Levend Nedir, Ne Demek, Tarihi, Kökeni, Hakkında Bilgi

Levend. Osmanlılar’da denizci erlerle taşrada görevli valilerin yanlarında bulundurdukları adamları için kullanılan bir tabir.

Venedikliler’in Arnavutluk ve Hırvatis­tan sahillerinden seçerek aldıkları denizci erler için kullanılan, İtalyanca “doğulu as­ker” anlamındaki levantinodan gelen le­vend kelimesi Farsça’da da kullanılmıştır. Türkçe’de ve Farsça’da “serseri, ayyaş, kötü huylu” gibi olumsuz mânaları yanın­da “seri hareketli, yakışıklı, boylu boslu, endamlı” anlamlarına da gelir. Leventle­rin Osmanlı taşra teşkilâtı içinde yer alış tarihi hakkında kesin bilgi ydktur. Fâtih Kanunnâmesi’nde “levend oğlanları” ta­birine rastlanır. II. Bayezid devri kanun­nâmesinde leventlerin başı boş denizci gücü olarak olumsuz yönleriyle anılmış olması dikkati çeker. Deniz Leventleri. XV ve XVI. yüzyıllarda kadırgaların savaşçılarını ifade eden le­ventler serbest yahut yarı serbest olarak faaliyette bulunmalarından dolayı korsan­lıkla da irtibatlandınlmıştır. Osmanlı do­nanmasının savaşçı güçlerinden bir sınıfı teşkil eden leventlerin statüleri XVII. yüz­yılda kesinleşmeye başladı. Batı Anadolu sahilleriyle Marmara sahillerinde yetişen Türk gençleri donanmaya levent adıyla kaydedildi ve Anadolu leventleri “levend-i Rûmî” olarak anıldı. İnce donanma için Tuna yalılarından levent yazılırdı. 1058″-den (1648) sonra kalyon sayısı artınca azeblerin yerini kalyoncu ve leventler al­dı. Önceleri fırkatelerde 80-100 arasında levent bulunurdu. Kalyonlarda ise gemi hacmine göre 200, 300, 400 levent yer alıyordu. Nehir gemilerinden kancabaşta otuz levent görevliydi. Sığ sularda kulla­nılan brolikte ise yedi levent olurdu. Her bir gemide leventler ağası ve leventler ça­vuşu vardı. Leventler savaşta levent ka-yıklarıyla hücum ederlerdi. Donanmada istihdam edilen leventler ücretliydi. Korsanlık yapan leventler birçok olaya sebe­biyet verdiler. Tüccar gemilerine saldır­maları, sahillerde yağmacılıkta bulunma­ları levent tabirine olumsuz anlamlar yük­lemiştir. Devlet, leventlerin bu hareketle­rini Önlemek için her birine kefil tayin et­meye ve kefilsiz olanların karaya çıkmala­rına engel olmaya çalışmıştır. Leventlerin bir kısmı İstanbul’da hanlarda ikamet ederdi. Bunlara yerli levent denirdi. Le­ventler şehirde zaman zaman çeşitli olay­lara yol açtılar. Kaptanıderyâ Hoca Süley­man Paşa leventleri disiplin altına almak üzere İstanbul (sur içi), Üsküdar, Galata, Beşiktaş, Hasköy ve Eyüp’te yerli levent kullukları inşa ettirdi. Boğaziçi’nin Rumeli sırtlarındaki Levent Kışlası daha sonra Levent Çiftliği adını almıştır.

Kara Leventleri. Vezir veya beylerbeyilerin yanlarında bulundurdukları kuvvet­ler sekban, sarıca, gönüllü gibi levent ta­biriyle de anılmıştır. Şahıslara ve onların görevlerine bağlı bu güçler köklü olma­dığı için çabuk ve kolay dağılmaya uygun bir yapı gösterirdi. Beylerbeyi veya vezi­rin ölümü yahut görevden alınması kapı­sındaki askerî güçlerin sahipsiz kalmasına yol açıyordu. Sahipsiz ve başı boş kalan leventlere kaynaklarda “kapısız levent” (bacasız levent) adı verilirdi. Boşta kalan le­ventlerin bir bölümü Anadolu’da büyük huzursuzluk çıkardığı için her suç işleye­ne levent demek âdet haline geldi. Deniz leventlerinin karaya çıkıp eşkıyalık yapmaları yüzünden leventlerin kötü şöhre­ti iyice yaygınlaştı. Hatta devşirme esna­sında kafileden uygun oğlanı çıkarıp uy­gun olmayanı koyma işine dahi böyle bir olumsuz hareketi belirtmek üzere “levent katma” denirdi.

Kapısız leventlerin ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı hakkında kesin bilgi yoktur. Anadolu’da bozulan ekonomik şartlar ve tarıma elverişli toprakların yetersizliğinin, sayısı artan genç nüfusun işsiz kalması­na ve bunların çareyi bey, paşa kapıların­da aramalarına yol açtığı genellikle kabul edilir. XVI. yüzyılda hanedan mensupları arasındaki taht mücadelesinin doğurdu­ğu iç çatışma ortamının bu gibi grupların çoğalmasına ve büyüktopluluklar oluşturmasına sebep olduğu da belirtilir. Özellikle XVI. yüzyıl sonlarına doğru uzun süren Osmanlı-İran ve Osmanlı-Avustur­ya mücadeleleri sırasında sarıca, sekban, levent gibi tüfek kullanabilen güçlerin or­duda, paşa ve bey kapılarında istihdamı, savaş sonrası bunların çoğunun serbest bırakılması ve işsiz güçsüz kalan bu silâhlı güçlerin işi eşkıyalığa dökmeleri Osmanlı tarihinin önemli sosyal olayları arasında yer alır.

Leventler Arnavut levendâtı, Macar levendâtı. Tuna levendâtı, Rum levendâtı ve Kazdağı levendâtı gibi adlarla da anı­lırdı. Kapısız leventler genel olarak on-on beş, yirmi-otuz veya otuz-kırk kişilik gruplar halinde dolaşır ve eşkıyalık hare­ketlerinde bulunurdu. Kaynaklarda “fesat taifesi” diye anılan leventleri disiplin altına almak isteyen devlet onları zaman zaman orduya dahil ederek sükûneti sağlamaya çalışırdı. Hatta leventlerden il erleri teşkil edilmesi de düşünülmüştür. II. Selim ve III. Murad zamanlarında Yeniçeri Ocağına alınmaları dahi gündeme getirilmiştir.

Mehâyif müfettişleri vasıtasıyla bir kefile bağlanmaları tedbiri de sağlıklı yürütü-lemedi. Ordu saflarında mîrili levent ola­rak bulundukları 1148 (1735) ve 1158 (1745) İran seferlerinde savaş alanını ter-kederek mağlûbiyete yol açtıkları bilin­mektedir.

Anadolu’da halk üzerindeki levent bas­kısı 1099’da (1688) had safhaya ulaştı. Konya müftüsünün fetvası üzerine fer­manlar gönderilip nefîr-i âm ilân edildi ve levent öldürenden hesap sorulmayacağı bildirildi. Anadolu üç koldan teftişe tâ­bi tutuldu. 1099(1688), 1100(1689) ve i 106’da (1695) Anadolu’da levent teftiş­leri yapıldı. Devlet yakalanan leventlerin sicillere kaydını istiyordu. Küçük gruplar halinde dolaşan leventler üzerine il erleri sevkedildi. Yakalanan leventlerin derhal idamı emrediliyordu. En hafif ceza kürek cezası idi. Leventlere erzak ve tüfek sa­tılması yasaklandığı gibi ele geçirilen tüfeklerin en yakın kale dizdarına teslim edilmesi isteniyordu. 1131’de (1719) fet­va alınarak leventliğin kaldırılması karar-laştırıldıysa da İran savaşları yüzünden sonuç alınamadı. 1138’de (1726) birçok levent öldürüldü. da (1746) Hekimoğlu Ali Paşa üzerlerine gönderildi. Kon­ya Valisi Kuyucu Süleyman Paşa 1189’da (1775) müfettiş tayin edildi ve leventlik ismen kaldırıldı. 1190 (1776) tarihli bir fermanla tekrar üzerlerine gidildi. Levent­lik XIX. yüzyıl başlarında tedrîcen ilga edil­miştir. Leventliğin son bulduğu ve ayan­ların güç kazandığı bu dönemde levent­ler, taşrada sivrilen bu güçlü mahallî tem­silcilerin yanına kapılanarak âyanlığın sivil bir güç odağı haline gelmesinde rol oyna­dılar.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski