Koron -Yunanistan- Tarihi, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Koron. Yunanistan’da Mora yanmadasında tarihî bir şehir.

İtalyanca’da Coron, Yunanca’da Koröni adıyla anılır. Mora yarımadasının güney­batı uzantısının uç noktasında Kalamata körfezine bakan mevkide yer alır. Burası önce Venedik, sonra da Osmanlı limanı ve müstahkem şehri olarak gelişme göster­miştir. Venedik hâkimiyeti döneminde ya­kınındaki Modon ile birlikte Venedik Levant arasındaki yolun ortasında, Venedik filosuna gözetleme noktası ve ikmal istas­yonu olarak hizmet veren ileri karakol du­rumundaydı. Osmanlı döneminde ise bir kadılık merkezi ve önemli bir askerî de­niz üssü özelliği taşıyordu.

Üçgen biçiminde olan tarihî Koron Ka­lesi, kayalık bir zemin üzerinde üç tarafın­dan basamak şeklindeki sarp kayalıklarla korunan bir mevkide inşa edilmiştir. Pi­ramit şeklindeki bu oluşumun tepe nok­tasına ana karaya bakan tarafından dar bir kara köprüsüyle bağlanılır. Burada ka­lenin en müstahkem yeri olan iç kalesi bu­lunur. Dış kısımda, bugün artık hemen hemen tamamen ıssız durumda olan ka­lenin kuzeyinde, Osmanlı dönemindeki varoşun devamı olan ve XIX. yüzyıldaki görünüşünü önemli ölçüde muhafaza eden modern şehir yer alır.[1990’daki nü­fusu 3000] Venedik ve erken Osmanlı dö­neminin varoşu Livadia da kalenin aşağı­sında denize doğru uzanan kayalık bir arazide yer almaktaydı.

Koron Bizans’ın orta dönemlerinde, or­tadan kalkmış olan antik Asine şehrinin bulunduğu yerde kurulmuştur. Buraya yerleşenler, şimdiki mevkiinin 10 km. ku­zeyindeki harap olan antik Koroni şehrin­den gelmiş ve yeniden ihya ettikleri Asine’ye kendi şehirlerinin ismini vermişler­dir. Koron, Haçlı seferleri sırasında Ville-hardoin kumandasındaki kuvvetler tara­fından 1205’te Bizanslılardan alındı. An­cak 1206’da Venedik’e bırakıldı. Venedikliler, bu tarihten itibaren 1500 yılına ka­dar burayı ellerinde tuttular. Osmanlılar ilk olarak 826’da (1423) kısa bir süre için kaleyi zaptedip yağmaladılar. II. Mehmed 864’te (1460) Mora’yı Bizanslılardan al­dığı sırada Koron, Modon ve Navarin’e Venedikliler’e ait olması dolayısıyla dokun­madı. 1499-1503 yıllarındaki Osmanlı-Ve­nedik savaşı esnasında Muharrem 906’da (Ağustos 1500) II. Bayezid kumanda­sındaki Osmanlı ordusu kuşatma altına aldığı Modon Kalesi’ni fethedip kale muhafızlarını kılıçtan geçirdikten sonra Ko­ron ve Navarin’i de teslim aldı. Yerli halk, Venedikliler’in Osmanlılar’dan henüz geri aldıkları Kefalonya adasına nakledildi. II. Bayezid, Modon’a 500 yeniçeri ve 1000 azabdan oluşan bir birlik yerleştirdi. Koron’daki Venedik Merkez Kilisesi camiye çevrildi.[II. Bayezid Camii] Atik (Hadım) Ali Paşa da kasabaya bir hamamla bir muallimhâne yaptırdı.

Kasabanın Osmanlı hâkimiyetinde bu­lunduğu İlkyıllardaki durumu, Târîh-i Sultân Bayezid Han adlı eserde bulunan bir min­yatürde gerçeğe yakın bir şekilde tasvir edilmiştir. Bunun dışında kasaba hakkın­daki en ayrıntılı bilgiler tahrir defterlerin­de yer alır. 1S28 tarihli Tahrir Defteri’nde Koron’da 217 kişilik bir askerî birlik ve yirmi beş hane sivil müslüman nüfusun yanında 715 hâne Rum ve otuz yedi hâ-neyahudi olduğu belirtilir.[toplam 3800-4200 kişi] Bu durum. Koron’un 1500’deki fetihten sonra hızlı bir şekilde gelişerek bölgenin önemli şehri haline geldiğini gösterir. Bundan sonra 938’de (1532) Ka­nunî Sultan Süleyman’ın Macaristan se­feri sırasında Koron kısa bir süre için de olsa Osmanlılar’ın elinden çıktı. Andrea Doria kumandasındaki Ceneviz donanma­sı, kalenin önündeki denize doğru uzanan düzlüğe asker çıkararak savunmayı kırmış ve garnizondaki askerlerle sivil halkı esir alıp Sicilya’ya nakietmişti. İki yıl sonra Ramazan 940’ta (Nisan 1534) Semendire beyi ve Slavonya fâtihi Yahyâpaşazâde Mehmed Bey kumandasındaki bir birlik karadan, bir deniz filosu da denizden sal­dırıya geçerek Koron’u anlaşma yoluyla geri almayı başardı. Kaledeki İspanyol bir­liğine serbestçe çıkış izni verildi.

İnebahtı Deniz Savaşı sırasında 1571′-de müttefik Haçlı donanmasının saldırı­sına uğrayan Koron 1685’e kadar ciddi bir tehditle karşılaşmadı. 1668’de Evliya Çelebi Koron’u 600 haneli, daha önce ki­lise iken camiye çevrilen Sultan Bâyezîd-i Velî Camii, Frenk usulüyle inşa edilmiş küçük güçlü kalesiyle ayrıntılı bir şekilde tasvir eder. Yine ona göre etrafı sursuz olan varoşta 600 hâne, bir cami, üç mescid, bir medre­se, iki tekke, bir hamam, bir han ile 200 dükkân bulunmaktaydı. Ancak Evliya Çelebi’nin verdiği toplam 1200’e ulaşan hâ­ne sayısı abartılıdır. Ayrıca Koron’da Atik Ali faşa’nın muallimhânesi dışında bir medresenin bulunduğuna dair bilgi yok­tur.

1685 yazında Koron, güçlü savunması­na rağmen Mora’da müttefik hıristiyan güçlerin eline geçen ilk kale oldu. Vene­dikli kumandan Morosini kaledeki asker­lerle sivil halkı tamamıyla katletti. Koron otuz yıl Venedik idaresinde kaldı. Şaban 1127’de (Ağustos 1715) Silâhdar Şehid Ali Paşa kumandasındaki Osmanlı ordusu burayı yeniden ele geçirdi; kasaba, Yuna­nistan’ın kuruluşuna kadar Osmanlı top­rağının bir parçası olarak kaldı. XVIII. yüzyıl Koron ve ticarî faaliyeti için bir ge­rileme dönemi oldu. İstihkâmlar ise bu dönemde önemli ölçüde tamir gördü. 1225’te (1810) buradaki Osmanlı birliğin­de yine 217 muhafız bulunuyordu. Bu dönemde bir zamanlar canlanmış olan ipek ve zeytinyağı ihra­catı tamamıyla durdu.

20 Ekim 1827’de Navarin baskınından sonra Marquis de Maison kumandasın­daki bir Fransız keşif birliği Koron’u ele geçirdi. Marquis de Maison iç kalenin ta­mamını yıktırdı. Yunan ahaliden kalanlar ancaK kuzeydeki varoşta varlıklarını sür-dürebildiler. Bâyezîd-i Velî Camii daha kü­çük ölçekli bir kilise olarak yeniden inşa edildi. Kasaba XIX. yüzyılda âdeta bitki­sel hayata girdi; ancak 1970’lerden itiba­ren turizm dolayısıyla yeniden canlana­bildi. Bâyezîd-i Velî Camii’nin minaresi­nin kalıntıları ile Atik Ali Paşa’nın hama­mının yıkıntılarının yanında varoşta ev olarak kullanılan küçük bir cami, Yahyâ­paşazâde Mehmed Bey’in yaptırdığı is­tihkâmlar Osmanlılar’ın geride bıraktığı izlerdir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski