Mudal Hadis Nedir, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Mu’­dal. Senedinden birbiri ardınca iki veya daha fazla râvinin düştüğü hadis.

Sözlükte “(bir iş) karışık ve zor olmak” anlamındaki i’dâl masdanndan türeyen mu’dal, senedinin herhangi bir yerinden arka arkaya iki veya daha fazla râvisi dü­şen hadisi ifade eder. Hadisi bu şekilde rivayet etmeye i’dâl denir. I (VII) ve II. (VIII.) yüzyıllarda sözlük anlamında geçen mu’dal kelimesini ilk defa III. (IX.) yüzyı­lın başlarında Ali b. Medînî tarif etmiş ve mürselden ayrı olarak onu, “senedde ha­disi irsal eden râvi ile Hz. Peygamber ara­sında birden fazla râvisi düşen hadis” şek­linde tanımlamıştır.

ve Ebü’l-Feth el-Ezdî gibi muhaddisler terimi, “senedinde veya metninde kapa­lılık bulunan ya da açıklanması zor me­seleler içeren hadis” mânasında kullan­mışlardır. Yine bu dönemlerde mu’dal kelimesine mürsel ve münkatı” anlamını verenler de olmuştur.

VII. (XIII.) yüzyılda hadis terimleri be­lirginleştikten sonra İbnü’s-Salâh, münkatıın bir çeşidi olduğunu söylediği mu’­dal hadis “isnadında iki veya daha fazla râvisi düşen hadis” şeklinde tanımlamış­tır. Ancak İbnü’s-Salâh’ın bu tarifi, isnadda düşen râvjlerin peş peşe olması gereğini içermediği için Zeynüddin el-lrâki tarafından eksik bu­lunmuştur. Zira râvi düşmesi ayrı yerler­de olursa hadis münkatı’ olur. İbnü’s-Salâh’a göre tebeu’t-tâbiînden birinin “kale Resûlullah” diyerek, daha sonraki nesil­den bir râvinin “an Resûlillâh” yahut “an Ebî Bekr” şeklinde rivayet ettiği hadis de mu’daldır. Ebû Nasr es-Siczî, râvinin “be-leğanî” bana şöyle ulaştı diye rivayet et­tiği hadisi muhaddislerin mu’dal saydığını söylüyorsa da İbn Hacer el-Askalânî, bu­nun mu’dal değil senedinde müphem râ­vi bulunan muttasıl hadis olduğunu be­lirtmektedir.

Mu’dal hadiste peş peşe iki râvinin düş­mesi senedin herhangi bir yerinde olabi­lir. Ancak meşhur musanniflerin ve râvi-lerin senedin baş tarafından iki yahut da­ha fazla râviyi atlayarak “kale Resûlullah” diye naklettikleri hadise de mu’dal veya muallak denebilir. Çünkü bu durumda se­nedin baş tarafı hazfedilmiş olmaktadır. İki yahut daha fazla râvi senedin ortasın­dan veya sonundan düşerse hadis mut­lak mânada mu’dal sayılır. Senedinin baş tarafından iki râvisi düşen mu’dal hadise, Hâkim en-Nîsâbûrî’nin Yahya b. Âdem Ebû Bekir b. Ayyaş  A’meş Şa’bî sene­diyle naklettiği, kıyamet gününde insa­na dünyada yaptıkları hatırlatılıp da on­ları inkâr etmesi üzerine ağzının mühür­leneceğine dair rivayeti örnek olarak zik­redilmektedir. Bu rivayetin mu’dal kabul edilmesinin sebebi, Şa’bî’nin Hz. Peygam-ber’e muttasıl senedle ulaşan rivayetle­rinden biri olduğu halde A’meş’in bunu senedden Enes b. Mâlik ile Hz. Peygamber’i hazfederek Şa’bî’nin sözü gibi nak-letmesidir. Aynı hadisin Müslim tarafın­dan Fudayl b. Amr Şa’bî Enes b. Mâ­lik Resûlullah senediyle tahrîc edilen ri­vayetinde senedin düşen halkalarını gör­mek mümkündür.

Pek çok eserde rastlanabilen mu’dal  ö-meVleü mam MâüKVn el-Muvatf â’ı ile Saîd b. Mansûr’un es-Sünen’inde fazlaca yer almaktadır. İbn Abdülber en-Nemerî el-Muvaifâ’daki mu’dal, mürsel ve münkatı” rivayetleri derleyerek muttasıl senedleri bulunup bulunmadı­ğını araştırmış, bu nitelikteki altmış bir hadisten elli yedisinin başka tariklerle İmam Mâlik’ten müsned olarak nakledil­diğini, sadece dördünün isnadı bulunma­dığını tesbit etmiştir. Mu’dal bir rivayet, başka bir tarikle nakledildiğinin tesbit edilmediği veya senedinden düşen râvilerin kimlikleri belirlenip adalet ve zabt yönünden durumları açığa çıkarılmadığı sürece zayıf kabul edilir ve delil olarak kullanılmaz.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski