Menhuan (Menghuan) Nedir, Tarihi, Hakkında Bilgi

Menhuan. Çin’de tarikatlar için kullanılan ortak ad.

Kuzeybatı Çin’in Kan-su, Ninghsia ve Ch’inghai eyaletlerinde yaygın olan İslâm tarikatlarına verilen menhuan adı, Çin’de aristokrat sınıfa mensup büyük aileler için kullanılan menfa kelimesindeki men ile aydın sınıfının adı olan huang-men kelimesindeki huangın birleşmesinden meydana gelmiştir. İlk defa 1890’lı yıllar­da Kansu valisinin eyaletteki müslüman isyancıları sınır dışı etmek için merkezî hükümete yolladığı resmî raporlarda görülen bu kelimenin, tarikatların dinî ve sosyal yapılarının Çin’in aristokrat ve ay­dın sınıflarına benzemesinden dolayı ve­rildiği düşünülmektedir.

Çin’de XVII. yüzyıldan itibaren yayılma­ya başlayan tarikatların İslâm dünyasın­daki diğer tarikatlardan farklı özellikler taşımamakla birlikte Çin kültüründen et­kilendiği görülmektedir. Tarikatların baş­langıçta sade olan cemaat yapıları zaman­la bir tekkenin etrafında toplanılmasıyla düzenli bir hal almış, tekkeler tarikata mensup müridlerin vakfettikleri geniş arazi ve zekât gelirleriyle zengin mülklere sahip olmuştur.

Kâdiriyye (Ka-ti-lin-yeh). Kübreviyye (K’u-pu-lin-yeh), Hafiyye (Hu-fei-yeh) ve Cehriyye (Che-ho-lin-yeh) tarikatlarının faaliyet gös­terdiği Çin’de Kâdiriyye ve Hafiyye’nin bir­kaç alt kolu daha bulunmaktadır. XVII. yüzyıl ortalarında Çin’de yayılmaya başla­yan Kâdiriyye menhuanı, Çin’in Mekke’­si diye meşhur olan Hezhou’da (bugün Linxia) Çin İslâmî rivayetlerine göre Hz. Peygamber’in yirmi dokuzuncu göbek so­yundan geldiği ileri sürülen Hâce Abdul­lah adlı bir şeyh tarafından kurulmuş, ku­rucusunun ölümünden sonra beş kola ay­rılmıştır. Bunların en yaygını, İslâmî ismi Hilâleddin olan Chi Jing-yi tarafından te­sis edilen Da-gony-bei menhuanıdır. İlk iki şeyh döneminde Kâdiriyye’nin temel prensiplerinden ayrılmayan bu menhuan üçüncü şeyhten itibaren değişmeye baş­lamış, Kâdiriyye’nin diğer kolları da ana menhuandan ayrılarak kendi şeyhleriyle ayrı cemaatler halinde faaliyetlerini sür­dürmüşlerdir.

Kübreviyye Çin’e, Hz. Peygamber’in soyundan geldiği rivayet edilen ve çeşitli zamanlarda bu ülkeye üç defa seyahat etmiş olan Muhyiddin adlı bir şeyh tara­fından getirilmiş, muhtemelen şeyhin büyük oğlu Ahmed el-Kebîr tarafından yaygınlaştırılmıştır. Dong-Siang bölgesin­deki Chung kabilesine mensup çok sayı­da Han Çinlileri bu tarikata intisap etti­ğinden tarikat Changmen adını almıştır. Bu tarikatın temel özelliği halvetin süresinin 40, 70 veya 120 gün olmasıdır. Tari­katta Çin’in geleneksel ölü defnetme me­rasimlerinin etkisi açıkça görülür. Nite­kim ahung veya imam denilen şeyh def­nin yedinci günü Kur’an okuyup dua et­mesi için ölü evine davet edilir, bu davet her yedi günde bir on defa tekrarlanır.

Menhuan gruplarının en önemlilerin­den biri. Nakşibendiyye tarikatına daya­nan, ancak sessiz zikir yapmayı tercih et­tikleri için Hafiyye ismini alan menhuandır. İmam Ali er-Rızâ soyundan gelen Afak Hoca, babası Muhammed Yûsuf un vefatı üzerine 1672-1673 yıllarında Kuzeybatı Çin’in Su-Chau bölgesine giderek tarikat faaliyetine başladı. En meşhurları Ma-Tai Baba olan birkaç halife tayin eden Şeyh Hidâyetullah’ın halifelerinden Ma-Laichi. Hua-Sha adıyla ilk Nakşibendiyye kolunu kurdu. Şeyh Ma Laichi’nin hacca gittiği, Yemen’de bir yıldan fazla bir süre ilim tahsil ettiği, Hindistan’a yaptığı uzun se­yahatleri sırasında Nakşibendî şeyhi Mev-lânâ Mahdûm’a intisap edip kemale er­diği söylenir. Kuzeybatı Çin’de çok sayıda mürid toplayan Ma Laichi. Tibet sınırların­da yaşayan Salarlar arasında tarikatını yaymada büyük başarı sağladı. 1747’de tarikat Konfüçyanizm dünyasının düze­nini tehdit eden zararlı bir doktrin oldu­ğu gerekçesiyle King hanedanına şikâyet edildi. Ancak muhalifleri bu girişimlerin­den bir sonuç alamadılar.

Kendine özgü yapısıyla diğerlerinden açıkça farklı olan Cehriyye menhuanı Ma Ming-hsin (ö. 1781) tarafından kurulmuş­tur. Şeyh Ma Ming, Mekke’de hac ibade­tini yerine getirdikten sonra Yemen’de ve Buhara’da tahsil görmüş. Şeyh Zeyn b. Muhammed Abdülbâki el-Mizcâcî’den Nakşibendiyye hilâfeti alarak 1761’de Çin’e dönmüş ve bir Türk kabilesi olan Sa­larlar arasında Nakşibendîliği yaymaya başlamıştır. Ancak Ma Ming’in cehri zikri benimsemesi, Hafiyye’nin tarikat anlayı­şına karşı çıkması, dinî uygulamaların za­manla değişime uğramak zorunda oldu­ğunu söylemesi Hafîler’le arasının açılma­sına sebep oldu. 1781 ve 1784’te Kansu eyaletinde hükümete karşı ayaklanan Cehriler, Hafîler tarafından desteklen­medi. Cehriler, şeyh Ma Ming-hsin’den sonra şeyh Ma Hua-lung (ö. 1871) zama­nında da birçok ayaklanmaya katıldılar.

Kuzeybatı Çin’de geçmişte olduğu gibi günümüzde de en önemli tarikat Nakşibendiyye’dir. Komünistler iktidarı ele ge­çirmeden önce tarikatın on ikisi Hafiyye, ikisi Cehriyye olmak üzere on dört kadar kolu bulunmaktaydı. Cumhuriyet ve ko­münizm dönemlerinde de en dinamik müslüman grup 1950’li yılların sonuna doğru etkisi Hebei, Shaanxi, Gansu. Ningxia, Yunnan, Sincan ve Jilin’e kadar yayılan Cehriyye olmuştur. 1958’de komü­nist hükümet Cehri şeyhi Ma Zhenwu’yu hedef alarak ona karşı çeşitli suçlama­larda bulunmuş, devletin baskısı ve asi­milasyon politikaları Çin’de tarikatların, dolayısıyla İslâm’ın yayılmasını engelle­miştir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski