Mutaffifin Suresi Nedir, Kaç Ayet, Kaçıncı Sure, Hakkında Bilgi

Mutaffifîn Sûresi. Kur’ân-ı Kerîm’in seksen üçüncü sûresi.

Adını ilk âyetinde geçen “mutaffifîn” ke­limesinden alır. Sözlükte “ölçü ve tartıda hile yapmak” anlamındaki tatfîf kökün­den türeyen mutaffif “hile yapan” demek­tir. Sûre ayrıca Tatfîf olarak da anılır. Mu­taffifîn sûresinin Mekke’de veya Medine’­de, ilk dört âyetinin Hz. Peygamber’in Me­dine’ye varışından hemen sonra, diğerle­rinin Mekke’de nâzii olduğu şeklinde riva­yetler mevcuttur. Mekkeliler’in özellikle ticaretle, Medineliler’in tarımla uğraşması, Mekke’de inen diğer bazı âyetlerde de ölçü ve tartıya hile ka­rıştırmanın kötülüğüne işaret edilmesi, sûrenin muhtevası ve üslûbu, Özellikle son âyetlerinde yer alan. kâfirlerin inananlarla alay ettikleri yolundaki beyanlar [âyet 29-33] dikkate alındığında sûrenin Mekke dö­neminde indiğini benimseyen görüşün da­ha isabetli olduğu ortaya çıkar. Muhteme­len Resûl-i Ekrem hicretinin hemen ar­dından Medineliler’e söz konusu âyetleri okumuş, bu durum daha sonra, âyetlerin Medine’de nazil olduğu şeklindeki görü­şün ortaya çıkmasına sebep teşkil etmiş­tir. Sûre otuz altı âyet olup fasılası o harfleridir.

Mutaffifîn sûresinin muhtevasını iki bö­lümde ele almak mümkündür. Birinci bö­lümde ölçü ve tartıda hile yapanların, meş­ru sınırlan aşanların, yaratana ve yaratıl­mışlara karşı suç işleyip bunun hesabını verecekleri âhiret gününe inanmayanla­rın durumu anlatılır.[âyet I-17] İkinci bö­lümde itaatkârların âhirette kavuşacak­ları mutlu hayatın tasviri yapılır ve buna karşılık dünyada kendileriyle alay edenle­rin aşağılanacağı bildirilir.[ âyet 18-36]

Sûre ölçü ve tartıda hileye sapanları kı­nayan âyetlerle başlar. Burada mutaffifîn kelimesi müteakip âyetlerde açıklanır ve mutaffifîn diye nitelendirilen kimselerin bir şeyi satın alırken ölçü ve tartıyı tam yap­tıkları, başkalarına satarken bunu eksik bıraktıkları ifade edilir.[âyet 2-3] Kişileri bu tür davranışlara sevkeden en önemli faktörün, onların bütün insanların huzûr-i ilâhîde divan duracakları büyük hesap gü­nüne inanmaması olduğu belirtilir.[âyet 4-6] Bunların temel davranış biçimi ise insanın medenî, şuurlu ve onurlu bir can­lı oluşunu sağlayan sınırları aşma, ayrıca uyarılmaları halinde bu tür söylemlerin es­kilerin masallarından ibaret olduğu cevabini verme şeklinde belirlenir. Bu arada ebedî hayatta barınacakları yerin cehen­nem olacağı da vurgulanır.[âyet 7-17]

Sûrenin ikinci bölümü, Allah’a ve resu­lüne itaat edenlerin amel defterlerinin Al­lah’a yakın kulların müşahede edebilece­ği mutena bir yerde (illiyyîn) bulunacağı­nı haber veren âyetlerle başlar.[âyet 18-21] Ardından bunlar için cennette hazır­lanan mutlu hayatın tasvirine yer verilir [âyet 22-28] ve özellikle cennet ehline su­nulacak misk kokulu bir nevi meşrubat­tan söz edilirken Allah’a yakın kullara (mııkarrebîn) tesnîm katkılı bir içecek verile­ceği belirtilir. Tesnîm, bazı müfessirlerce “mahiyeti bilinmeyen bir içecek” diye nite­lendirilirken bazıları bunu “yukarıdan akıp gelen en değerli kaynak” diye yorumlamış­tır.[226] Bölümün son kısmında, İs­lâmiyet’in Mekke’de geçen ilk dönemlerin­de fıtrî-insanî duyguları körelmiş ve işle­dikleri günahlar yüzünden kalpleri karar­mış [âyet 14] küstah kimselerin zayıf du­rumda bulunan müminlerle alay ettikleri, kıyamet gününde ise bu iki zümrenin ko­num değiştireceği ve müminlerin kâfir­lerle alay edeceği bildirilir.[âyet 29-36]

Mutaffifîn sûresinde, insanlık tarihinin başlangıcından itibaren ortaya çıkıp süre­gelen hak ehli ile bâtıl taraftarları arasın­daki mücadelenin Asr-ı saadette cereyan eden bazı sahnelerine temas edilmekte, her iki zümrenin âhiretteki akıbetleri hak­kında kısa tasvirler yapılmaktadır. Dünya hayatının sonuna kadar devam edeceği şüphesiz olan bu mücadele genel karak­teri itibariyle zamanımızda da sürmekte ve basiret sahibi müminler bu durumu müşahede etmektedir.

Bazı kaynaklarda yer alan, “Allah, Mu-taffifîn sûresini okuyan kişiye kıyamet gününde ağzı mühürlenmiş lezzetli bir içe­cek ikram eder” mealindeki hadisin sahih olmadı­ğı anlaşılmaktadır. Musa Öziş Mutafüfîn Sûresi Tefsiri adıyla yüksek lisans çalışması yap­mıştır.

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski