el-AKÂİDÜ’L-ADUDİYYE
Eş’ari kelâmcılarından Adudüddin el-Îcî’nin (ö. 756/1355) akaide dair risalesi.
İtikadı mezheplerin tam olarak teşekkül ettiği hicrî V. asırdan itibaren Ehl-i sünnet âlimleri, halkı ehl-i bid’atm yanlış inançlarından korumak ve Sünnî akideyi kolayca öğrenmelerini sağlamak için. akaid problemlerini Sünnî çerçevede ele alan küçük akîde risaleleri yazmayı bir gelenek haline getirmişlerdir. Bu risalelerden biri de îcînin el-‘Aka’idûl-Adudiyye’sidir. Müellifin. “Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır” mealindeki hadiste belirtilen fırka-i nâciye ile Eş’ariyye’nin yani kastedildiğini ispat etmek gayesiyle yazdığı ve vefatından on iki gün önce tamamladığı risalede Eş’ariyye’nin diğer fırkalardan ayrılan tarafları. Allah’ın varlığı, tenzîhî ve sübûtî sıfatları, tefekkürün bilgi kaynağı oluşu, rü’yetullah, irade sıfatının küllîliği, vücûb alellah ve aslah fikrinin reddi. hüsün ve kubuh’un şer’î oluşu, meleklerin sınıfları ve dereceleri. Kuran’ın kadîm oluşu, haşrı ecsâd, hisâb, mîzan, sırat, cennet ve cehennemin ebedîliği, günah, tövbe, şefaat, kabir azabı, peygamberliğin mucize ile ispatı, Hz. Muhammed’in son peygamber oluşu, peygamberlerin vasıfları, keramet imamet, iman ve küfrün sınırlan konularına yer verilir. Delil getirmeksizin işlenen kelâm konulan, klasik kelâm kitaplarındaki bab ve fasıl taksimine başvurulmadan ele alınır ve ilâhiyyât, nübüvvât, sem’iyyât tarzındaki tertibin dışına çıkılarak bazı takdim ve tehirler yapılır.
Îcî’nin bu eseri küçük hacmine rağmen âlimlerin ilgisini çekmiş, akaidin hemen bütün meselelerine temas ettiği için çeşitli şerhleri yapılmıştır. Topkapı Sarayı Müzesi ve Süleymaniye kütüphanelerinde, Mes’ûd b. Ömer et-Teftâzânî. Seyyid Şerif el-Cürcânî. Muhammed b. Süleyman el-Kâfıyeci, Celâleddin ed-Devvânî, Süleyman b. Ahmed er-Rûmî, Muhsin b. Burhan el-A’cemî ve Hâkim Şerif b. Nasır el-Husaynî gibi kelâmcılar tarafından yazılmış yirmiyi aşkın şerhi bulunmaktadır. Bunlar içinde üzerinde en çok durulan, Cürcânî ve Devvânî şerhleridir. Molla Hüsrev. Ahmed b. Müsâ el-Hayâlî, Ali et-Tûsî, Muslihuddin Mustafa el-Kastallânî ve Halîl b. Ahmed el-Konevî, Cürcânî şerhi üzerine haşiyeler yazmışlardır. el-‘vakâ1idü’l-‘Adudiyye’ye yapılan şerhleri beğenmeyen Devvânî. risalenin üstü kapalı ifadelerini açıklamak, akaid ilminin halli güç meselelerini çözmek ve böylece eseri daha faydalı hale getirmek düşüncesiyle, 905 (1499) yılında tamamladığı yeni bir şerh yazmıştır. Devvânfnin büyük ilgi gören bu şerhine haşiye yazanlar arasında şu isimler vardır: Mevlâ Ahmed b. Muhammed, Şah Muhammed b. Mübarek el-Kazvînî, İbrahim b. Muhammed el-İsferâlnî. Yûsuf b. Muhammed el-Karabâgî, Abdülhakîm b. Şemseddin es-Siyâlkûtî, İsmail b. Mustafa el-Gelenbevî, Mustafa Fevzi ve Ahmed Edirnevî.
Osmanlı medreselerinde uzun müddet ders kitabı olarak okutulan Devvânî şerhi. Siyâlkûtî. Gelenbevî ve Edirnevî hâşi-yeleriyie birlikte yayımlanmıştır. Eserin Serbestzâde Ahmed Hamdi tarafından yapılan bir Türkçe tercümesi de vardır. el-Alka’idü’l-Adudiyye Nureddin Sadak da Akaid Risalesi Tercümesi adıyla Türkçe’ye çevirmiş ve bu tercüme Arapça metniyle birlikte basılmıştır.
TDV İslam Ansiklopedisi