Muhammedabad Şehri, Şehirleri, Nerede, Hakkında Bilgi

Muhammedâbâd. Hindistan’da bazı şehirlerin tarihteki adı.

Farsça “bayındır yer, mâmûre” anla­mındaki âbâd kelimesinin Muhammed adına eklenmesiyle elde edilen bir şehir adıdır. Bölgedeki birçok yerleşim merke­zi, müslüman sultanlıklar tarafından fet­hedildikten veya yeni kurulduktan sonra genellikle bir süre için bu adla anılmıştır. Bunlardan en çok bilinenler Meysûr (Karnataka), Gucerât ve Uttar Pradeş eyaletle­rinde olanlardır.

Dekken’deki Karnataka eyaletinde, Haydarâbâd’ın 100 km. kuzeybatısında deniz seviyesinden 700 m. yüksekte kurulmuş bulunan Muhammedâbâd günümüzde Bîder adıyla bilinmektedir ve aynı ismi ta­şıyan bir idarî bölgenin merkezidir. Bîder 722’de (1322) Muhammed b. Tuğluk tara­fından fethedildi. 827 (1424) yılında Beh-menî Sultanı 1. Ahmed yönetim merkezini Ahsenâbâd’dan (Gülberge) buraya taşıdı ve adını Muhammedâbâd olarak değiştir­di. 897’de (1492) Berîdşâhîler’in, 1028′-de (1619) Âdilşâhîler’in ve 1067’de (1657) Bâbürlüler’in eline geçen şehir XVIII. yüz­yılın başlarında Haydarâbâd Nizamlığı’na bağlandı; Hindistan’ın bağımsızlığından sonra 1956’da Meysûr eyaleti toprakları­na dahil edildi. Bîder’de Sultan I. Ahmed tarafından 832 (1429) yılında yaptırılan kale yer yer 10 m. yüksekliğe ulaşan sur­larla çevrilidir ve tezyinatlı üç ana girişiy­le dikkat çeker. Kale içinde, muhtemelen bölgedeki ilk İslâm mimari eseri olan 727 (1327) tarihli Solah Hambâ Camii, Mahmud Şah’ın sarayı Rengin Mahal, bir ha­mam, gösterişli bir bahçe Lâl Bağ ve sul­tanların halkın şikâyetlerini dinledikleri Dîvân-ı Âm yer almaktadır. Şehirde bulu­nan diğer eserlerden Cuma Camii 833 (1430). Kali Mescid 1105 (1694) tarihlidir. Özellikle üç Behmenî sultanına vezirlik ya­pan Mahmûd-ı Gâvân döneminde çok ge­lişen şehirde, onun 877’de (1472) Türkis­tan medreselerine benzer şekilde inşa et­tirdiği medrese minaresi, kubbeli hücreleri ve kütüphanesiyle bir külliye idi. 1699′-da yıldırım isabeti alan, daha sonra Bâ-bürlü kuşatması sırasında duvarları yıkı­lan medresenin çini ve seramik süsleme­lerinden kalıntılar hâlâ mevcuttur. Bura­da ayrıca Behmenî ve Berîdşâhî sultan-larıyla Alâeddin Şah’in hocası Halîlullah’ın türbeleri bulunmaktadır. 2001 yılı sayımı­na göre nüfusu 172.298 olan şehirde me­tal el sanatları ve özellikle kakmacılık ge­lişmiştir.

Gucerât eyaletindeki Muhammedâbâd, Gucerât Sultanı I. Mahmud (Begerhâ) ta­rafından 887’de (1482) fethedilen antik Çampânîr şehrinin yerine kuruldu ve ida­re merkezi Ahmedâbâd’dan buraya ta­şındı. Yirmi üç yıl süren bayındırlık faali­yetlerinden sonra şehir camileri, saray ve konakları, çarşıları, pazar yerleri, mey­danları, bahçeleri, havuzları ile muhte­şem bir görünüm aldı ve aynı zamanda bir ticaret merkezi oldu; özellikle ipekçi­lik, dokumacılık ve kılıç yapımında ün ka­zandı. Buradaki 919 (1513) tarihli Cuma Camii 30 m. yüksekliğinde iki minaresi, 172 sütunu, yedi mihrabı, tezyinatlı taç-kapısı ve geniş avlusuyla Gucerât Sultan­lığı dinî mimarisinin en güzel örneği ka­bul edilir. Naginas Camii de bilhassa üs­lûp ve tezyinat bakımından dikkat çeker. Batı Hindistan’ın en güzel şehri unvanını taşıyan Muhammedâbâd, Hint-İslâm mi­marisinin doğduğu yerlerden biri olarak gösterilmekte ve bu mimarinin en önem­li örneklerinin bulunduğu Fetihpûr Sikri ve Bîder ile anılmaktadır. Sultan Bahadır Şah’ın vefatından (943/1537) sonra burası terkedilerek sultanlığın merkezi tekrar Ahmedâbâd’a taşındı. 1803’te İngilizler bölgeye hâkim olduğunda şehirde sade­ce 500 kadar nüfus kalmıştı. Günümüz­de sit alanı konumunda bulunan Muham-medâbâd’daki İslâm ve İslâm öncesi mi­mari eserleri koruma altına alınmıştır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski