Miyar-ı Sedat Yazarı, Konusu, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Mi’yâr-ı Sedâd. Ahmed Cevdet Paşa’nın (ö. 1895) mantık kitabı.

Geleneksel tarzda yazılmış ilk Türkçe mantık kitabıdır. Oğlu Ali Sedad’ın bildir­diğine göre müellif, oğlunun faydalanma­sı için telif ettiği esere onun adına izafe­ten Mi’yâr-ı Sedâd ismini vermiştir. Ali Sedad da Mîzânü’l-ukül fi’l-mantık ve’l-usûl adlı kitabını ya­zarken bu eserden geniş ölçüde yararlan­mıştır. Ancak Ali Sedad geleneğin dışına çıkarak Avrupa’daki yeni mantık akımlarını, yöntem ve kavramlarını da dikkate almıştır. Mi’yâr-ı Sedâd’ın İstan­bul baskısının (1303) iç kapağında eserin ibtidâî mekteplerinde okutulmak üzere yazıldığı, fakat iri harflerle basılan kısım­ların metin olarak rüşdiyede de okutulabileceği belirtilmektedir. Eser, geleneksel mantık kitaplarındaki plana uygun ola­rak bir mukaddime ile “tasavvurât” ve “tasdîkât” bahislerinin yer aldığı iki ana bölümden (makale) oluşmaktadır. Mu­kaddimede manalı lafızlar konusu ince­lenmekte, bilginin tasavvur ve tasdik diye ikiye ayrıldığı belirtilerek mantığın konu­su ve amacı bakımından tanımı üzerinde durulmaktadır. İki kısımdan (bab) mey­dana gelen tasavvurât bölümünün ilk kıs­mında tasavvurların ilkeleri olan beş küllî. ikinci kısmında tarif konusu ele alınmak­tadır. İkinci bölüm dört kısım olup bura­da sırasıyla mutlak önermeler kazâyâyi mutlaka, kıyas şekilleri (suver-i akyise), modal önermeler (müveccihât) ve tasdik tür­leri [mevâdd-ı kıyâs] işlenmektedir. Eserin sonunda geleneğe uyularak beş sanat ko­nusu incelenmektedir.

Müellif kipli önermeleri ele alırken her­hangi bir isim kaydetmeden mantıkçıları mütekaddimîn ve müteahhirîn diye ikiye ayırmaktadır. Necati Öner, Mi’yâr-ı Se­dâd’ın kaynağının Esîrüddin el-Ebherî’nin îsâğucısı olduğunu ileri sürmekte­dir. Kitabin planına ve kullanılan bazı kavramlara ba­karak kaynaklarının Gazzâlî sonrası mantıkçılar olduğu söylenebilir. Çünkü ese­rin plan yönünden İbn Sînâ sisteminden epeyce ayrıldığı noktalar vardır. Meselâ kategoriler beş küllî kadar ayrıntılı biçim­de işlenmemekte, Önermelerin artıklıkve karşıtlık İlişkisi onların nitelik ve niceliğiy-le karıştırılmış olarak verilmekte, önerme­lerin kipleri ve doğruluk değerleri tasdîkât İbn Sînâ sisteminin aksine- kıyaslar incelendikten sonra kaydedilmekte, yine önermeler doğruluk açısından “bedînî” ve “nazarî” şeklinde ikiye ayrılmakta, bedîhî olan da “aklf ve “haricî” diye sınıflandırıl­makta olup bu usul ne İbn Sînâ’da ne de Gazzâfî’de vardır. Klasik mantıkta kıyasın içeriği olarak ele alınan burhan, cedel, mugalata, hatâbe ve şiire Mi’yâr-ı Se-ddd’da yalnızca birer cümle ile yer veril­mektedir.

Mî’yâr-ı Sedâd Türkçe yazılmakla bir­likte mantık terimlerinin Arapça’da oldu­ğu gibi bırakılması yüzünden Arapça bil­meyen kişilerin eseri okuyup anlaması ol­dukça zordur. Hilmi Ziya Ülken gibi bazı araştırmacılara göre Mi ‘yâr-ı Sedâd, o zamana kadar sûrî mantık konusunda Türkçe yazılmış en mükemmel mantık ki­tabı olup Batılılaşmaca karşı çıkarak yerli kaynaklara dayanmak, bunun için de es­ki kaynaklan tercüme edip onlara dayalı telif çalışmaları yapmak gerektiğini sa­vunan bir zihniyetin ürünüdür. Nitekim Ahmed Cevdet Paşa öz kaynaklara dön­menin ateşli bir savunucusu olmuştur. İki defa basılan Mi’-yâr-ı Sedâd’ı Kud­ret Büyükcoşkun Latin harfleriyle neşret­miş i Mantık Metinleri, ayrıca Hasan Tahsin Feyizli ve Necati Demir tarafından sadeleştirilerek yayımlanmış­tır.

Türkiye Diyanet Vakfi Islam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski