Metruk Hadis Nedir, Ne Demek, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Metruk. Yalan söylemekle itham edilen râviyi veya onun naklettiği rivayeti ifade eden hadis terimi.

Sözlükte “bırakılmış, terkedilmiş” anla­mına gelen metruk kelimesi, terim ola­rak “hadis uydurmamış olsa bile günlük hayatında yalan söylediği bilinen râvinin tek başına rivayet ettiği hadis” mânasında kullanılmakta ve zayıf hadis çeşitlerinden biri olarak matrûh ile aynı anlamı taşı­maktadır. İlk dönemlerden itibaren muhaddisler, rivayetleri terkedilecek derece­de zayıf râviler hakkında “terk” fiilinden türetilen çeşitli lafızlar kullanmışlardır. “Müttefekun alâ terkihî” (terkedilmesi gerektiği konusunda ittifak vardır), “metrûkü’l-hadîs” (hadisi terkedilmiştir), “terakûhu” (ondan rivayeti terkettiler), “şebîhün bi’l-metrûk” (metruk râvilerden farksızdır), “türike hadîsühû” (hadisi terkedilmiştir) gibi cerh nitelikli bu lafızlar, adaletinde kusu­ru bulunan veya zapt bakımından yeter­siz olan râvinin zayıf olduğunu belirtmek amacıyla kullanılmakta, böylece hem ken­disinin hem de rivayetlerinin terkedilmesi gerektiğine işaret edilmektedir.

Metruk râvileri göstermek üzere “müttehemün bi’l-kizb” (yalan söylemekle İtham edilmiştir), “mâfîhi hayr” (onda hayır yok), “lâ tühaddisû anhü” (ondan hadis rivayet et­meyiniz), “lâ yüsâvî şey’en” (beş para etmez), “racülün sûün” (kötü adamdır), “mehcû-run” (terkedilmiştir), “matrûhu’l-hadîs”(ha­disi atılmıştır), “zâhibü’l-hadîs” (hadisi sakıt­tır), “ed’afü’n-nâs” (insanların en zayıfıdır), “leyse bi-sikatin” (güvenilir değildir), “lâ yurvâ hadîsühû” (ondan hadis rivayet edil­mez) şeklinde çok farklı cerh lafızları da kullanılmıştır. İlk üç asırda metruk râviler hakkında kullanılan cerh lafızlarının sayısı 110 civarındadır.

Terk fiilinden türetilen cerh lafızlarının önceleri adaletinde kusuru bulunan ve zapt açısından yetersiz olan bütün zayıf râviler hakkında kullanıldığı anlaşılmak­tadır. Şu’be b. Haccâc’ın, hadisi terkedil­mesi gereken kişilere dair bilgi verirken “yalan söylemekle İtham edilen, çok hata yapan, güvenilir birçok kimse tarafından nakledilen bir hadise muhalif nakilde bu­lunan ve bu muhalefetinden dönmeyen, meşhur muhaddislerden diğer meşhur muhaddislerin duymadığı ve nakletme­diği şeyleri tek başına rivayet eden kişi” şeklinde za­yıf râvilere ait birçok özelliği sıralaması bunu gösterir. Yine ilk dönem hadis âlim­lerinden Nesâî, İbn Hibbân ve Dârekut-nî’nin kaieme aldıkları ed-Du’aİâ ve’l-metrûkûn İsimli eserlerde zayıf ve met­ruk râviieri birlikte ele almaları bunlar arasında fark görmediklerini ortaya koy­maktadır.

Zayıf teriminin yerleşmesinden sonra aynı anlamı ifade eden metruk daha az kullanılmıştır. Râmhürmüzî, Hâkim en-Nısâbûrî ve Hatîb el-Bağdâdî gibi ilk dö­nem hadis usulcüleriyle İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî, Nevevî, İbn Kesîr ve Zeynüddin el-Irâki gibi daha sonraki usul âlimlerinin bu terim üzerinde fazla durmamaları bu­nu göstermektedir. Metruk terimini özel anlamıyla ilk tarif eden ve onu bir hadis çeşidi olarak ele alan İbn Hacer el-Askalâ­nî’nin bu terime yüklediği anlam etraf ında farklı görüşler ortaya çıkmıştır. İbn Hacer’e göre yalan söylemekle itham edi­len râvinin tek başına rivayet ettiği hadis metruk, fakat ço’; hata yapan, dinin emir ve yasakları konusunda titiz davranma­yan, çok dalgın ve dikkatsiz râvinin rivaye­ti münkerdir. Süyûtî ise yalan söylemekle itham edilen bir râvi tarafından dinin zaruri olarak bi­linen esaslarına aykırı şekilde tek başına rivayet edilen ya da hatası fazla veya dinî emir ve yasaklar konusundaki duyarlılığı az yahut da dalgınlığı ve dikkatsizliği çok olan râvinin rivayetinin metruk olduğu görüşündedir. Buna göre İbn Hacer’in münker dediği rivayetlere Süyûtî metruk adını vermek­tedir.

Metruk vb. bir lafızla cerhedilen râvinin büsbütün terkedilip terkedilmeyeceği hu­susu muhaddisler arasında tartışılmıştır. Genel kanaat bu lafızların her zaman cerh anlamı taşımayabileceği, terkin bazan cerhi gerektirmeyen bir sebebe veya şüp­heye dayanabileceği yönündedir. Meselâ “terakûhu” ile “terakehû füiânün” lafız­larının anlamları farklıdır. Bunlardan ilki râvinin zayıf olduğunu ve rivayetinin ya­zılmayacağını gösterdiği halde ikincisi ge­nelde herhangi bir kişinin o râvinin riva­yetlerini yazmadığı veya ondan hadis al­madığı anlamına gelmektedir. Farklı gö­rüşler bulunmakla beraber hadis âlimle­rinin genel kanaatine göre metruk ola­rak değerlendirilen râvinin ve rivayetinin mutlak mânada terkedilmesi için münek­kitlerin çoğunun o râvi ve rivayeti hakkın­da aynı kanaati paylaşması gerekmektedir.

Metruk ile aynı kökten türeyen lafızlar Zehebî ve Şemseddin es-Sehâvî’ye göre cerhin üçüncü, Zeynüddin el-lrâki’ye gö­re ikinci, İbn Hacer el-Askalânî’nin Takrî-bü’l-Tehzîb’öeKı tertibine göre ise onun­cu mertebede bulunan râviler hakkında kullanılmaktadır. Bu mertebedeki râvinin hadis rivayetinde kasıtlı olarak yalancılık yaptığı bilinmese bile günlük hayatında yalancılığının tesbit edilmesi kavlî fısk olup bu da bir cerh sebebidir. Çünkü ya­lan söylemeyi alışkanlık haline getiren kimsenin Hz. Peygamber adına yalan söy­lemesi de mümkündür. Böyle bir râvinin sadece kendisi tarafından nakledilen ve uydurma olduğuna dair bir alâmet de bulunmayan rivayetleri dinin zaruri ola­rak bilinen esaslarına aykırılık taşımasa bile kabul edilmez ve mevzu olarak değerlendirilir.

Zayıf ve metruk râvilere dair ilk dönem­lerden itibaren kısaca ed-Dıfafa” ya da ed-Du^afa” ve’l-metrûkûn adıyla bilinen, genellikle alfabetik olarak düzenlenen, her râvi hakkında müellifin veya tanın­mış hadis münekkitlerinin değerlendir­melerine yer verilen pek çok eser kale­me alınmıştır. Günümüzde de özellikle belli eserlerde yer alan metruk râvilerle ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Mekke Ümmülkurâ Üniversitesi’nde Abdullah Murâd Ali el-Pâ-kistânî el-Metrûkûne’1-îezîne teferre-de bihim İbn Mâce. Mûsâ Sekr Boks el-Endonisî el-Metrûkûn ve merviyyâtühüm fî Kitabi”l-Câm? H’l-İmâm et-Tirmizî, Vasıyyullah b. Muhammed Abbas ed-Du’a ve’l-mechûîûn ve’i-metrûkûn fî Müctcbâj’n-Nesğ1!, Mu­hammed Sabrân Efendi el-Endonisî el-Metrûkûn ve’l-mechûlûn ve merviy­yâtühüm i’i Süneni Ebi Dâvûd es-Si-cistânî adıyla yüksek lisans çalışması yapmışlardır.

TDV İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski