Merhaba Nedir, Ne Demek, Anlamı, Hakkında Bilgi

Merhaba. Bolluk, rahatlık, huzur ve afiyet temennisi içeren bîr selâmlama sözü.

Sözlükte “genişlik, bolluk” anlamına ge­len ruhb kökünden masdar olup mecazi olarak “rahatlık, ferahlık, huzur” mâna­sında da kullanılmaktadır. Lügat kitap­larında merhaba sözünün bir kimsenin misafiri karşılarken, “Buyur, evimiz senin için geniş ve rahat bir yer olacak, burada dostluk bulacaksın, kendini rahat hisset” anlamında bir selâmlama tabiri olduğu, ayrıca, “Allah sana bolluk ve rahatlık, hu­zur ve afiyet versin” mânasında dua ola­rak da kullanıldığı belirtilmektedir. İbn Hacer el-Askalânî’nin kaydettiğine göre Ebû Hilâl el-Askerî, merhaba şeklindeki selamlamayı ilk kullanan kişinin milâdî VI. yüzyıida ya­şamış olan Himyerî hükümdar ailesinden Seyf b. Zûyezen olduğunu belirtmiştir.

Merhaba sözü Kur’ân-ı Kerîm’de Sâd sûresinin 59 ve 60. âyetlerinde, inkarcı ve saptırıcı önderlerle onların peşinden gi­den kitlelerin âhiretteki yargılanmaları sırasında aralarında geçecek çekişmeler ve karşılıklı suçlamalar anlatılırken geç­mekte, burada önderlerin kendilerine tâ­bi olanlar aleyhinde “lâ-merhaben bihim” diyerek beddua edecekleri, yönetilenlerin ise kendilerini bu duruma düşürenlerin önderleri olduğunu söyleyerek onlara aynı beddua İle karşılık verecekleri bildirilmek­tedir. Bu âyetlerde merhaba tabirinin geçtiği ifadeler tefsirlerde “Cehennem­de yerleri dar olsun, rahat yüzü görme­sinler, rezil rüsvâ olsunlar” diye açıklan­maktadır.

Hadislerde de merhaba sözü sıkça geçmektedir. Hz. Peygamber’in, kızı Fâtı-ma’yı, amcası Ebû Tâlib’in kızı Ümmühânî’yi. müslüman olmak için huzuruna ge­len Ebû Cehil’İn oğlu İkrime’yi, diğer sahâbîleri, çeşitli ziyaretçilerini, yabancı he­yetleri merhaba diyerek karşıladığına dair çok sayıda rivayet bulunmaktadır. Resûlullah Amrnâr b. Yâsir’i, “Merhaba, iyi olan ve İyiliğİyle tanınan kişi!” diyerek selâmlamış peygamber olma­dan önceki dönemde kendisiyle ticaret ortaklığı yapan Sâib b. Ebü’s-Sâib’e de, “Merhaba kardeşim ve ortağım, dürüst­lükten sapmayan, eğilip bükülmeyen ki­şi!” şeklinde iltifatta bulunmuştur. Sa­lih kişiler vefat ettiğinde manevî âleme yükseltilen ruhlarının, “Merhaba, güzel ve temiz bedenden gelen güzel ve temiz ruh! Övülmüş olarak gir; müjdeler olsun sana!” sözleriyle karşılanacağı, kötülerin ruhları bedenlerinden ayrıldığında onla­ra da, “Çık git buradan ey kirli bedenden gelen kirli ruh! Sana merhaba yok” (rahat yüzü görmeyeceksin) denileceği bildirilir. Özellikle mi’rac olayını ayrıntılarıyla anlatan hadiste, Resûlullah’ın Cebrail İle birlikte dünya semasından başlamak üze­re yedi kat semanın her birine ulaştığın­da merhaba sözüyle karşılandığı; birinci semadaki Âdem, İkinci semadaki îsâ ve Yahya ile diğer sema katlarındaki Yûsuf, İdrîs, Hârûn, Mûsâ ve İbrahim peygam­berlerin kendisini, “Bir kardeş ve pey­gamber olarak merhaba sana!” sözüyle selâmladıkları bildirilmektedir. Bu hadisler dolayısıyla müslümanların birbi­rini merhaba diyerek selâmlamaları sün­net kabul edilmiş ve bu sözle merhaba­laşma, “selâmün aleyküm” (es-selâmü aleyküm) ifadesiyle birlikte İslâm toplumların­da en sık kullanılan selamlaşma şekli olarak bir gelenek halini almıştır.

Muhtemelen mi’raca dair hadisten esinlenerek bilhassa İslâmî Türk edebi­yatında na’tlar, mevlidler, mi’râciyyeler ve tevşîhlerde Hz. Peygamber’e tazim ola­rak merhaba sözünün sıkça tekrarlandı­ğı görülür. Bunların en güzel örneklerin­den biri, Süleyman Çelebi’nin asıl ismi Vesîletü’n-necât olan Mevlid’indeki “Mer­haba” bahridir. Ayrıca bazı ramazan ilâ­hîlerinin, “Merhaba yâ merhaba yâ mer­haba”, “Merhaba merhaba şehr-i rama­zan merhaba” şeklindeki mısralarla be­zenmiş olması örneğinde görüldüğü gibi merhaba sözü Önemli gün ve gecelerin kutlanmasında da tazim ifadesi olarak kullanılmıştır. Ebû Hilâl el-Askerî, Dîvâ-nü ‘î-mecânî adlı eserinde Arap edebiya­tında merhaba tabirinin kullanıldığı edebî metinlerden bazı örnekler vermektedir.

TDV İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski