldırılıp indirilmesinde de görüş ay­rılığı bulunmaktadır. Mâlikîler’e göre her iki teşehhüd de sünnet, Şâfiîler’e göre ilk teşehhüd sünnet, ikincisi farz. Hanbelî­ler’e göre ilk teşehhüd vacip, son teşeh­hüd farz. Hanefîler’e göre ise her iki ka’­dede teşehhüd okumak vaciptir. Namaz­da oturuş şekli ve bu sırada okunacak di­nî metinler konusunda ortaya çıkan de­ğişik görüşler, Hz. Peygamber’in kolaylık sağlamak amacı taşıyan farklı uygulama­larına ve bunların yorumlanmasına da­yanmakta olup bir görüşe uyup ona göre davranmak ibadetin makbul sayılması için yeterlidir.

Daha yeni Daha eski