Mısır, Mısır'da İlim, Kültür, Medeniyet -Osmanlı Dönemi- Hakkında Bilgi

Yavuz Sultan Selim’in Mısır’a girişinden Mehmed Ali Paşa’nın valiliğine kadarki Mısır tarihi çeşitli se­beplerden dolayı uzun süre ihmal edil­miştir. Özellikle bazı Mısırlı tarihçiler ve şarkiyatçılar tarafından ileri sürülen, Os­manlı hâkimiyetinin Mısır ilim ve kültür hayatını olumsuz yönde etkilediği, hatta çöküşüne sebep olduğu yolundaki iddia­lar temelsizdir ve ön yargılara dayanmak­tadır. Mısır’ın tarihi Osmanlı Devleti’nin bir eyaleti olarak bu devletin tarihi içinde yer almıştır. Yavuz Sultan Selim’in bera­berinde İstanbul’a götürdüğü âlimlerden pek çoğu birkaç yıl içerisinde Mısır’a geri dönmüş ve iki ilim merkezi Kahire ve İs­tanbul arasındaki iletişimde önemli rol üstlenmiştir. Bu bakımdan Osmanlı dö­nemindeki Mısır düşünce ve kültür hayatı Memlûk devrinin bir devamı niteliğinde­dir. İbn İyâs’ın ilk Osmanlı kadısı hakkın­da ortaya koyduğu olumsuz tabloya karşı­lık Dumeyrî, Gaz-zî ve Şîrbînî eserlerinde Osmanlı kadıları­na dair methe varan olumlu ifadeler kul­lanmış ve bir dizi tarihçi padişahları öven kitaplar kaleme almıştır. Kahire’ye gönderilen Osmanlı valileri meslek­lerine sarayda başlamış eğitimli kişiler arasından seçiliyordu. Devrin Mısırlı tarih­çileri ve yabancı konsoloslar valilerin çe­şitli alanlardaki bilgilerinden hayranlıkla bahsetmektedir. Meselâ Dâvud Paşa’nın büyük bir kütüphane kurduğu, Cafer Pa­şa’nın da bir tefsir âlimi olduğu anlatıl­maktadır. Osmanlı hâkimiyeti altındaki Mısır’ın kül­tür hayatıyla Memlûk kültür hayatı ara­sında belirgin bir fark yoktur; diğer yerlerde olduğu gibi burada da halkın kendi kültürü ve yaşam tarzı geliştirilip güçlen­dirilerek korunmuştur. Mısır halkının ya­şantısı hakkındaki ilk elden bilgiler, 976 (1568) ve 1004 (1596) yıllarında burayı ziyaret ederek gördüklerini Hûîâtü’l-Kahire mine’I-âdâti’z-zâhire adlı kitabın­da anlatan Âlî Mustafa Efendi ile 1672-1680 yılları arasında Mısır, Sudan ve Habeşistan’ı gezen Evliya Çelebi tara­fından aktarılır. Ayrıca bu dönemde Mısır’da bulunan Batılılar’dan de Maillet, Description de Egypte ve Volney Voyage isimli kitap­larında gördüklerini ve yaşadıklarını an­latmışlardır. Napolyon’un 1798’de Mısır’ı işgalinden Önce bir grup bilim adamına hazırlattığı Descripîion de Î’Egypte, etat moderne par les savants de l’expedition française en Egypte adlı hacimli eserde [Paris 1809-1828] Osmanlı Mısırı hakkında önemli bilgiler mevcuttur.

Osmanlı devrinde eğitim ve öğretim fa­aliyetleri daha önce olduğu gibi mektep ve medreselerde devam etmiştir. Bu ko­nuda özellikle Yavuz Sultan Selim’in Kahire’ye girdiğinde namaz kıldığı Ezher’in önemi gittikçe artmıştır. Dinî eğitim ayrıca tekke ve zaviyelerde de yü­rütülüyordu. Abdülvehhâb eş-Şa”rânî ve Evliya Çelebi buralar hakkında ayrıntılı bilgi vermektedir. Aralarında müneccim ve tarihçi İbn Zünbül, Abdülvehhâb eş-Şa’rânî, Şemseddin er-Remlî, Sirâceddin İbn Nüceym. Nûreddin el-Üchûrî, fakih ve muhaddis Muhammed b. Abdülbâki ez-Zürkânî, Ahmed ed-Derdîr, Ahmed b. Mu­hammed el-Hamevî, Haraşî ve Bekri aile­si mensupları gibi ünlülerin bulunduğu bu devrin Mısır ulemâsı din ilimleri yanın­da tabii bilimler alanında da çok sayıda eser vermiştir.

Corcî Zeydân gibi bazı müelliflerin Os­manlı hâkimiyetiyle birlikte Arap edebi­yatının durgunluk dönemine girdiği şek­lindeki iddialarının doğ­ru olmadığı son zamanlarda yayımlanan eserlerle ortaya konmuştur. Muhammed Seyyid Kîlânî ve Nurettin Ceviz, Osmanlı dönemi Mısır edebiyatı hakkında yaptık­ları çalışmalarda bu devirde dil ve edebiyat alanında çeşitli âlimlerin ve divan sahibi şairlerin yetiştiğini göster­mişlerdir. Ayrıca Abdurrahman el-Ceber-tî, ‘Acö’ibü’i-dsdr isimli Mısır tarihinde çok sayıda âlimin ve edibin adını verir. Şairler arasında Ebü’l-Mekârim el-Bekri, Abdullah eş-Şebrâvî, Abdullah el-İdkâvî, İbnü’s-Salâhî, Kasım b. Atâullah el-Mısrî, Şemseddin es-Seberbâî, İsmail b. Halîl ez-Zuhûri, İsmail b. Sa’d el-Haşşâb ve Ha­san el-Attâr sayılabilir. Bu şairlerin ma-kâmat ve resâil tarzında eserleri de mev­cuttur. Arap dili üzerine çalışma yapanlar arasında en başta Şehâbeddin el-Hafâcî, Tâcü’l-‘arûs min cevâhiri’l-kâmûs isimli hacimli eserin sahibi Muhammed Murtazâ ez-Zebîdî, Bedî’u’l-inşâ ve’1-mürselât’m müellifi Mer’î b. Yûsuf el-Kermî ve Mısır’a yerleşen Hizânetü ‘l-edeb sahibi Abdül-kâdir el-Bağdâdî sayılabilir. Bu âlimler aynı zamanda dinî ilimler alanında da önemli eserler vermişlerdir. Hafâcî’nin Kâdî Beyzâvî hâşiyesiyle Zebîdî’nin İhya’ü ”ulûmi’d-dîn şerhi İthâiü’s-sâdeü’hmüttakin zikredilmesi gereken kitaplardır. Tabii ilim­ler alanında Dâvûd-i Antâkî, Abdülkâdir b. Muhammed el-Feyyûmî, Rıdvan el-Felekî, Şeyh Ramazan el-Hânkî, Cemâleddin el-Kilercîve Hasan el-Cebertî sayılabilir. Dâvûd-i Antâkî’nin Tezkiretü üli’l-elbab adlı tıp kitabı ilmî olduğu ka­dar dönemin tabii ilim anlayışı konusun­da fikir vermesi açısından da büyük önem taşımaktadır. Dâvûd-i Antâkî Kahire’de bir tıp medresesi açarak çok sayıda öğ­renci yetiştirmiştir.

Osmanlı döneminde Mısır’da medre­selerdeki kütüphanelerin yanında çok sa­yıda özel kütüphane vardı. Bunlar halk kütüphanesi işlevi de görüyordu. Birçok şeyh ve âlimin evinde ilim meclis­leriyle edebiyat meclisleri düzenleniyor­du. Abdülganî en-Nablusî, misafir kaldı­ğı Şeyh el-Bekrî’nin evindeki meclislerde şiir okunduğunu ve ilmî konuların tartı­şıldığını, bu meclislere Ezher şeyhleriyle öğrencileri yanında halktan bazı kimse­lerin de katıldığını söyler.

Osmanlı devri Mısır’ındaki dinî-folklo-rik törenlerin en önemlileri her yıl Kahi­re’de dokunan Kabe örtüsüyle mahmil ve hac kafilesinin yola çıkarılması, ayrıca Re-sûl-i Ekrem, Hz. Hüseyin ve büyük tarikat şeyhlerini anmak için mevlid okunması esnasında yapılanlardı. Bu törenler aynı zamanda ticaret hayatını canlandıran önemli etkinliklerdi.

  • Mısır Mimarisi
  • Mısır, Mısır’da İlim, Kültür, Medeniyet -Fransız İşgali Sonrasından Günümüze-
  • Mısır, Mısır’da İlim, Kültür, Medeniyet (641-1517 Dönemi)
  • Mısır Tarihi
  • Mısır Başkenti, Yüzölçümü, Hangi Kıtada, Nüfusu, Önemli Şehirleri
  • Mısır Fiziki, Beşeri, Ekonomisi, Coğrafyası

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski