Mesabihus Sünne - Begavi Özellikleri, Hakkında Bilgi

Mesâbîhu’s-sünne. Ferrâ el-Begavî’nin (ö. 516/1122) güvenilir hadis kaynaklarından derlediği hadisleri ihtiva eden eseri.

Rivayetlerin önce konularına ve bablara göre sıralandığı kitapta her babdaki ha­disler kendi içinde sahih ve hasen olmak üzere ikiye ayrılmış, az sayıdaki zayıf ri­vayetin durumu belirtilmiş, münkerve mevzu rivayetlere yer verilmediği ifade edilmiştir. Brockelmann’ın Begavî’nin eserine aldığı hadisleri sahih, hasen, za­yıf ve garîb diye üçe ayırdığını söylemesi doğru değildir. Begavî başka kaynaklarda görülmemekle birlikte Sahîhayndan seçtiği hadisler için “sahih” (2434 hadis), diğer hadis kitaplarından seçtiği hadisler için de “hasen” (2050 ha­dis) terimini kullanmıştır. Bu kitaplar Kütüb-i Sitte ile Dârimî’nin es-Sünen, Mâ­lik” in el-Muvatta7, Şafiî’nin el-Müsned, Dârekutnî’nin es-Sünen, Beyhaki’nİn Şu’abü’l-îmân ve Endülüslü muhaddis Rezîn b. Muâviye es-Sarakustî’nin et-Tecrîd îi’ş-şıhâh ve’s-sünen adlı eserleridir. İslâm âleminde büyük şöhret kazanan ve üzerine kırktan fazla şerh yazılan Mesâbîhu’s-sünne’de 4931 hadis vardır. Kâtib Çelebi eserin 4719 hadis ihtiva ettiğini. 1051 hadisin hem Şahîh-i Buhâri hem Şahîh-i Müslim’de, 325 hadisin yalnız Buhârî’de, 875 hadisin sadece Müslim’­de bulunduğunu söylemektedir.

Mesâbîhu’s-sünne’dekı hadislerin sahâbî veya nadiren tabiî râvisi dışında se-nedleri hadis ilminde ilk defa olmaK üzere bu eserde terkedilmiştir. Şahîhayn ha­disleri dışındaki bütün rivayetleri hasen olarak nitelemesi yüzünden Begavî’ye cid­di itirazlar yöneltilmiş, İbnü’s-Salâh ve Nevevî sünen müelliflerinin eserlerinde ha­sen rivayetlerin dışında sahih ve zayıf ha­dislerin de bulunabileceğini söylemiştir. İbn Hacer e!-Askalânî, Süyûtîve Zeynüd-din el-Irâki gibi muhaddisler de Begavî’yi eleştirmiştir. Ancak Muhyiddin el-Kâfi-yeci gibi bazı Hanefî âlimleri bu kullanı­mın bir terim olması dolayısıyla eleştiriyi hak etmediğini söylemiştir. Öte yandan Ebû Hafs Sirâcüddin Ömer b. Ali el-Kazvînî eserde geçen ha­dislerden bazılarının mevzu olduğunu id­dia etmiş, bu iddiaya Alaten-Nakdü’ş-şahîh îimâ ü’türida caleyhi min ehâdî-şi’l-Meşâbih adlı eserinde İbn Hacerel-Askalânî de el-Ecvibe can ehâdîş vakacat fî Meşâbîhi’s-sünne ve vuşifet bi’l-vazc adıyla yazdığı bir risalede cevap vermiştir. Her iki çalışma, İbn Hacer’in Hidâyetü’r-ruvât ilâ tahrîci ehâdîsi’l-Meşâbîh ve’l-Mişkât adlı eseriyle bir­likte yayımlanmıştır. Ayrıca Mesabîhu’s-sünne’de mevzu olarak nitelendi­rilen hadislerin aslında uydurma değil muhtemelen ricalinin zabt kusuru dola­yısıyla zayıf olabileceği ve bunların başka tariklerle desteklenip hasen derecesine çıkabileceği söylenmiştir. Meşâbîhu’s-sünne Bulakta (1294) ve Kahire’def 1318 Mişkât ile birlikte, ayrıca Yûsuf Abdurrah­man e!-Mar’aşlî, Muhammed Selîm İbra­him ve Cemâl Hamdî ez-Zehebî tarafın­dan hadislerinin tahrîci ve fihristi yapıl­mak suretiyle dört cilt halinde yayımlanmıştır.

İbn Hacer el-Askalânî’nin hocası Sad­reddin Muhammed b. İbrahim b. ishak es-Süiemî el-Münâvî Keşfü’l-menâhk ve’t’tenökih iî tahrîci’l-ehâdîşi’l-Me-şâbîh’inde kitaptaki ha­disleri tahrîc etmiştir. İbn Hacer, bu eser­den de faydalanarak Hidâyetü’r-ru-vdfında hem her iki eserin tahrîciniyap­mış hem de bu eserlerde geçen hadislerle ilgili önemli tesbit ve tashihlerde bulun­muştur. Mahmûd b. Ahmed b. Muhammed el-Fârisî Esmâ’ü ricâli’l-Meşâbîh”mğe ve Ebü’l-Vefâ Muhammed Ab­dullah b. Muhammed el-Bahşî Terce-metü ‘ş-şahâbe ruvâtü ‘l-Mesâbîh”mde Me-şâbîhu’s-sünne’de geçen sahâbîve ta­biî râvilerin hal tercümelerini kaydet­miştir. Ebü’l-Ferec Muhammed b. Dâ-vûd b. Yûsuf et-Tirmizî de Şerhu müskilâti Kitâbi’l-Meşâbîh adlı eserinde kitaptaki anlaşıl­ması zor yerleri konu edinen bir çalışma yapmıştır.

Eser çeşitli dillere çevrilmiştir. Bunlar­dan 1080 (1699) yılında yapılan Tercümetü Mesâbîhi’s-sünne adlı Türkçe çe­virisi Sinâneddin Yûsuf b. Hüsâmeddin el-Amâsî’nirı Müntehabât-ı Mesâbîh Tercümesi ve müellifi bilinmeyen Tercüme-i ba’zi’l-ehâdîsi’ş-şerîfe min Mesâbîhi’s-sünne adlı kısmî tercüme anılabilir.

Meşâbîhu’s-sünne üzerine yapılan en meşhur çalışma Hatîb et-Tebrîzî’nin Miş-kâtü’l-Meşâbîh’idır. Hatîb et-Tebrîzî bu eserinde Begavî’nin sahih ve hasen diye ikiye ayırdığı hadisleri yeniden düzenleyip ilâvelerde bulunmuş, onun hadisleri seç­me şartlarını dikkate alarak esere üçün­cü bir bölüm eklemiş, müellifin kapalı bıraktığı yerleri açıklamış ve hadislerin râvilerini zikretmiştir. TebrîzVnin eserin her üç bölümüne ilâve ettiği hadislerin sayısıdir Mişkâtü’î-Meşâbîh Hindistan’da (1257,1319), Delhi’de (1300, 1890), Bom­bay’da (1271), mukaddimesinde Abdül-hak b. Seyfeddin ed-Dihlevî’nin Beyânü baczı muşîalahöü’î-hadîş, sonunda Ha­tîb et-Tebrîzî’nin el-İkmâl fî esma’i’r-ricâl (Kitaba Esmâ’i ricali’t-Mişkât) adil eseriyle birlikte bu nüsha esas alınarak Terburg’da (1315/1898), ayrıca Mirkâtü’l-mefâtîh ve Muhammed İdrîs

el-Kandehlevî’nin et-Tcflîku’ş-şabîh caîâ Mişkâti’l-Meşâbîh’i ile beraber (Diyû-bend 1354], yine Ebü’l-Hasan Ubeydullah b. Muhammed Abdüsselâm el-Mübârek-fûri’rim Mir âtü’l-mefâtîh şerhi Mîşkâ-ti’i-Meşâbîh adlı eseriyle birlikte yayımlanmıştır. Eserin, Nâ-sırüddin el-E!bânî tarafından hadislerin kaynaklan tashih edilerek ve sıhhatlerine dair değerlendirmeler yeniden gözden geçirilerek yapılan neşri de önemlidir.

Mişkâtü’î-Meşâbîh çeşitli dillere çev­rilmiştir. Bunlardan A. N. Matthevvs’ın Mischat al-Masabih Mevlânâ Fazlülkerîm’in al-Hadis-An Engîish Translation and Commen-tary of Mishkat-ul-Masabih adlı İngilizce tercümeleri, Mu­hammed Kutub Han ed-Dihlevî’nin Hintçe tercümesi ve Mustafa Uysal’ın Türkçe çevirisi zikredilebilir. Eser ayrıca Mishküt al-Masâbih adıyia James Robson ve Nâsırüddin el-Elbânî neşri esas alınarak yine aynı adla Abdülhamîd Sıddıki tarafından İngilizce’ye ter­cüme edilmiştir.

Eser üzerine ilk şerh, Tîbî tarafından el-Kâşif fan hakâ’iki’s-sünen Şerhu’t-Tercüme-i ba ‘zi’l-ehâdtsi’ş-şefife min MesâbiM’s-sünne’nln ilk iki sayfası din es-Sehâvî ve Seyyid Şerif el-Cürcânî’-nin haşiyeleri, İbn Hacer el-Heytemî’nin Fethu’l-ilâh fî şerhi’l-Mişkât, Abdüla-zîz b. Muhammed el-Ebherî’nin Min-hâcü’l-Mişkât adlı çalışmaları vardır. Abdülhak b. Seyfeddin ed-Dihlevî de Eşi”atü’i-Lemacât adıyla Farsça [89] daha sonra Lemcfâtü’t-tenkih fî şerhi Mişkâti’l-Meşâbîh adıyla Arapça bir şerh yazmıştır. Müellifin ayrıca Es-mâ’ü ricali Mişkâti’l-Meşâbih’ı vardır. Mişkâtü’l-Meşâbîh’m pek çok şerh ve tahrîci arasında Ekmelüddin Yûsuf b. İbrahim b. Muhammed eş-Şir-vânî’nin Hidâyetü’ş-şabîh fî şerhi Miş­kâti’l-Meşâbîh, Nûrülhasan b. Sıddîk Hasan Han’ın er-Rahmetü’l-mühdât ilâ men yündü ziyâdâte’l-cilmcalâ ehâdîşi’l-Mişkât, Seyyid Ahmed Hasan ed-Dihlevî’nin Tenkihu’r-ruvât fî tahrîci ehâdîşi’l-Meşâbîh ve’l-Mişkât, Muhammed İdrîs el-Kandehlevî’nin et-Taciîku’ş-şabîh ‘alâ Mişkâti’l-Meşâbîh, Ebü’l-Hasan Ubeydullah b. Muhammed Abdüsselâm el-Mübârekfûrî’nin Mirkâ­tü’l-mefâtîh şerhi Mişkâti’l-Meşâbîh adlı eserleri sayılabilir. Ayrıca Mişkâ­tü’î-Meşâbîh üzerine Hint alt kıtasında yapılan çalışmalar hakkında müstakil araştırmalar yapıldığı. Abdülhay el-Hasenî’nin eş-Şekâfetü ‘l-İslâmiyye fi’l-Hind adlı eserinde Hint ulemâsının Meşâbîh ve Mişkât’a verdikleri öneme işa­ret ettiği belirtilmelidir. Bunların dışında şu çalışmaları da kaydetmek gerekir: Abdülmü’min b. Ebû Bekir ez-Za’ferânî, ei-Yenâbf fî şerhi’l-Meşâbîh, Alâeddin Ali b. Selâhaddin es-Sehûmî, Menhelü’l-Yenâb? fî şerhi’l-Meşâbîh, Muzhirüddin Hüse­yin b. Mahmûd ez-Zeydânî, el-Mefâtîh fî şerhi (haüi)’l-Meşâbîh, Muzhirüddin Hüseyin b. Mahmûd ez-Zeydânî ve Zey-nülarab Ali b. Abdullah b. Ahmed en-Nahcuvânî, Şerhu’l-Meşâbîh zikredilebilir. Eser hakkında yapılan diğer şerhler ve çalışmalar için Yûsuf Ab-durrahman el-Mar’aşlî bilgi vermektedir.

TDV İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski