Mombasa Nerede, Tarihi, Özellikleri, Nüfusu, Hakkında Bilgi

Mombasa. Kenya’da tarihî liman şehri ve ayn) ismi taşıyan ada.

Mombasa adası Doğu Afrika’da Hint Okyanusu kıyısındaki bir koy içinde yer al­maktadır. Aynı adla anılan şehrin bir kıs­mı, toplam 14 km2 lik yüzölçüme sahip mercan kayalığından oluşan bu ada üze­rinde, bir kısmı da 800 m. açığındaki kı­yıda bulunmaktadır. İki kesim köprülerle birbirine bağlanır. Mombasa’nın, adanın yerli halkı Sevâhilîler’in dilinde “gizli” an­lamına gelen fitadan veya “perdelenmiş burun” mânasındaki mvitadan türedîği ileri sürülmektedir. Adanın yerli halkını meydana getiren on iki kabileden Vamvi-ta’nın ismi Araplar’ın burasını Mifîta di­ye adlandırmalarında etkili olmuştur.

Tarihi II. yüzyıla kadar giden Mombasa hakkındaki en eski bilgiler, adanın Arap tüccarların Doğu Afrika kıyılarındaki ilk uğrak yerlerinden biri olduğunu göster­mektedir. Şehrin ne zaman kurulduğu tam olarak bilinmemekle beraber kay­naklarda Emevî Halifesi Abdülmelik b. Mervân’ın 75 (694) yılında Suriyeli Arap-lar’ı Doğu Afrika sahillerine gönderdiği ve onların başta Mombasa olmak üzere Pate, Melindi. Zengibar ve Kilve şehirleri­ni kurduğu belirtilmektedir. Abbâsîler’in iktidarı ele geçirmesinden sonra bazı Emevî aileleri bu bölgeye sığınmış, 189′-da (805] Hârûnürreşîd’in hilâfeti sırasın­da Mombasa, Pemba ve Kilve’nin de içinde bulunduğu Bilâdüzzünûc denen bölgeye askeri birlikler ve valiler gönderilmiştir.

Araplar ve Sevâhilîler dışında Mombasa”da en büyük topluluk olan İranlılar, X. yüzyılda Hasan b. Ali eş-Şîrâzî idaresinde adaya gelerek bir hanedan kurmuş ve yönetimi yüzyıllar boyunca ellerinde tut­muşlardır. Adayı ziyaret eden XII. yüzyıl İslâm coğrafyacılarından İdrîsî Momba-sa’nın (Menbese] küçük bir yerleşim ye­rinden ibaret olduğunu ve şehirde zenci­ler kralının yaşadığını söyler. İdrîsî’nin, adanın sahile iki günlük mesafede bulun­duğunu ve halkının demir madeni işlet­tiğine dair verdiği bazı bilgiler şüpheyle karşılanmıştır. Bölgeden bahseden XII. yüzyıl Arap tarihçileri burada bir zenci sultanlığının hüküm sürdüğünü ifade et­mişlerdir. Yâküt el-Hamevî (ö. 626/1229) kendi döneminde Mombasa’nın önemli bir liman şehri olduğunu belirtmektedir.

Mombasa hakkında ayrıntılı bilgi ve­ren İbn Battûta’nın söyledikleri kendisinden sonraki dönemlerde buradan bah­seden eserlere kaynak olmuştur. İbn Battûta. 731 (1331) yılında Makdişu’yu ziya­ret ettikten sonra Kilve’ye gitmek üzere bindiği gemiyle Bilâdisevâhil dediği kıyı­daki ülkelerden Mombasa (Membessâ) ada­sına uğradığını, burada muz ve portakal ağaçlarıyla zeytin büyüklüğünde tatlı bir meyvesi olan “cemûn” ağaçlarını gördü­ğünü, halkın tarımla uğraşmayıp tahıl ih­tiyacını sahilin diğer yerleşim bölgelerin­den temin ettiğini söyler. Ayrıca Mom-basalılar’ın Şafiî mezhebine mensup din­dar kimseler olduğunu ve mescidlerini ahşaptan inşa ettiklerini kaydeder.

XII-XVI. yüzyıllarda Mombasa ve Me-lindi’den hareket eden müslüman deniz­ciler, Hint Okyanusu’ndakİ seyahatleri sı­rasında ilişki kurdukları Çinliler’den pu­sula kullanımını öğrenip rüzgârlar hak­kında bilgileri alarak denizciliğin gelişme­sine büyük katkı sağladılar. Uğradıkları yerlerdeki hayvan türleri ve bitki çeşitle­riyle ilgili bilgi edindiler. XVI. yüzyılın baş­larında Portekizliler Mombasa’ya geldik­lerinde onların bu bilgilerinden faydalan­mışlardır. XV. yüzyılda Çin ile münasebet kuran Mombasa sultanı Çin imparatoru­na hediye olarak bir zürafa göndermiş, buna karşılık altmış iki gemi ve 37.000 kişiden oluşan Çin donanması tarafından teşekkür amacıyla ziyaret edilmiştir. Mombasa ile Kilve Sultanlığı arasında mü­nasebetlerin bulunduğu, 1506’da Porte­kiz kralına yazılan bir rapordan anlaşıl­makta ve Kilve Sultanlığının Mombasa’ya ait gemilerden vergi aldığı belirtilmekte­dir.

Vasco da Gama’nın 7 Nisan 1498’de Mombasa önüne gelmesi bölge tarihini değiştirecek hadiselere sebep oldu. Hal­kın tepkisinden korktuğu için karaya çık­mayan Vasco da Gama, Mombasa’nın ra­kibi konumundaki Melindi sultanından yardım almak için Melindi’ye gitti. Bir Av­rupalı olarak Mombasa hakkındaki ilk bilgiler ona aittir. 1500’de Pedro Alvares Cabral kumandasındaki Portekiz donan­ması Mombasa önüne kadar geldi. Beş yıl, sonra, Hindistan’da bulunan birinci kral naibi Francisco d’Almeida kuman­dasındaki yirmi gemiden meydana gelen Portekiz donanması Süfâle ve Kilve’nin ardından 1505’te Mombasa’yı da ele ge­çirdi. Mombasa sultanı Portekiz idaresi­ne vergi vermek mecburiyetinde kaldı. Mozambik merkezli Etiyopya, Arabistan ve Mombasa adlı üç eyaletten oluşan Do­ğu Afrika’daki Portekiz sömürgesinin idaresi kral tarafından 1508 yılında Duarte da Lemos’a verildi.

Portekiz kraliyet ticareti memuru sıfa­tıyla Doğu Afrika sahillerinde görev yap­tığı sırada Mombasa’ya uğrayarak! 1516 burası hakkında bilgi veren Duarte Barbosa şehrin taştan yapılmış badanalı ev­leri, güzel caddeleri ve gösterişli meydan­ları bulunduğunu, ahalisinin bal, bal mu­mu ve fildişi ihraç ettiğini belirtmekte, müslüman halktan Moors diye bahset­mektedir. Onun ifadelerinden, daha ön­ce ziraatla meşgul olmadığı bilinen aha­linin bu dönemde pirinç ve ak darı ektiği, portakal, limon, nar, hint inciri ve çok sa­yıda sebze yetiştirdiği anlaşılmaktadır.

1528’de Mombasa’ya saldıran Porte­kiz’in Hindistan valisi Nuno da Cunha’ya karşı kullanmak üzere Mombasa sultanı Afrikalı 5000 yerli okçuyu şehre getirdiği gibi bir Portekiz gemisinden aldığı topu kaleye yerleştirerek şehri savunmaya ça­lıştı. Birkaç ay süren kuşatma sonunda Nuno da Cünha Mombasa’yı ikinci defa ateşe verdi. Bu olayın ardından Momba-salılar yaklaşık elli yıl Portekizliler’e karşı ciddi bir direniş gösteremediler.

Hint denizi kaptanlığı görevinde de bu­lunan Pîrî Reis, Kitâb-ı Bahriyye’öe Ha­beş ve Makdişu ülkeleri hakkında bilgi verirken Makdişu’nun hâkimiyet sınırlan içine Melindi ve Kilve île birlikte Momba­sa (Membâse) şehrinden de bahsetmekte ve ahalisinin Şafiî olduğunu belirtmekte­dir.

XVI. yüzyılın sonlarında Doğu Afrika müslümanları bölgede Portekiz varlığına nihayet vermek için yeniden direnişe geç­tiklerinde Yemen Beylerbeyi Hasan Paşa’-dan yardım istediler. Bunun üzerine Kızıl-deniz’deki Osmanlı donanması Melindi’-den kereste getirmekle görevlendirildi. Emîr Ali Bey 1585’te iki kadırga ile Porte­kizliler’e karşı denize açıldıysa da kadır­galardan biri arızalı olduğu için seferden alıkonuldu. Osmanlılar’ın yanında yer alan Doğu Afrika sahillerindeki sultanlar, çok sayıda küçük tekneyle tek kadırgalı birliği destekleyipyola devam etmesine yardım­cı oldular. Makdişu, Brava, Lamu, Pemba ve Mombasa Osmanlı Devleti’ne bu sıra­da bağlandı. Aynı dönemde Kızıldeniz’e açılan Portekiz donanması herhangi bir başarı elde edemediği gibi gemilerinden biri Ali Bey’in eline geçti. 1589’da emrin­deki dört kadırga ve bir yelkenliyle yeniden Doğu Afrika sahillerine gönderilen Ali Bey’e, Portekiz işgali altındaki Melindi sultanı hariç sahil şehirlerindeki bütün müslüman sultanlar bağlılıklarını bildirerek yardımcı oldular. Bu sırada kendileri denizden yola çıkıp Zambeze nehri kena­rında yaşayan Zımba kabilesini karadan harekete geçiren Portekizliler Kilve’yi işgal ettiler. Daha sonra Mombasa’ya yönel­meleri üzerine Ali Bey kumandasındaki donanma şehri Zîmba kabilesinin istilâ­sından korumaya çalıştı.

Goa’daki Portekiz kral naibi. Emir Ali Bey’in Doğu Afrika sahillerinde olduğunu öğrenince on sekiz gemiden oluşan filoyu Osmanlı donanmasını yok etmek için kar­deşi Thomas da Sousa Couhinto’nun em­rine verdi. Portekiz donanmasının Bra-va’ya yaklaşması üzerine Osmanlı filosu Mombasa’ya geçti. S Mart 1589’da ada­nın girişini kapatan Portekiz donanması şehri bombalayıp limandaki Türk donan­masını yaktı. Şehrin savunulduğu kaleyi de ele geçiren Portekizliler. Mombasa’yı XVI. yüzyıl içinde üçüncü defa yakıp yıktı­lar. Anakaraya çıkmak zorunda kalan Os­manlı askerleri Zimba kabilesinin saldırı­sına uğradı ve tamamı öldürüldü. Emîr Ali Bey esir edilerek Lizbon’a götürüldü. Osmanlı Devleti’nin Hint Okyanusu’ndaki son başarılı hamlesinin bu şekilde neti­celenmesinin ardından yardım bekleyen Mombasa ve diğer şehirlerdeki müslü-manlar uzun yıllar Portekiz sömürge ida­resi altında yaşamak mecburiyetinde kal­dılar.

Portekizliler, Türkler’in Mombasa’ya yardım filosu göndermesinin Doğu Afri­ka sahillerinde kendileri aleyhine sonuç­landığını görerek Melindi’deki deniz üs­sünü Mombasa’ya naklettiler ve burada Sevâhilî dilinde Ngome müstahkem sur denilen, kendilerinin Fort Jesus(îsâ Kalesi adını verdikleri. Doğu Afrika’da Avrupalı­lar tarafından yapılan ilk kale olduğu ileri sürülen küçük bir kale inşa ettiler (1592-1596). Ayrıca daha önce ortadan kaldır­dıkları Şîrâzî hanedanının yerine Melindi’den bir başka Şîrâzî ailesi getirip reis­leri Ahmed’i sultan ilân ettiler. 1594’te Portekiz] iler’le yeni sultan arasında yapı­lan antlaşma ile ada iki eşit parçaya ayrıl­dı. Adanın karaya bakan, denize açılması imkânsız kısmı sultana bırakıldı. 1596′-da sultana adanın batısında Kiiindini Limanı yakınındaki arazinin bir kısmıyla gümrük gelirlerinin üçte birinden yarar­lanma imkânı tanındı. Ayrıca onun isteği üzerine kendisine Çin’e ticaret heyetleri gönderme, Kızıldeniz üzerinden her yıl Mekke’ye hac için bir gemi yollama ve Pemba adasını yönetme hakkı verildi. Bu arada Augustin hırîstiyan cemaati 1597′-de Mombasa’da bir manastır inşa etti.

1609’da Mombasa sultanının ölümüy­le yerine geçen oğlu Hasan, Pemba adası konusunda Portekizliler’le anlaşmazlığa düşüp bir süre Mombasa’yi terkettiyse de daha sonra öldürülerek yerine kardeşi Ahmed sultan ilân edildi. Hıristiyanlaştirılarak Hindistan’ın Goa şehrine gönderi­len Ahmed’in oğlu Muhammed Yûsuf 1630’da Mombasa’ya geri dönüp bir süre Portekiz donanmasında çalıştı. Muham­med Yûsuf, 1631 ‘de putperest Mozungulos kabilesinden 300 kişinin desteğini alıp Mombasa’da bulunan Portekiz kap­tanı Leitao da Gamboa’yı ailesiyle birlikte Öldürdü ve müslüman olduğunu ilân ede­rek adadaki bütün Portekizliler’i Augus-tinler’in manastırına kapattı. Manastır­da 250 kişiyi bir hafta rehin tuttuktan sonra serbest bıraktı. Müslümanlığı ka­bul etmeyenleri Öldürttü ve Augustin ma­nastırını yıktırdı. Portekizliler 1632’de Mombasa’yı Hindistan’ın Goa şehrindeki idarî merkezlerine bağladılar. Aynı yıl 1000 kadar savaşçı ile yeniden Momba­sa’ya gelen Portekiz donanması bir yıl sü­ren kuşatmadan bir netice alamayarak geri döndü. Sultan, Portekizliler”in daha sonra tekrar geleceğini bildiği için askerî istihkâmlarını tahrip ederek Kızıldeniz bölgesine gitmek üzere adamlarıyla Mombasa’dan ayrıldı.

16S0’de Maskat’ı Portekizlilerin elin­den alan Umanlı Ya’rubî hanedanı Mom-basalıiar için bir ümit kaynağı oldu; Mom-basalılar yardım istemek üzere Uman’a bir heyet yolladılar. Bunun üzerine Uman Sultanı Seyf b. Sultan el-YaTubî, emîri Şehdâd b. Şehdfyi 1675’te gizlice Mom­basa’ya gönderip durumu kendisine bil­dirmesini istedi. Sultana bilgi veren Şeh­dâd büyük bir ordunun başında Momba­sa’ya tekrar gönderildi. Şehdâd beş yıl süren savaşın ardından Mombasa’yı Por­tekiz hâkimiyetinden kurtardı. Bu olayla birlikte Umanlılar’ın yarım asır sürecek Doğu Afrika sahilleri üzerine seferleri başlamış oldu; Portekizlilerin fildişi tica­reti üstünlüğü de Araplar’ın ve Sevâhilî-ler’in eline geçti. Mombasa’yı on iki yıl bizzat yöneten Emîr Şehdâd, Seyf b. Sul-tân’ı ziyaret etmek üzere Uman’a gidip iki yıl orada kaldığı sırada yönetimi Nasır b. Salim el-Âmirî’ye bıraktı. Onun ölümü üzerine Mombasa’ya dönerek yedi yıl da­ha idareyi elinde tuttu. Şehdâd’ın Mom-basa’dan ayrılmasından sonra yerine Mu­hammed b. Osman el-Mezrûî vali tayin edildi.

Ya’rubî hanedanından Uman Sultanı Seyf b. Sultân’ın 1698’de Umanlı Mezrûî kabilesine mensup Nasır b. Abdullah’ı Mombasa’ya vali olarak göndermesiyle başlayan dönem 1837 yılına kadar devam etti. Mombasa halkı, bir hanedan idaresi kuran bu aileye karşı ciddi sayılabilecek bir direniş göstermedi. Daha sonra Mu­hammed b. Saîd el-Mâmerî (1729-1730) ve Salih b. Muhammed el-Hadramî (1730-1733) Mombasa valisi oldu. Halka kötü davranan Hadramî görevinden alınarak yerine Muhammed b. Osman tayin edil­di (1734-1746). Bu arada Ahmed b, Saîd Bû Saîd’in Uman’da Ya’rubî hanedanını yıkmasını fırsat bilen Vali Muhammed b. Osman Mombasa’da bağımsızlığını ilân ettiyse de Ahmed b. Saîd bu duruma mü­dahale edip valiyi öldürttü, kardeşi Ali b. Osman’ı da hapsettirdi. Bunun üzerine bir Avrupa donanması gelerek Momba­sa’yı bombaladı ve valiliğe Ali b. Osman getirildi (î 747-1754). Zengibar’ı Bû Saîd hanedanından almak üzere seksen gemi­lik bir donanmayla yola çıkan Ali b. Os­man sefer esnasında yeğeni tarafından öldürüldü. Donanmayı geri götürmeyi başaran ilk vali Nasır b. Abdullah’ın oğlu Mes’ûd Mombasa’nm yeni valisi oldu. Mes’ûd’un 1779’da vefatının ardından yerine Abdullah b. Muhammed. onun üç yıl sonra ölümü üzerine oğlu Ahmed valiliğe geldi ve bu görevi 1822 yılına ka­dar yürüttü. Mezrûî hanedanına men­sup valiler içerisinde ilk defa melik unva­nını kullanan Ahmed b. Muhammed’in yerine geçen ve Lamu valiliği dolayısıyla tecrübeli bir idareci olan oğlu Abdullah, askerî ve idarî bakımdan Mombasa’da dü­zeni sağladıktan sonra bağımsızlığını ilân etmek istedi. Ancak Zengibar hâkimi Hâmid b. Ahmed Bû Saîd, 4000 asker ve otuz gemiden oluşan bir donanmayla 1822’de Mombasa önlerine geldi. Şehri Bû Saîd hanedanının yönetimine vermek isteme­yen halk Bombay’daki İngiliz sömürge idaresinden yardım istedi. Bu arada Zen-gibar donanması Mombasa’yı bombala­dı. İngilizler’in kısa süreli bir anlaşma ya­parak buraya bir miktar asker yerleştir­meleri üzerine geçici huzur sağlandı. Bû Saîd ile münasebetlerine daha fazla önem veren İngilizler 1826 yılında Mombasa’-dan çekildi. Mezrûî ailesinin hâkimiyetini sürdüren Salim b. Ahmed, Mombasa’daki eski bir topu eriterek “buruzulu” denen  bir para bastırdı. Şehrin etrafını surlarla çevirdi; Pemba’yı almak amacıyla bir sefer düzenlediyse de başarısız kaldı. Onun 1835’te ölümünün ardından yerine oğlu Râşid geçti. İki yıl sonra merkezini Zengibar’a taşıyan Uman Sultanı Seyyid Saîd, bütün Doğu Afrika sa­hilleri gibi Mombasa’daki muhalifleri de kendi safına çekerek şehri sınırlarına kat­tı ve Mezrûî hanedanına son verdi 1837. Zengibar Sultanı Bergaş b. Saîd, 1887’de Mombasa’yı British East Africa Company’-ye kira karşılığında İngilizler’e devretti. Şehir, İngiltere tarafından 1895 yılında bilfiil işgal edilinceye kadar Uman Arap-ları’nın elinde kaldı. İngilizler aynı yıl içe­risinde buradan Uganda’ya uzanacak olan demiryolu projesini başlattılar. 12 Aralık 1963’te Kenya Devleti’nin kurulmasıyla birlikte Mombasa İngiliz sömürgesi ol­maktan kurtuldu.

Mombasa çevresinde yapılan arkeolo­jik kazılarda Xll-Xlll. yüzyıllar arası İslâmî döneme ait bazı seramik kalıntıları bu­lunduğu gibi Portekiz devrine ait eski eserlerden başta îsâ Kalesi olmak üze­re sadece birkaçının izine rastlanmakta­dır. Mezrûî valileri tarafından ikametgâh şeklinde kullanıldığı dönemde yeni ilâve­ler yapılan kale Portekiz-Arap mimarisi­nin ortak özelliklerini taşımaktadır. Kale 1835-1895 yılları arasında Mombasa’ya yerleşen Uman birliği tarafından garni­zon, İngiliz sömürgeciliği döneminde (i 895-1958) hapishane olarak kullanılmış, bağımsızlık sonrasında müzeye çevril­miştir.

Mezrûî hanedanı XIX. yüzyılda Mombasa’nın bir kültür merkezine dönüşme­sini sağlamış ve çok sayıda ilim adamının yetişmesini desteklemiştir. Mâcid b. Câbir er-Recebî, Muhammed b. Ahmed b. Şeyh el-Membâsî, Suûd b. Baîd el-Ma’me-rî, Muyaka b. Muvinyi Hacı, 1937-1947 yıllarında Kenya başkadılığı yapan ve ken­di aile tarihi konusundaki eseriyle tanı­nan Şeyh Emîn b. Ali el-Mezrûî bu dö­nemde yetişen âlimlerdendir. Mezrûî, Sevâhilî dilinde ilk dinî eserleri kaleme aldığı gibi iki dilde  Islâh adlı bir de dergi yayımlamıştır. Mombasalı şair Abdullah b. Mes’ûd el-Mezrûî, Zengibar Sultanı Bergaş b. Saîd ile Mombasa valisi arasındaki mücadeleyi anlattığı “Utendi ve’l-akide” adlı şiiriyle meşhur olmuştur.

1818, 1832 ve 1835 yıllarındaki salgın hastalıklar sırasında önemli ölçüde azalan Mombasa’nın nüfusu sömürge dönemi­nin ilk yıllarında Hindistan’dan getirilen Hindu ve müslümanlarla artmaya başla­mış, 1898’de 24.700’e, 1931’deS7.000’e, 1958’de 145.300’e çıkmış, bağımsızlıktan sonra 1969’da 247.000’e yükselmiştir. Mombasa bugün Kenya’nın sekiz idare bölgesinden biri olan Sahil’in Coast mer­kezidir. 1989’da 465.000, 1999 sayımın­da 665.000’i bulan şehir nüfusu 2004 yılı başlarına ait tahminlere göre 800.000’e yaklaşmıştır.

Kenya’nın ve aynı zamanda Doğu Afri­ka’nın en geniş ticaret limanına sahip olan Mombasa komşu ülkelerin, özellikle kıyısı bulunmayan Uganda’nın zengin ti­caret, ziraat ve sanayi bölgelerine hizmet vermektedir. Şehirde Doğu Afrika’nın en büyük petrol rafinerisi ve uluslararası bir havaalanı bulunmaktadır.

Mombasa’daki tarihî eserlerin en eski­si 1570’te yaptırılan Mandhry Camii’dir. Günümüzde Pakistan asıllı müslümanların inşa ettiği Belûcî Camii, Shibu, Nûr ve Mûsâ camileri şehrin en güzel camileri­dir. Ayrıca şehirde üç Hint tapınağı ve bir Anglikan kilisesi yer almaktadır. İçinde ta­rihî şehrin de bulunduğu Mombasa adası günümüzde anakaraya batısındaki Ma-kupa karayolu, kuzeyindeki Nyali Köprü­sü ve güneydeki Likoni Ferry adlı gemi seferleriyle bağlıdır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski