Adana Şehri -Günümüzde, Tarihi, Eserleri, Hakkında Bilgi

Yeni ve yakın çağlara göre Adana’nın gelişmesi Cumhuriyet döneminden sonra olmuştur. XX. yüzyı­lın başlarında 20-30.000 arasında olan şehir nüfusu, 1927 sayımında 72.652’ye, 1940 sayımında 88.119’a, 1970 sayımında 347.454’e yükselmiştir. Bu hız­lı gelişme sonucunda 1985 sayımında nüfusu 777.554’e çıkmıştır. Bu nüfusu ile Adana, bugün Türkiye’nin en kala­balık şehirlerinden biri haline gelmiş­tir. Nüfusun hızla artışında gerek ziraî gerekse sınaî bakımdan gelişmeler rol oynamaktadır. Nitekim hava. kara ve deniz yollarıyla Türkiye’nin önemli ih­raç merkezlerinden biri durumuna ge­len Adana’nın çevresi, bu gelişmesine paralel olarak. Türkiye’nin çeşitli yöre­lerinden göç eden işçi kitleleri sebebiy­le, gecekondu mahalleleriyle çevrilmiş­tir. Bundan dolayı belediye hizmetlerinin yerine getirilmesinde büyük zorluklarla karşılaşılmasına rağmen Adana, gide­rek modern bir şehir hüviyeti kazan­maktadır. Bunda, geçimi ziraate daya­nan halkın modern usullerle ziraat yap­ması sonucu daha çok ürün elde edil­mesinin rol oynaması kadar, bu ürünle­rin Adana’da kurulmuş sayıları doksana ulaşan fabrikalarda işlenmesinin de bü­yük payı vardır. Türkiye’de üretilen pa­muğun üçte biri Çukurova’da elde edil­diği gibi bunları işleyen altmış kadar ku­maş, bez ve iplik fabrikasıyla, yan ürün­leri işleyen yağ ve sabun fabrikaları bu­lunmaktadır. Adana’da eğitim ve öğre­tim faaliyetleri de oldukça gelişmiş du­rumdadır. 1872’de şehirde 226 sıbyan mektebi ve seksen dokuz medrese var­ken bugün ilde 1000’in üzerinde ilk­okul, 100 kadar ortaokul ve lise ile çeşitli meslekî ve teknik okullar ve bir üniversite (Çukurova Üniversitesi) bulun­maktadır.

Bugünkü Adana’da, bazıları tamirleri sırasında asıl özelliklerinden birçok şey kaybetmelerine rağmen, eski devirler­den epeyce eser kalmıştır. Bununla bir­likte seyahatnamelerde ve salnâmelerdeki kayıtlarda belirtilen eserlerden birçoğu da yok olmuştur. Bunların en önemlisi Adana Kalesi’dir. Kale. 1836 yılında Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa ta­rafından yıktırılmış ve bugüne ancak yı­kıntı halinde küçük bir duvar parçası kalmıştır. Bunun dışında otuz beş ka­dar cami. mescid. medrese, han, ha­mam gibi eserler günümüze kadar gel­miştir. Bu eserlerin önemlilerinden biri. Justinianus tarafından yaptırılan Bizans yapısı yirmi bir gözlü Taş Köprü’dür (VI. Yüzyıl). Seyhan nehri üzerinde kurulmuş bulunan bu köprü çeşitli dönemlerde tamir görmüş, nehrin getirdiği alüvyon­lar sebebiyle de iki basından birer gö­zü görünmez olmuştur. Halen 310 m. uzunluğunda ve 13 m. yüksekliğindedir. Tarihî eserler arasında, 1409’da Akça Ağa tarafından inşa ettirilen Ulucami mahallesindeki Akça Mescid; yi­ne aynı mahallede Ramazanoğulları’ndan Halil Bey tarafından 1495’te yaptı­rılan Harem Dairesi ile 1497 yılında in­şa edilen Tuz Hanı (Selâmlık Dairesi); Halil Bey’in oğlu Pîrî Paşa tarafından 1529’da inşa ettirilen ve bugün Büyük-saat yakınında yer alan Çarşı Hamamı; 1513 yılında Ramazanoğlu Halil Bey ta­rafından inşasına başlanan ve Pîrî Paşa tarafından 1541’de tamamlatılan Ulucami Külliyesi; yine 1541’de inşa edi­len ve banisi Cuma Fakih isimli bir zat olan Cuma Fakih Mescid ve Medresesi; 1548’de Savcı Bey tarafından inşa ettirilen Savcıoğlu veya Kemeraltı Camii; 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey ta­rafından kiliseden camiye çevrilen Eskicami veya Yağ Camii ile bitişiğindeki 1558’de Pîrî Paşa tarafından yaptırılan Yağ Camii Medresesi; Ramazanoğulları zamanında tahminen 1558’de Hasan Kethüda tarafından yaptırılan Hasan Ağa veya Hasan Kethüda Camii; tahmi­nen 1591-1595 yıllarında Sevindikzâde tarafından inşa ettirilen Tahtalı Camii; yine tahminen 1600-1605’te, Ramaza­noğulları tarafından eski bir Roma ha­mamı kalıntısı üzerine kurulmuş bulunan Irmak Hamamı veya Yalı Hamamı; 1648’de Adana Valisi Cafer Paşa tara­fından yaptırılan Çâfer Paşa Camii; 1682’de Ramazanoğulları’ndan Mestanzâde Hacı Mahmud Ağa tarafından inşa ettirilen Mestanzâde Camii ve yine aynı kişi tarafından 1703’te yaptırılan Meştan Hamamı; 1704’te Ali Dede İsimli bir kişi adına Rakka Valisi Meh­med Paşa tarafından inşa ettirilen Ali Dede Mescidi; Musabalıoğlu Mustafa Bey tarafından yaptırılan Musabalıoğlu Mescidi, Medresesi ve Hamamı (Yeni Hamam); 1721’de Balcızâde Hacı Mus­tafa Bey tarafından inşa ettirilen Balcıoğlu Mescidi; banisi Abdürrezzâk el-Antâkî olan ve 1724’te yapılan Yenicami; 1748’de Alemdar Mustafa Ağa tarafın­dan inşa ettirilen Alemdar Mescidi; 1751’de Hacı Ahmed Ağa tarafından yaptırılan Siyavuşoğlu Mescid ve Med­resesi; 1751-1754 yıllarında Gencîzâde Hacı Mahmud tarafından inşa ettirilen Yeşil Mescid; 1825’te Adana Valisi Memiş Paşa tarafından yaptırılan Memiş Paşa Camii (Havutluoğlu Mescidi); XVI. yüzyılda Ramazanoğlu Halil Bey ve Pîrî Paşa  tarafından  yaptırılıp   1850-1851 yıllarında Kel Hasan Paşa tarafından tamir ettirilen Adana Bedesten veya Arastası (Kapalıçarşı); 1881’de Şeyh Zülfo (Zülfa) tarafından inşa ettirilen Şeyh Zülfo Mescidi; 1882 yılında Adana Vali­si Âbidin Paşa tarafından inşa ettirilmiş bulunan Saat Kulesi (Büyüksaat) halen ayaktadır. Bugün ise Diyanet İşleri Baş­kanlığına ait 1989 yılı istatistiklerine göre Adana’da il ve ilçe merkezlerinde 313, bucak ve köylerde 988 olmak üze­re toplam 1301 cami bulunmaktadır.

Adana şehrinin merkez olduğu Ada­na III, 1933-1956 yılları arasında Sey­han adıyla anılıyordu. İçel, Niğde, Kayseri, Kahramanmaraş, Gaziantep. Hatay illeri ve Akdeniz sahilleri arasında kalan Adana ili merkez ilçelerinden (Seyhan ve Yüregir) başka Aladağ, Bahçe. Cey­han, Düziçi, Feke, İmamoğlu, Kadirli, Karaisalı, Karataş, Kozan. Osmaniye. Pozantı. Saimbeyli. Tufanbeyli ve Yu­murtalık olmak üzere 15 ilçeye. 27 bu­cağa ayrılmıştır ve sınırları içerisinde 737 köy bulunmaktadır. 17.253 kmz genişliğindeki Adana ilinin 1985 sayımı­na göre nüfusu 1.725.940. nüfus yo­ğunluğu ise 100 idi.

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski