İzzettin Keykavus Şifahanesi -Sivas- Tarihçe, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Keykâvus I Darüşşifâsı. Sivas’ta Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykâvus’un yaptırdığı darüşşifâ.

Şehrin merkezinde Dârülhadis Medre­sesi (Çifte Minareli Medrese) karşısında yer alan yapının Selçuklu sülüsüyle yazılmış kapı kitabesinden 614 (1217) yılında I, İzzeddin Keykâvus tarafından inşa ettiril­diği öğrenilmektedir.

Darüşşifâ, uzun ekseni doğu-batı yö­nünde olmak üzere planlanmış olup açık avlulu, revaklı ve üç eyvanlı olarak düzenlenmiştir. Yapı 61,90 x 46,80 m. ölçüsün­de bir alanı kaplar. 30.80 x 22,40 m. ölçü-sündeki avlu kuzeybatı ve güney yönde revakla çevrilidir. Giriş hariç diğer üç yön­de yer alan eyvanların arasında farklı bo­yutlarda odalar bulunmaktadır. Eyvan­lardan güneyde bulunanı I. İzzeddin Keykâvus’un ölümü üzerine kümbet haline getirilmiştir. Revak altına açılan eyvanın önü bir kapı ve iki pencereye sahip bir du­varla kapatılmış, üzeri de ongen kasnaklı içten kubbe, dıştan külahla örtülmüştür. Cephedeki kitabe 617 (1220) tarihli olup eyvanın kümbet haline dönüştürüldüğü yılı belirtir. Kuzey eyvanı ise eyvan duva­rındaki simetrik, Bursa kemerli iki açık­lıkla günümüzde mevcut olmayan birim­lerle ilişkiyi sağlar. Ana eyvan (dershane) 9.90 m. açıklığında bir kemerle avluya doğrudan açılır. Ana eyvanın doğu duva­rında bir niş ve iki tarafında sonradan örülmüş pencereler yer alır.

Yapının planında ilginç bir durum ise ana eyvanın kuzey ve güneyinde avlunun iki yanındaki revakların devam etmesi­dir. Bu hacimlere iki yanda ikişer mekân açılır. Güney revakı, yapının güneybatı kö­şesindeki mekânlar içinde bir dikdörtgen sahn olur. Bu sahnataçkapının sağında yer alan iki mekân açılmaktadır. Yapının kuzey revakı, batı ve doğuda birer tonoz­lu geçit, mevcut yapıya bağlı olan birim­lerin sıralandığı bir koridorla bağlantıyı sağlamaktaydı. Yapılan kazılarda planı çıkarılabilen kuzeydeki kanat mevcut me­kânların gerisinde bir koridora açılan me­kânlardan (dokuz oda) ibaretti. Bu yön­de ikinci bir avlulu binanın varlığı üzerin­de görüşler de bulunmaktadır.

Dârüşşifâ yapısı harap durumdayken son yıllarda yapılan restorasyonlarla kur­tarılmıştır. Dârüşşifânın 54,65 m. uzun­luğundaki batı ana cephesi muntazam kesme taştan inşa edilmiş olup genişliği 10,75 m. olan taçkapı cepheye hâkim du­rumdadır. Taçkapı cephe yüksekliğini 1/3 oranında aşmakta, yapı malzemesi olan taş profilli bordürle üç yönde sınırlan­maktadır.

Yapının güney cephesinde altta bir sıra yuvarlak kemerli pencere, üstte bir sıra mazgal, bir sıra çörten yer almaktadır. Taş kaide üzerine tuğladan ongen kas­naklı. külâhlı kümbet bu cepheyi aşan tek hacimdir. Yapının kuzey cephesi, bu ka­nattaki mekânların yıkılmasından ve çe­şitli tahribattan sonra oluşmuştur.

Dârüşşifâda avlu cephesi, kalın kare payeler üzerindeki kademeli kemerler ve kemer yüzeyleri arasında yer alan küçük pencerelerle dikey hatların ağır bastığı bir ifade taşır. Revakların gerisinde kümbet mekânının önemini yansıtan cephesinin ihtişamı üstte de devam eder.

Yapıda kümbet hariç bütün mekân ve hacimler tuğla tonoz örtü sistemine sa­hiptir. Cepheye hâkim olan taçkapı taş süslemenin anıtsal örneklerini taşımak­ta, iki yan yüzeylerde Bursa kemeriyle kavranan mukarnas kavsaralı birer niş bulunmaktadır. Nişlerin üzerindeki yü­zeylerde geometrik geçme süsleme ör­nekleri yer alır. Yay kemerli geniş açıklı­ğın üstünde üç yönde dolanan kitabe ku­şağı bulunur. Üstte kemer boşluklarında kabartma olarak birer pars figürü kalıntı halinde görülmektedir. Taçkapının dış bordürleri ise geometrik geçme kompo­zisyonlar halindedir.

Dârüşşifânın avlu cephelerindeki süs­lemeler, ana eyvanın sivri kemerini dola­nan bitkisel bezemeli bordürle iki yandaki geometrik geçmeli bordur olarak görül­mektedir. Yüksek kabartma biçiminde iki insan başı ise ay ve güneşi temsil etmek­tedir. Kuzey eyvanda duvar dokusundaki derz yüzeylerinde dekoratif bezeme bu­lunmaktadır.

Yapının içindeki çini süsleme başlı ba­şına önem taşır. Türbe haline getirilen güney eyvanın cephesi tamamen tuğla ve fîrûze, patlıcan moru çinilerle meydana getirilmiş çeşitli kompozisyonlarla kap­lanmıştır. Geometrik konpozisyonların ağırlıkta olduğu yapıda kazıma tekniğiy­le yapılmış iki küçük kartuş içinde usta­nın Merendli olduğu belirtilmiştir.

Bu cephe geniş, sağır bir kemerle be­lirtilmiş, kemerin üst yüzeyi firûze sırlı tuğlalarla kizılkahve renginde pişmiş tuğ­lalardan “Allah, Muhammed” yazılarıyla bezenmiştir. Bunun altında koyu mavi zemin üzerine beyaz kabartma harflerle türbenin tarihini veren nesih yazı yer alır. Bunun altındaki cephe ortada kapı, iki yanda birer pencere ile bölümlenmiş ve bütün yüzeyler mozaik çini tekniğinde çeşitli bezemelere sahip olarak gerçek­leştirilmiştir. Türbede çini kaplanmış lahitlerle bezemeli bir taş mihrap yer alır. Dârüşşifâda taş süsleme yanında en gü­zel şekilde türbede ifadesini bulan çini ve tuğla süslemeler türbenin ongen yük­sek kasnağında da tekrarlanmıştır.

Günümüze ulaşan vakfiyesine göre bir tıp mektebi olarak da hizmet veren dârüşşifânın (dârü’s-sihha) vakıfları arasında Sivas’ta yetmiş dükkân, Ereğli’de otuz dükkânla birçok köy bulunmaktaydı.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski