Afganis­tan Tarihi -İslami Devir- Hakkında Bilgi

İslâmiyet’in Afganis­tan’a ulaşması Halife Hz. Osman veya Muâviye devrinde. Basra valisinin Abdurrahman b. Semüre’yi bölgeye gön­dermesiyle başladı. Araplar’ın bu mem­lekette uzun zaman kalmamalarına rağmen İslâmiyet hızla yayılmaya de­vam etti. Bundan sonra Afganistan’da herhangi büyük bir kuvvetin hâkimiyet kuramadığı, halkın “Şah” unvanı verilen kabile reisleri tarafından idare edildiği görülmektedir. Bu durum İran’da kuru­lan Sâmânî Devleti’nin IX. yüzyılın ikinci yarısında Afganistan’ın büyük bir kıs­mını işgal etmesine kadar devam etti. X. yüzyılın sonlarına doğru Sâmânî Dev­leti’nin zayıflaması üzerine ordunun büyük kısmını teşkil eden Türkler, Sebük Tegin önderliğinde. Gazne şehri merkez olmak üzere Gazneli Devleti’ni kurdular. Bilhassa Gazneli Mahmud za­manında (998-1030) müslüman Türk un­sur Afganistan’a iyice yerleşti. Afganis­tan’daki Gazneli hâkimiyeti. Sultan Mesud’un (1030-1041) 1040’ta Selcuklular’a yenilmesiyle son buldu. Bunlardan son­ra başlayan Selçuklu hâkimiyeti, ülke­nin güneydoğusundan Hindistan’a doğ­ru uzanan sahada yer alan Gurlular tarafından zaman zaman tehdit edilmek­le beraber, XII. yüzyılın ortasına kadar devam etti. Son Selçuklu  Hükümdarı Suttan Sencer’in ölümünden (552/1157) sonra Gurlular Afganistan’ı kontrolleri altına almışlarsa da XII. yüzyılın sonları­na doğru Hârizmşahlar’a terketmek zo­runda kaldılar. Gur Devleti’nin parça­lanmasından sonra Afganistan Hârizmşah Sultanı Alâeddin Muhammed tara­fından işgal edildi. Alâeddin’in annesi Türkân Hatun yönetimindeki Hârizmşahlar bu devirde altın çağlarını yaşadı­lar; topraklarını doğuda Türkistan’a, batıda İrak’a kadar genişlettiler. Kısa bir süre sonra Moğollar bölgeyi istilâ ederek (1220) ülkeyi yüz elli yıl kadar ellerinde tuttular. Moğollar Timur tara­fından yıkıldıktan sonra onun torunla­rından Bâbür (1483-1530), Afganistan’da uzun zaman devam edecek yeni bir devlet kurmayı başardı. Bâbür’ün kur­duğu devletin sınırları Hindistan içleri­ne kadar genişlemekle beraber devletin ağırlığını zamanla Hindistan’a kaydır­ması, kuzeyden Özbekler’in, kuzeybatı­dan da Safevîler’in saldırmalarına ve ülkede huzursuzlukların baş gösterme­sine yol açtı: nitekim bu huzursuzluklar sebebiyle Afgan kabilelerinden Yusuf-zaylar güneye göç ederek Peşâver vadi­sine yerleştiler. Bunu. XVII. yüzyılın or­talarına doğru Abdâlî ve Galzay adlarını almış olan Halaçlar’ın dağlık bölgeler­den inerek Kandehar ve Zemindâver’in daha verimli olan bölgeleri ile Tarnak ve Argandâb vadilerine yayılmaları ta­kip etti. Bâbürlüler’de görülen zaafın XVIII. yüzyıl başlarında giderek artması, özellikle İranlılar ile Bâbürlüler arasında sık sık el değiştiren Batı Afganistan’da kuvvetli kabilelerin daha bağımsız dav­ranmalarına sebep oldu. Öte yandan kabileler arasındaki rekabet, Galzaylar’ın Bâbürlüler’i. Abdâlîler’in de Safevîler’i desteklemeleriyle düşmanlık hali­ne dönüşünce, Galzaylar’ın tam mana­sıyla müstakil hareket etmeye başla­maları üzerine Abdâlîler de Herat’a hâ­kim oldular. 1709’da Vaiz Han’ın Kandehar’daki İran valisi Gurgın Han’a kar­şı giriştiği ayaklanma. Afganistan’da millî bir devletin uyanışının başlangıcı oldu. Bu olaydan cesaret alan Heratlılar da İranlılar’a karşı ayaklanarak bölgele­rinde bağımsız bir yönetim kurmayı ba­şardılar. Ancak başlangıçtaki bu hare­ketlerin başarısı uzun sürmedi. Nâdir Şah Kandehar ve Herat’ı tekrar ele ge­çirerek bütün Afganistan’ı yönetimi al­tına aldı (1738).

  • Afganis­tan Tarihi -Mücahitleri, Gurupları-
  • Afganis­tan Tarihi -Sovyet İşgali ve Sonrası-
  • Afganis­tan Tarihi -Milli Afgan Devleti Dönemi-
  • Afganis­tan Tarihi -İslamiyet’ten Önceki Devir-
  • Afganis­tan -Eğitim ve Öğretim-
  • Afganis­tan -Edebiyat ve Sanat-
  • Afganis­tan Din, Dini Yapı
  • Afganistan Dil, Konuşulan Diller
  • Afganis­tan Beşeri, Etnik Yapı
  • Afganis­tan Fiziki Coğrafyası
  • Afganistan Başkenti, Şehirleri, Yüzölçümü

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski