Ağırlık Kulesi Nedir, Mimaride, Hakkında Bilgi

Ağırlık kulesi. Mimaride kullanılan bir yapı unsuru. Ağırlık kulelerinin Türk mimarisinde başlıca üç görevi olduğu görülmektedir. Bunlardan birincisi statik, ikincisi este­tik, üçüncüsü ise kullanımdır. Bunların binanın kitlesinden taşacak surette yu­karı doğru yükselmelerine önem veri­lerek üstte bu çıkıntılardan estetik ve kullanım bakımlarından faydalanmıştır. Ağırlık kulelerinin uç kısımları Türk mimarisinin gelişimine göre değişik biçimlere sahip olmuştur.

Statik bakımdan ağırlık kulelerinin görevi, büyük kubbeli yapılarda yani ca­milerde kubbeyi taşıyan ana kemerlerin ve kubbenin itme gücünü karşılamak­tır. Bunun için bu kuleler, binanın üst yapısının dengeli biçimde taşıyıcılığını üstlenen büyük ayakların (pilpâye) üs­tüne gelmek üzere dışarıda yükselirler. İçleri kısmen dolu olduğundan bir ağır­lık sağlayarak ayakların yukarıdan kub­be ve kemerlerden gelen baskıya dayan­malarını kolaylaştırırlar. Osmanlı devri Türk mimarisi ağırlık kulelerine büyük önem vermiş ve selâtin camilerinin hepsinde, vüzerâ camilerinin de en önemli­lerinde bu mimari unsuru mutlaka kul­lanmıştır. Mimar Sinan’ın eserlerinden İstanbul Edirnekapı’daki Mihrimah Sul­tan Camifnde ağırlık kuleleri, binanın dört köşesinde aşağıdan itibaren yük­selirler ve büyük kemerler hizasında birer kubbecik ile sona ererler. Böylece bunlar caminin bütün ağırlığını taşıyan dört ana direk gibi statik görevlerini dı­şarıdan belli ederler.

Ağırlık kulelerinin estetik görevi ise binanın dış görünümünü ve güzelliği­ni tamamlamaktır. Osmanlı devri Türk mimarisinde camilerin hâkim unsuru olan ana kubbenin etrafında yükselen ağırlık kuleleri ve genellikle bunların te­pelerini kapatan kubbecikler. yapının yerden itibaren kubbe zirvesine kadar yükselişinde bir kademeleşme sağlaya­rak dış çizgilerin âhengine yardımcı olurlar. Orta Asya’da Sultaniye’de Mu-hammed Olcaytu Hüdâbende (1304-1316) için inşa edilen sekiz köşeli türbenin heybetli kubbesinin eteklerinde ağırlık kuleleri, beden duvarlarının köşelerin­de yükselen birer minare gibi yapılmış­lardır. İslâm âleminin diğer yörelerin­de fazla önem verilmeyişine karşılık Os­manlı devri Türk yapı sanatı, ağırlık ku­lelerini her devrinde kullanmış ve sana­tın tarih içindeki üslûp değişikliğine gö­re bunları biçimlendirmiştir. Kuzey Bul­garistan’da Hezargrad’daki (Razgrad) Makbul (Maktul) İbrahim Paşa Camii’nde görülen aşırı derecede ince, uzun ve üstleri sivri külâhlı, âdeta birer küçük minare biçimindeki ağırlık kuleleri is­tisna edilecek olursa, Osmanlı mimari­si estetik bakımdan bu unsurun cami gövdesini aşan kısmını başarılı biçim­de kullanmıştır. Ağırlık kuleleri, Osman­lı camiinin dış çizgileri ve kitlesi ile bü­tünleştiği takdirde bir güzellik sağlamakta, aksi halde Doğubayazıttaki İshak Paşa Camii’nde olduğu gibi fazla bir şey ifade etmemektedir. Mimar Si­nan’ın eseri olan Lüleburgaz Sokullu Mehmed Paşa Camii’ndeki ağırlık kule­leri kalın ve ağır kitleleriyle dış estetiği biraz aksatır. İstanbul’da Beyazıt Ca­miindeki ağırlık kulelerinin sadeliğine karşılık Şehzade Camii’nde Mimar Si­nan, bu kulelerin ana kitleden taşan yukarı kısımlarını kabartma bir friz ile süslemiş ve ayrıca üstlerini dilimli birer kubbecik ile örtmüştür. Süleymaniye Camii’nde kubbecikler daha ince ve sık dilimli olup kulelerin görülen gövdeleri de sade birer sekizgenden ibarettir. Edirne Selimiye Camii’nde kubbeyi sa­ran kuleler yine sekizgen planlı sade unsurlar olup üstlerini hafifçe sivri kub­beler örter. Aynı sadelik Sultan Ahmed Camii, Yenicami ve diğer klasik devir eserlerinde de görülür. Bunlarda küçük kuleler yuvarlak, ana kubbe etrafındaki büyükler ise sekiz köşelidir ve kubbe­cikler de dilimlidir.

Türk mimarisinde. Batı’dan gelen ba­rok üsiübun tesiri ile. XVIII. yüzyıldan itibaren ağırlık kulelerinin dışarıdan gö­rülen kısımlarına yeni ve değişik biçim­ler verildiği görülmektedir, Mahmud’un (1730-1754) yapımına başlattığı Nuruosmaniye Camii’nde küçük kuleler barok sütunçe ve silmelerle süslenmiş, ana kuleler kare çıkıntılar halinde İnşa edilmiştir. Yapının esas kitlesine birer duvarla bağlanmış olan bu kulelerin iki cephesinde pencereler vardır. XIX. yüz­yılda inşa edilen Tophane Nusretiye Ca­mii’nde dört ana ağırlık kulesinin cami­nin köşelerinde birer süs unsuru teş­kil etmesine özellikle dikkat edilmiştir. Bunlara altları geniş, üstleri daha dar olmak üzere âdeta birer armut biçimi verilmiş, dışa bakan cephelerine demir şebekeli büyük pencereler açılmış ve kavisli alt kısımları da kabartmalarla bezenmiştir. Ampir üslûbunun ağır et­kisini taşıdıkları açıkça görülen İstan­bul’da Dolmabahçe Bezmiâlem Sultan, Aksaray Pertevniyal Sultan ve Ortaköy camileri ile Konya’daki Aziziye Camii’n­de ise ağırlık kuleleri, aşırı süslemeleri ve İlkçağ mimarisini taklit eden sütun­ları ile çok değişik bir görünüşe sahip­tir. Bunlardan Pertevniyal Sultan Camii’nin ağırlık kuleleri, aşağıdan İtibaren dış mimaride belirtilmiş ve eski Türk sana­tından alınmış motiflerin aşın derecede doldurulması suretiyle âdeta birer süs unsuru haline getirilmiştir. Türk neo-klasik üslûbunda eserler yapan Mimar Kemâleddin Bey’in inşa ettiği Bostan­cı Camii’nde tekrar eski klasik biçime dönüldüğü görülmektedir. Yapımı hayli uzun süren ve 28 Ağustos 1987’de iba­dete açılan Ankara Kocatepe Camii’nde, büyük kubbenin dört tarafındaki ağırlık kuleleri, eski Osmanlı mimari geleneği­ne uygun olarak çokgen ve penceresiz kitleler biçiminde yapılmış, dilimli kubbeciklerle örtülmüştür.

Ağırlık kulelerinin kullanım görevleri ise içlerine yapılan merdivenlerde ken­dini göstermektedir. Kulelerin dışarı­dan görülmeyen arka taraflarına açılan birer kapı ile caminin evvelce “Kurşunluk” denilen damına çıkış sağlanmıştır. Ayasofya’nın da yalnız batı tarafındaki yarım kubbesinin iki yanında bulunan ağırlık kulelerinin içinde merdiven bu­lunmaktadır. Bunlardan sağda ve gü­neyde olan kulenin içindeki merdivenin kuleyi örten kubbeye kadar devam et­mesi ve taş basamakların aşınmış ol­ması, bu kulenin Fâtih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan ilk ahşap minare için temel olarak kullanıldığını göster­mektedir. [289]

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

 

Daha yeni Daha eski