Menakıbu'l Arifin Yazarı, Menakıbü'l Arifin Özellikleri, Hakkında Bilgi

Menâkıbü’l-‘ârifîn. Ahmed Eflâkî’nin (Ö. 761/1360) Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve Mevlevi tarikatı hakkında en geniş bilgileri ihtiva eden, Farsça eseri.

Eflâkî bu kitabını iki defa kaleme al­mıştır. Şeyhi Arif Çelebi’nin emri üzerine 718’de (1318) başladığı eserinin ilk redak­siyonunu bir yıl içinde bitirmiş ve onu Menâkıbü’l-‘ârifîn ve merâtibü’l kâşifîn diye adlandırmıştır. Bir taslak niteli­ğinde olan bu çalışmasını derlediği yeni malzeme ile genişleterek 754’te (1353) tamamlamış ve bu defa kitaba Menâkıbü’l-cârifîn adını vermiştir. Eflâkî, ismini belirtmeden Risâle-i Feridun Sipehsâlâr’dan başka Sultan Veled’in Velednâme, Rebabnâme, İntihânâme ve Ma’ârit Bahâeddin Veled’in Matârif, Şems-i Tebrîzî’nin Makâîât’ı ve Mevlânâ Celâ­leddîn-i Rûmî’nin Fîhi mâ fîh ve Mek-tûbât’mı kaynak olarak kullanmıştır. Bir girişle on bölümden (fasıl) İbaret olan bu ikinci redaksiyonda ilk dokuz bölüm sıra­sıyla Mevlânâ’nın babası Sultânülulemâ Bahâeddin Veled’in. Seyyid Burhâneddin Muhakkık-i Tirmizî’nin, Mevlânâ Celâled­dîn-i Rûmî’nin, Şems-i Tebrîzi’nin, Selâhaddîn-i Zerkûb’un, Hüsâmeddin Çelebi’nin, Sultan Veled’in, Arif Çelebi’nin ve Şemseddin Emîr Âbid’in hal tercüme­lerine ayrılmış, onuncu bölüm Mevlânâ ve etrafındaki!erin çocukları ile tarikat şecerelerine tahsis edilmiştir.

Büyük bir kısmı derleme niteliğinde ol­masına rağmen Menâkıbü’l-‘ârifîn’öe Mevlânâ ve etrafındakiler hakkında oldu­ğu kadar Anadolu’nun o dönemdeki tarihî, dinî, içtimaî ve iktisadî durumuna dair çok önemli bilgilerin verildiği görülmek­tedir. Ayrıca eserde bölgenin mimarlık tarihi, halıcılık, mûsiki sanatları hakkın­da oldukça ilgi çekici kayıtlara rastlan­maktadır. Kitapta derleme bilgilerin ya­nında müellifin bizzat görerek veya du­yarak elde ettiği bilgiler de bulunmakta­dır. Eser, dönemin tasavvufî âdâb ve me­rasimlerini yansıtması açısından da özel bir öneme sahiptir.

Menâkıbü’l-Cârifîn ilk defa bir yazma nüshasına dayanılarak Sevânih-i cÖm-rî-i Hazret-i Mevlânâ Rûmî Müsemmâ be-Menâkıbü’l-‘ârifîn adıyla Hin­distan’da basılmış,[Agra 1897] ikinci ve ilmî neşri ise Türkiye’deki en eski yazma­lardan faydalanılarak iki cilt halinde Tah­sin Yazıcı tarafından gerçekleştirilmiştir.[Ankara 1959. 1961] Abdülvehhâb es-Sâ-bûnî, ekleme ve çıkarmalarla eseri Sevâ-kıbü’l-Menâkıb adıyla Farsça olarak yeni­den kaleme almıştır. Kitabın Türkçe ter­cümeleri şunlardır:

1. Zâhid b. Arif tara­fından Mahzenü’l-esrâr adıyla 803’te (1400-1401) yapılan tercüme. Oldukça sa­de bir dille gerçekleştirilen bu çeviride an­laşılması güç bazı parçalar atlanmış, bazı manzum parçalar ise nesre çevrilmiştir. 2. Gevrekzâde Hasan, Tercüme-i Menâkıbü’l-ârifîn. Manzum kısımlar dışında eserin tam tercümesi olup 1795’te ta­mamlanmıştır.

3. Abdülbâki Nasır Dede, Tercüme-i Menâkıbü’l-ârifîn (Tercü­me-i Eflâkî). Çeviriye 1793’te başlanmış, 1797’de bitirilmiştir.

4. Tahsin Yazıcı, Ariflerin Menkıbeleri [Ankara 1953-1954; İstanbul 1964-1966, 1972-1973, 1986]Eser bütünüyle ele alınıp değerlen­dirilmiş, metni tahlil ve tenkit edilmiştir.

Eserin eksik tercümelerinin önemlileri arasında Kemal Ahmed Dede’nin Tercü­me-i Menâkıbı Sultânü’l-ulemâ ve Mevlânâ Ceîâleddîn Muhammed ve Huleiâ-yı îşân adıyla yapılan manzum çevirisi, Naci Fikret Baştak’ın, Clement Huart’ın Fransızca çevirisinden İstanbul Üniversitesi Kütüphanesindeki bir yaz­ması ile karşılaştırarak yaptığı baştan üç bölümün tercümesi [Konya Dergisinde 1939’dan 1942’ye kadar tefrika halinde ya­yımlanmıştır] sayılabilir. Abdülvehhâb es-Sâbûni’nin Sevâkıbü’l-Menokıb’ım Se-nâî mahlaslı Derviş Halil Tercüme-i Sevâkıbü’l-Menâkıb, Derviş Mahmud Mesnevîhan Tercüme-i Sevâkıb adıyla Türkçe’ye çevirmiştir.

Menâkıbü’l-‘ârifîn, Clement Huart tarafından Les saints de s derviches toumeurs adıyla iki cilt halinde Fransız­ca’ya [Paris 1918-1922] James William Redhouse tarafından bir kısmı İngilizce’­ye çevrilmiş ve mütercimin Mesnevi tercümesinin baş tarafına eklenmiştir.[London 1881]

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski