Livno -Bosna Hersek- Tarihi, Nüfusu, Hakkında Bilgi

Livno. Bosna’nın batısında eski bîr Osmanlı kasabası.

Küçük bir kasaba olup İslâm dünyası­nın bu uzak köşesinde merkezî bir önemi haizdi. Livno ovasının (Livanjsko Polje) gü­neydoğusundaki yüksek platonun ovaya hâkim kenarı üzerinde yer alır. Livno ya­nında Hlivna ve Osmanlı döneminde İhlivne (Hlevne) şeklinde geçen isim Osmanlı idaresi öncesinde kasabanın bulunduğu bölgenin adıyken daha sonra buranın merkezi olan şehre verilmiştir. Ortaçağ’-da bir Bosna eyaleti olarak zikredilmek­tedi. XVI. yüzyıl başlarında Osmanlılar tarafın­dan kurulup geliştirilen kasabanın te­melini geniş ovaya hâkim mevkideki kale oluşturur. Kalenin adı ilk defa Hırvat yö­neticisi Mutimir döneminde geçer. 892 yılında Mutimir’e ait bir belgede Livno eyaleti hâkimi olarak Zelimir ve onun im­zası “Zelimiro iupano Cleunae” şeklinde görülmektedir. 952’de Bizans İmparatoru Kostantin Porphyrogentius tarafından Hırvat Kralliği’nm bir bölgesi şeklinde De Administrando Imperio’da zikredilmiş­tir. 1326″daStjepan (Stefan) Kotromanic idaresindeki Bosna Devleti’ne ilhak edilin­ceye kadar Hırvatistan’ın bir parçası ola­rak kaldı. 1400’de Bosna Kralı Ostoje bu­rayı voyvoda H. Vukcic’e verdi. Üvno’daki kaleye (Bistricki Grad) ilk defa bu münase­betle kaynaklarda yer verilir.

1448-1454 yıllan arasında Livno, Her­sek Düklüğü’nün kurucusu olan ve Bos­na Kralı Tomasevic ile daima bir çatışma içinde bulunan Stjepan Vukcic Kosaca’mn elindeydi. 1463’te kısa bir süre için Os­manlı kuvvetlen tarafından işgal edildiy­se de aynı yıl Vladislav Hercegovic tara­fından geri alındı. 1466’da Livno hâkimi Ivanis Vlatkovid’tir. Kesin Osmanlı hâki­miyeti büyük bir ihtimalle 1468 -1469’da gerçekleşti. 1485 yılına ait Osmanlı tahrir kayıtları üvno’nun bir Osmanlı toprağı ol­duğunu ortaya koyar. Zamanla tepedeki kalenin etrafında bir kasaba oluşmaya başladı.

Kalenin hemen altında önceleri Aziz Ivo adlı bir Fransisken manastırının bulun­duğu bir yerleşme alanı mevcuttu. 1369 yılına ait kayıtlarda geçen manastır ve açık yerleşim alanı XV. yüzyıldaki savaşlar sırasında ortadan kalktı. Osmanlı döne­minde 89O’da(1485) burada on birhıris-tiyan ve yirmi altı göçebe hanesi vardı. Müslüman sivil halk henüz mevcut değil­di. 895’te (1490) yapılan tahrir kayıtları on sekiz yerleşik hiristiyanla altı göçebe hanesin­den bahseder. 1489-1516 yılları arasında Livno küçük bir köy olmaktan çıkıp yeni bir kasabanın çekirdeği haline geldi. 1816 yılına Kadar Neretva kadılığına bağlı olan Livno’da bu dönemde yirmi yedi yerleşik aile ve yirmi altı göçebe zikredilmektedir. 922 (1516) tahririne göre burada altmış üç hiristiyan ve iki müsiüman hanesi var­dı. Daha sonra bu yerleş­me yeri varoş veya açık kasaba özelliği ka­zandı. Burası düz ova boyunca sadece 36 km. ileride bulunan, Osmanlı toprakları­na baskının kolay olduğu alçak dağ silsi­lesinin arkasındaki Venedik topraklarına yakın, çok tehlikeli bir sınır bölgesinde bulunuyordu. 

1S16 -1528 yıllarında askerî olaylar Liv-no’nun durumunu tamamen değiştirdi. 927-928’de (1521-1522) Bosna Valisi Gazi Hüsrev Bey bir dizi Venedik kalesini [Drnîs.Obrovac, Ostrovica, Petrovo, Polje, Sinj, Skradin, Vrlika veZrmanja] ele geçi­rip sınırı ikinci sıra dağların ötesine gö­türünce Livno tehlikeli sınır bölgesinden çok uzakta kalan bir kasaba haline geldi. 934 (1528) sayımına göre burada nüfus doksan sekiz haneye yükseldi [yaklaşık 500 kişi] Dinî yapı da tamamen değişti. Doksan sekiz haneden doksan biri müs­iüman, yedisi hıristiyan hanesi olarak kaydedildi. Müslüman hâne reislerinin hemen hemen yarısı yeni mühtedilerden oluşuyordu. Aynı zamanda Hersek”ten ve başka yerlerden gelip yerleşenler de vardı. Yeni müsiüman halkın çoğunu terzi, do­kumacı, mutaf, eyerci, ayakkabıcı, debbâğ, kılıççı ve sarraf gibi meslek erbabı teşkil ediyordu. Osman­lı idarecisi Sinan Çavuş, kasabanın tam ortasına Sinan Çavuş Camii adıyla bilinen ilk cuma camisini (Dzumanusa) yaptırdı (1529). Burası aynı zamanda bir mahalle olarak da zikredilir. İkinci mahalle, Obrovac Kalesi azebleri kumandanı olan Ljubuncic Hamza Ağa Mescidi etrafına top­lanmıştır. Livnoyu kasaba haline getiren bir başka unsur pazar kurulmasıdır; ay­rıca vergi indirimi de yapılmış ve avarız türü vergilerden muafiyet tanınmıştır. Bu desteklerle süratle gelişen kasabanın nü­fusu 957’de (1550} 23Ti müsiüman olan 245 haneye (1250 kişi) ulaştı. 1550-1574 yılları arasında kasaba­nın nüfusu daha da arttı ve % 99’u müs­iüman 456 hâne oldu (2200 kişi). Bu dö­nemde daha sonra önemli kasabalar ha­line gelen Banaluka (Banja Luka) ve Tavnik’ten büyüktü; Saraybosna ve Yenipa­zar’dan (Novi Pazar) sonra Bosna’nın üçün­cü büyük kasabasıydı. Bu hızlı gelişme aynı zamanda zanaatkar sayısının çoğal­masında da görülebilir. 1528’de sadece bir debbâğ varken 1550’de bu sayı kırkı bulmuştu. Çevresindeki geniş meralarda yetişen koyun ve inek sürülerine dayalı deri işleme kasabanın en önemli ekono­mik unsuru oldu. 1537’de Adriyatik denizine ve önemli Venedik kalesi Split’e bakan Klis Kalesi’-nin alınıp buranın merkez olduğu bir san­cak oluşturulunca sancak beyi ve memur­lar Livno’da oturmaya başladılar, bu du­rum kasabanın gelişmesini hızlandırdı. 1550’de bir cami ile üç mescid vardı ve bunlardan ikisi yeniydi (Pehlivan Hasan ve Hüseyin Emekçizâde Mescidi). Daha sonra bunlara başkaları eklendi. Perko Mehmed Sipahi Camii (971/1563-64), 1566 -1574’te Klis sancak beyi olan ve Liv­no’da aynı zamanda büyük bir han yaptı­ran Sokullu Ferhat Bey Camii, Mehmed Ağa Camii, Ljubuncic’ Bâlî Ağa Camii bun­lardandır. 968’de (1561), Bâlî Ağa’nın ba­bası veya dedesi olan Hamza Ağa’nm eski mescidinin yerinde yapılan Bâlî Ağa Ca­mii hâlâ ayaktadır.

XVI. yüzyılın son çeyreğinde kasabanın gelişmesi durgun bir seyir takip etti. 1604 yılına ait tahrir, Livno’da biraz daha az müsiüman hanesi yanında hıristiyan hanelerinde artış olduğuna işaret eder. 1574’te 4S0 olan müsiüman hâne sayısı 1604’te 433’e düşmüş, hıristiyan hâne sa­yısı ise altıdan on dokuza çıkmıştır. Fakat aynı dönemde iki büyük cami inşa edildi. Bunlardan birini 985’te (1577) Klis san­cak beyi Sokullu Mustafa Paşa, diğerini 996’da (1588) Hacı Üveys  yaptırdı. Her iki cami de bu­güne ulaşmıştır. Halk tarafından daha çok “Begluk” veya “Lala Pasına” olarak bi­linen Sokullu Mustafa Camii kalenin hemen altında Bistrica ırmağına doğru aşağıya inen alanda yer alır. Glavica Camii ise kasabanın en müstesna yerlerinden biri üzerinde bu­lunur ve çok uzaktan görülebilir. 1626’da papanın casusu Athanasio Georgiceo üvno’yu iyi takviye edilmiş, 800 evden oluşan, 1000 asker sağlayacak bir kasaba olarak tarif eder. 1665’te burayı gören Evliya Çelebi sur içinde300 küçükev, varoş kesiminde do­kuz mahalle ile 1100 ev bulunduğunu ya­zar. Ayrıca yedisi büyük on üç mescidden söz eder.

XVII. yüzyılda kasaba gelişmesini sür­dürdü. Osmanlı-Venedik savaşları sırasın­da Venedikliler Klis Kalesi İle diğer bazı sınır kalelerini ele geçirince Livno Klis san­cağının resmî merkezi oldu, ancak daha az güvenli bir yer haline geldi. 1685 Tem­muzunda General Cornardo kumandasın­da olup içinde çok korkulan “Morlaklar”ı da barındıran bir Venedik ordusu, 1800 yeniçeri ve 700 sipahiden oluşan Osmanlı kuvvetini kasabanın önündeki ovada yen­di, kasabayı yağmalayıp ateşe verdi, ka­dın ve çocuklar dahil hemen bütün aha­liyi öldürüp kaleyi garnizonla birlikte ha­vaya uçurdu. 0 yıllarda Livno 3000 ev, 240 dükkân ve birçok cami, depo ve ambarıyla bir ticaret merkezi durumundaydı. Dört yıl sonra 1S00 kişilik bir Morlak gru­bu kaleyi tekrar ele geçirip yaktı ve yansı inşa edilmiş aşağı kasabayı tahrip etti. Osmanlı kuvvetleri yeniden kontrolü ele geçirdi, kaleye daha güçlü bir garnizon yerleştirildi, tahribata uğrayan kasaba ya­vaş yavaş inşa edilmeye başlandı. Aşağı kasabadaki Çurçiça Camii [Curcica Dzamija-Curcinica] ve kasabanın en yüksek kıs­mındaki Zavra Camii (Zavra Dzamija) bu yıllara aittir.

Livno XVIII ve XIX. yüzyıllarda tam olarak toparlanamadı. Rus konsolosu Giljferding 1858’de 500 müslüman, 200 Sırp ve 100 Hırvat hanesi saymaktadır. Bu da müslüman nüfusun azaldığını gösterir. 1604te % 96 olan oran 1858’de % 62’ye inmiştir. 1845 yılında Frano Jukic de 500 müslüman, 150 Hırvat ve 100 Sırp hane­sinden söz eder. Nüfus yapısındaki deği­şiklik 1878″e, yani Osmanlı döneminin bi­tip Avusturya – Macaristan İmparatorluğu hâkimiyetinin başladığı yıla kadar sürdü. 1910’daki Avusturya nüfus sayımı Livno’-da 365 müslüman, 160 Sırp ve 430 Hır­vat hanesinden bahseder. Böylece müs­lüman nüfusu % 38’e düşmüş oldu.

II. Dünya Savaşı’nda kasaba üç defa Al­man ordusu ve Hırvat destekçileri tara­fından işgal edilerek büyük tahribata uğradı ve Tito’nun partizan kuvvetlerince üç defa geri alındı. Bu savaş esnasında birçok cami ciddi şekilde zarar gördü. La­la Mustafa Camii, Glavica Camii, Dzumanusa Camii kubbeleri bombalandı. XIX. yüzyıl ortalarına ait Milosnik Camii yarı yarıya yandı.[diğer adıyla Busatlijina Ca­mii] Di­ğerleri tamamen tahrip edildi. 1953’te Tito Yugoslavyası’ndaki ilk sayımda Liv-no’nun nüfusu 3672 idi. 1971’de ilk defa Os­manlı döneminin en iyi zamanlarından daha fazla nüfusa sahip oldu. 1992’deki Bosna savaşından önce Livno’nun nüfusu 35.0Û0’e kadar yükseldi. Bunun % 18’i müslüman, % 15’i Sırp ve kalan kısmın büyük çoğunluğunu Katolik Hırvatlar oluşturmaktaydı. Bosna savaşında Sırplar’ın tamamı ve müslümanların bir kıs­mı sürgün edildi, yerlerine Hırvatlar yer­leştirildi. Günümüzde Bosna-Hersek’in Hırvat-Müslüman Federasyonu bölgesin­de yer alan Livno’nun nüfusunun (38.000) % 13’ünü müslümanlar, % 76’sını Hırvat­lar ve % 7,8’ini Sırplar oluşturmaktadır. Bugün beş mescid ve üçü XVI. yüzyıla ait kubbeli cami ile iki mütevazi yapı hâlâ kullanımdadır. Söz konusu camiler savaş­tan sonra kısmen restore edilmiştir (Dukatar ve Zavra camileri). Aşağı kasabada­ki Çurçiça Camii, Hırvat milliyetçileri tarafmdan yakılmış olup hıristiyan fanatizmi­nin kötü bir örneği olarak durmaktadır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski