Aclun Şehri, Nerede, Tarihi, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Aclûn. Ürdün’ün İrbit iline bağlı bir şehir.

Başşehir Amman’ın 73 km. kuzey­batısında, İrbit şehrinin güneyinde bulunmaktadır. Doğuda Hamâd, batıda Gavr, kuzeyde Yermük ve güneyde Vâdizzerkâ ile çevrilidir; denizden yüksek­liği 1000 m. kadardır. Nüfusu 1983te 30.000 civarında olup çoğunluğunu Fi­listinli göçmenler teşkil etmekteydi. Hulefâyi Râşidîn dönemindeki fetih­lerle müslümanlann eline geçen Açlûn’da Selâhaddîn-i Eyyûbî devrinde. Haçlılar’ın hücumlarına karşı müdafaa gayesiyle kumandan İzzeddin Üsâme tarafından 1184’te bir kale inşa edilmiştir. Bu sebeple şehir daha sonraları Kal’atül-aclûn olarak da anılmıştır. Aclûn, Memlükler devrinde Şam’a bağlı bulunuyordu. Sultan Baybars (1260-1277) burada siyasî rakiplerini hapset­mek için bir zindan yaptırdı. 1260 yılın­da Moğollar Aclûn’u yağmaladılar ve kalesini tahrip ettiler. Baybars’ın bölge­yi tekrar ele geçirmesi üzerine Aclûn Kalesi’nin onarımı için Emîr İzzeddin Aybek görevlendirildi. 1261’de tamir edilen ve yeni burçlar eklenerek geniş­letilen kale Kahire. Şam ve İrak ara­sında ticaret kafilelerinin ulaşımında önemli bir transit merkezi haline geldi. Sultan Baybars Aclûn’da bugüne intikal eden bir de mescid inşa ettirdi (1264). Memlûk Sultanı Kalavun devrinde (1279-1290) Aclûn, hareketli çarşıları, bağ ve bahçeleri ile büyük bir şehirdi. Ancak 1328’de bir sel felâketi sonunda hara­be haline geldi. Fakat çok geçmeden Şam Valisi Seyfeddin Tengiz b. Abdullah tarafından yeniden inşa ettirildi. Kudüs’ten Şam’a giderken bu bölgeden geçen İbn Battûta (o. 1377), Aclûn’daki çarşı pazarların çokluğundan ve kale­sinden övgüyle bahseder.

Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sı­rasında Osmanlı topraklarına katılan Aclûn, idarî bakımdan Şam eyaletine bağlı bir sancak haline getirildi. 1596 senesi tahririne göre Aclûn sancağın­da sekiz nahiye bulunuyordu ve nüfusu toplam 34.645 idi. Yine bu tahrire göre padişah ve sancak beyi hassı (bk. hası olan Aclûn, on yedi zaîm* ve kırk iki sipahi çıkarmakta idi. XVI. yüzyılda Ac­lûn’daki bazı emlâk, Memlûk Sultanı Berkuk’un Mısır’daki medresesi için tahsis edilen vakıflar arasında bulun­maktaydı. Evliya Çelebi’ye göre, XVII. yüzyılda Aclûn sancağı beyinin 26.000 yük akçelik hassı vardı. Sancak beyinin yetiştirmekle yükümlü olduğu 1200 as­ker ise seferden muaf olmaları karşılı­ğında Şam hacılarının yol emniyetini sağlamakla görevli idiler. XIX. yüzyılın sonlarında Suriye vilâyetinin Havran sancağına bağlı bir kaza statüsünde bulunan Aclûn’un önemi giderek azaldı. Bu dönemde nüfusu 30.000 olan Aclûn kazasının merkezi. Şeria nehrine dökü­len Aclûn çayının kenarında kurulmuş olan İrbit idi. İrbit şehrinin giderek ge­lişmesi ve 1964’te merkez olması üze­rine Aclûn buraya bağlandı.

Aclün’a nisbetle anılan birçok âlim yetişmiştir. Bunlar arasında en tanın­mışı, Keşfü’l-hafâ müellifi İsmail b. Muhammed el-Aclûnî’dir.

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski