İşari / Tasavvufi Tefsir Nedir, Özellikleri, Ünlü Örnekleri, Hakkında Bilgi

İşari veya tasavvufi tefsir, Kur'an'ın sembolik veya gizli anlamlarını açıklamak için tasavvufî bakış açısını kullanan bir tefsir türüdür. "İşaret", Arapça'da "işaret etmek" anlamına gelir ve bu tefsir türü, Kur'an ayetlerinin ardındaki derin manaları, sembolleri ve mistik anlamları ortaya koymayı amaçlar.

Tasavvuf, İslam geleneğinde ruhani ve mistik tecrübelerin derinlemesine araştırıldığı bir alanı ifade eder. Tasavvufi tefsir, bu ruhani deneyimlerin ışığında Kur'an'ı yorumlar. Bu tefsirde, Kur'an'daki semboller, alegorik ifadeler ve derin manaların anlamı üzerinde durulur. Ayetlerin zahiri (açık) anlamları yanında, işari veya tasavvufi tefsirler, ayetlerin ruhani veya içsel manalarını açıklar.

Bu tefsir türü genellikle Kur'an'ın metafizik boyutlarına, insanın iç dünyasına ve Allah ile olan ilişkisine odaklanır. İşari veya tasavvufi tefsirler, İslam'ın mistik boyutunu vurgular ve ruhsal arayışlarda rehberlik sağlar. Bu tefsirler, tasavvufî öğretileri anlamak ve derinleştirmek isteyenler için değerli bir kaynak olabilir.


Tasavvuf, Kur’ân’ın sezgisel ve duygusal yönünü temsil eder. Tasavvuf kavramı, Kur’ân’da lafız olarak yoksa da ilke, amaç ve hayat tarzı olarak vardır. Kur’ân’ın ahlak, tefekkür, zikir, tesbih, tahmid, tekbir… vb. kavramlarını mutasavvıflar kendilerine konu edinmiş, ilgili âyetleri tefsîr etmişlerdir. Mutasavvıflar, yaptıkları tefsîre “işârî tefsîr” ismini vermişlerdir. İşârî tefsîr; ilk anda akla gelmeyen fakat tefekkürle âyetin işaretinden kalbe doğan ma’nâdır. Sûfîler, riyazet ve ibadetle ledünnî/vehbî ilmi elde ettiklerini, bu ilim sayesinde zihinlerine doğan yorumları kapalı bir üslupla, remiz ve işaretlerle ifade ettiklerini söylediler. İşârî tefsîre, sûfî ve tasavvufî tefsîr de denir.

Sûfî Tefsîr iki kısma ayrılır:

1- İşârî sûfî tefsîr: Zâhirî anlam ile uyuşan gizli anlamlara ve işâretlere göre Kur’ân’ı tefsîr etmektir.

2- Nazarî sûfî tefsîr: Kur’ân’ı bir takım nazariyelere ve felsefî görüşlere uygun düşecek biçimde yorumlamaktır. Bu yorumda sûfîlikle felsefe birleştirilmiştir.

İşârî sûfî tefsîr; sûfînin riyazatına, nazarî sûfî tefsîr ise sûfînin zihninde önceden var olan düşüncelere dayanır. İşârî sûfî tefsîr yapan, işârî anlamın dışında bir ma’nâ olmadığını ileri sürmez. Zâhirî mana asıl, işârî ma’nânın ise âyette mündemiç olduğunu söyler. Nazarî sûfî tefsîr yapan ise kendi verdiği ma’nânın âyetin tek anlamı olduğunu iddia eder. (İ.K.)

Kur’an’ı sistematik olarak tefsir eden ilk mutasavvıfın Seni et-Tüsterî olduğu kaydedilir. Onun günümüze ulaşan Tefsîrü’l-Kur’âni’l-‘azîm’t ile Sülemî’nin Haka’iku’t-tefsîr, Kuşeyrî’nin Lettfifü’l-işârât, Rûzbihân-ı Baklî’nin Arâ’isü’l-beyân, Necmeddîn-i Dâye’nin Te’vîlât-ı Necmiyye Hüseyin Vâiz-i Kâşİfî’nin Tefsîr-i Hüseynî (Meuâhib-i’Aliyye), Ni’metullah b. Mahmûd NahcuvânVnin el-Fevâühu’Mlâhiyye, İs­mail Hakkı Bursevî’nin Rûhu’l-beyân ve Eşref Ali Tehânevi’nin Beyânü’l-Kur’ân adlı eserleri önemli tasavvufî tefsirlerden­dir. Muhyiddin İbnü’l-Arabi’nin eserlerin­de de işârî tefsirin geniş örnekleri vardır.(TDV İA)

 

Daha yeni Daha eski