Karaçi Nerede, Hangi Ülkede, Nüfusu, Tarihi, Hakkında Bilgi

Karaçi. Pakistan’ın en büyük şehri.

XVlli. yüzyılda Hint Okyanusu’nun Sind sahillerinde ve İndus deltasının kuzeyba­tısında küçük bir balıkçı köyü olarak ku­rulmuştur. Bilinen ilk ahalisi Belûçlar’ın Dodâî koluna mensup Kulaçiler’dir. Kaynaklara Caranjee. Crochey, Krotchey, Currachee ve Kurrache yazılışlarıyla geçen isminin bu kavmin adından alındığı sanılmaktadır. XVIII. yüzyılın sonlarına doğ­ru 15.000 nüfuslu bir liman şehrine dönü­şen Karaçi.Tâlpûr Emîri Feth Ali Han’ın 1795’te limanın ağzındaki Manora Bur-nu’na bir kale yaptırmasıyla daha fazla önem kazandı. 1839″da şehre İngilizler hâkim oldular ve kurdukları çeşitli tesis­lerle burayı sömürge ürünlerini İngiltere’­ye gönderdikleri bölgenin en işlek limanı haline getirdiler. Mısır’da Süveyş Kanalı-nın deniz trafiğine açılmasıyla (1869) Karaçi’nin ticarî hayatında hissedilir bir can­lanma başladı. 1878’de Mültan, Pencap ve Delhi demiryolu buraya ulaştı. XX. yüz­yıla girildiğinde Hint Okyanusu’nun en önemli limanı Karaçi idi.

XX. yüzyılın ilk çeyreğinde Karaçi siyasî gelişmelerin merkezi oldu. Burada 8 Tem­muz 1921’de Hindistan Hilâfet Kongresi toplandı; 25 Mart 1931 “de Mahatma Gan-di ile Hindistan genel valisi Lord lrwîn bu­luşarak Hindistan’ın geleceğini tartıştı­lar; 24 Aralık 1943’te Hindistan Müslü­manları Birliği tarihî toplantılarından bi­rini yaptı. Yine Karaçi, II. Dünya Savaşı sırasında ve Pakistan ile Hindistan devlet­lerinin kuruluş öncesi günlerinde önemli gelişmelere sahne oldu. 11 Ağustos 1947 günü burası Pakistan Devleti’nin başşehri ilân edildi ve bu durumunu 1959’a kadar korudu. 11 Eylül 1948’de şehirde vefat eden Muhammed Ali Cinnah yine burada toprağa verildi ve üzerine şehrin merke­zinde modern bir üslûp sergileyen bir anıt mezar yapıldı.

Karaçi, kuzeydeki Ravalpindi ve şimdi­ki başşehir İslâmâbâd’a rağmen ticaret, sanayi, finans ve kültür merkezi olma du­rumunu muhafaza etmekte ve millî-kolonyal-modern mimarisi, gecekondu semtleriyle ülkenin her bakımdan karak­teristik özelliklerini taşımaktadır. Hızlı bir büyüme ve nüfus artışı görülen şehir Belûç. Patan, Sindli, Hindu ve Avrupalı ya­bancılardan oluşan karışık nüfus yapısıyla dikkat çeker. Pakistan’ın kuruluşundan sonra müslümanlar kalabalık bir şekilde buraya göç ederek şehri genişletmişlerdir. Nüfus sürekli olarak artmaktadır; 1891′-de 98.000. 1921’de 202.000, 1941’de 359.000, 1961’de 2.134.870, 1981’de 5.100.000 ve 1998’de 9.800.000 iken 2000’de 10.000.000’u aşmış durumda­dır. Özellikle petrokimya, demir çelik ve tekstil tesisleri bu şehirde toplanmıştır; bunların dışındaki başlıca sanayi dalları­nı metal eşya, kâğıt, mobilya, deri, kau­çuk, elektrikli eşya ve dokumacılık teşkil eder. Peşâver ve İslâmâbâd’ı güneye bağ­layan karayolunun son noktası Karaçi’dir. İran ile teması Zâhidân yolu sağlar. Bura­da denize ulaşan demiryolu sistemi Sind ve Pencap bölgelerinin can damarı duru­mundadır. Afganistan, Belûcistan, Pen­cap ve Sind’deki üretimlerin başlıca ih­raç limanı olan Karaçi’de milletlerarası hava limanı da bulunmaktadır. Karaçi Üniversitesi 1950’de kurulmuştur.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski