LUDWIG, Carl Friedrich (1816-1895)
Alman fizyoloji bilgini. Fizyolojide fizikokimyasal yaklaşımın ve grafik yöntemlerinin öncülüğünü yapmıştır.
Cari Friedrich Wilhelm Ludwig 29 Aralık 1816’da Witzenhausen’de doğdu, 23 Nisan 1895’te Leipzig’te (bugün DAC’de) öldü. Marburg ve Erlangen üniversitelerinde sürdürdüğü tıp öğrenimini 1840’ta tamamlayarak, ertesi yıl Marburg Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde laboratuvar yardımcısı olarak çalışmaya başladı, 1846’da da fizyoloji profesörlüğüne getirildi. 1849’da fizyoloji ve anatomi profesörü olarakZürich Üniversitesi’ne geçen Ludwig, 1855-1865 arası aynı görevi Viyana’daki Joseph Askeri Tıp Akademisi’nde sürdürdü. 1865’te de Leipzig Üniversitesi’nde yeni kurulan Fizoyoloji Kürsüsü’ nün başkanlığını üstlendi. Ülkesindeki bilim kuruluşlarının yanı sıra, 1875’te Londra’daki Royal Society’ nin yabancı üyeliğine seçilmiş, 1884’te derneğin Copley madalyasıyla ödüllendirilmiştir.
Marburg Üniversitesi’nde, böbreklerin işlevine ilişkin ilk çalışmalarında, böbrek borucuklarının yüzeyinin kanı süzerek idrarı oluşturmak üzere bir tür süzgeç işlevi gördüğünü ve yayınımla gerçekleşen bu olayda kan basıncının etkin rol oynadığını ileri süren Ludwig’in ilk kez 1849’da yayımladığı bu çalışması, günümüze değin geçerliliğini koruyarak çağdaş kuramların temelini oluşturdu. İdrardaki azot oranının vücuttaki protein metabolizmasına ilişkin bir gösterge olduğunu belirten Ludwig, 1851’de, tükürük bezlerinin ilgili sinirlerin uyarılmasıyla salgılama etkinliğine başladığını ve salgı basıncının kan basıncından bağımsız olduğunu ortaya koydu.
Yaygın ününü kalp ve dolaşım fizyolojisi konusundaki çalışmalarına borçlu olan Ludwig’in fizyolojiye yaklaşımı, fizik, kimya ve anatomiyi kapsayıcı nitelikteydi. Bir organın fizyolojisini, anatomik yapısıyla bağlantılı olarak ve işlevi sırasındaki fiziksel ve kimyasal değişikliklerle birlikte ele aldı, laboratuvar-larını nicel ölçümlere elverişli biçimde örgütleyerek, vücuttaki organlara ve sistemlere ilişkin değerleri saptamak üzere yeni araçlar geliştirdi. 1847’de, kan basıncı değişikliklerini grafik olarak kaydetmek amacıya tasarladığı kimograf, Ludwig’in öncülüğünü yaptığı grafik yöntemle fizyoloji araştırmalarında yeni bir dönemi başlattı. 1867’de, belli bir zaman biriminde damarlardan geçen kan miktarını saptayan bir akımölçer geliştiren Ludwig’in, solunum fizyolojisine ilişkin araştırmaları sırasında, kandaki gazları ayırmak üzere tasarladığı bir aygıt da sonradan oksijen ve diğer kan gazlarının işlevlerinin açıklanmasında etkili oldu. Kılcal damarlarda ilk kez kan basıncı ölçümünü gerçekleştiren, kalbin çalışmasında etkili olan sinirleri ve soğanilikte dolaşım sistemine ilişkin bir merkezin varlığını saptayan Ludwig, 1871’de ABD’li fizyoloji bilgini Henry Bowdich ile birlikte, uyarılan bir kalp kasının yalnızca maksimum kasılma ya da yanıtsızlık biçiminde tepki verdiğini ortaya koyarak, bu olguyu “hep ya da hiç yasası” diye adlandırdı. Fizyolojiye grafik yöntemi kazandıran ve yeni araştırma tekniklerinin öncülüğünü yapan Lud-wig, 1856’da, bileşimi plazmanınkine benzeyen bir eriyiğin içinde kurbağa kalbini çalıştırmayı başararak, organların vücut dışında da canlılığını koruyabileceğini gösteren ilk tıp bilginlerinden biri olmuştur.
• YAPITLAR (başlıca): Lehrbuch der Physiologie de s Menschen, 2 cilt, 1852-1856, (“İnsan Fizyolojisi Elkitabı”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi