AHMED RIZA (1858-1930)
Osmanlı siyaset adamı. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önderlerindendir. Meşveret gazetesini çıkarmıştır.
İstanbul’da doğdu, 26 Şubat 1930’da aynı yerde öldü. Ingiliz lakabıyla tanınan Ziraat ve Darphane Nazırı Ali Rıza Bey’in oğludur. Avusturyalı olan annesinin etkisiyle genç yaşta Batı kültürüyle ilgilenmeye başladı. Galatasaray Sultanisi’ni bitirdikten sonra Babıâli Tercüme Odası’na girdi. 1884’te tarım öğrenimi için Fransa’ya gitti. Yurda döndüğünde Fransa’da öğrendiği yeni tarım tekniklerini, sermaye bulamadığından uygulayamadı. Avrupa’ya göre hayli geri kalmış olan Osmanlı toplumunun en temel sorununun eğitim olduğuna inanarak bu alanda çalışmaya karar verdi. Bursa İdadi-i Mülki müdürü, ardından da Bursa maarif müdürü oldu. Eğitim sistemine getirmek istediği yeniliklerden ötürü pek çok eleştiriler aldı. 1889’da görevli olarak Fransız Devrimi’nin 100. yılı nedeniyle açılan sergiye gitti.
Jön Türkler’e katılması ve Meşrevet’in yayımlanması
Öteden beri pozitivizme ilgi duyan Ahmed Rıza, Fransız pozitivistlerinden Pierre Lafitte’in derslerine devam etti. Fransız pozitivistlerinin yayın organı Revue Occidentale’e yazılar yazdı. II. Abdülhamid’ e, eğitim sisteminde köklü dönüşümler öneren tasarılar gönderdi. Padişahın, İstanbul’a dönmesi için yaptığı çağrılara uymayıp Abdülhamid yönetimine karşı gelişen Jön Türk hareketine katıldı. 1889’da İstanbul’da kurulmuş olan İttihad-ı Osmani örgütü onun önerisiyle 1895’te Terakki ve İttihat Cemiyeti adını aldı ve Ahmed Rıza cemiyetin Paris şubesi başkanlığına getirildi. Aynı yılın aralık ayında Meşveret gazetesini yayımlamaya başladı. Burada, eğitim ve kültür sorunlarını konu alan yazılar yayımladı. Bu yazılarda, Doğu kültürünün korunmasını ve Batı’dan alınacak bilim ve teknikle yoğrularak bir senteze ulaşılmasını savunuyordu. Ancak halkın eğitim düzeyi yükseltilmezse bunların hiçbir yararı olmayacağını söylüyordu.
3 Aralık 1895 tarihli Meşveret’te Terakki ve İttihat’ın programı yayımlandı. Ahmed Rıza, Abdül-hamid’i tahttan indirmek ve 1876 anayasasını geri getirmek konusunda öbür İttihatçılar’la aynı düşüncedeydi. Ancak yöntem olarak şiddeti benimsemediği için onlardan ayrılıyordu. Farklı yanlarından biri de dini, bir toplumsal eğitim aracı saymasıydı. Ona göre “İslam dini doğru olduğu için doğal, toplumsal bakımdan yararlı olduğu için önemlidir.”
Meşveret’in kendisine karşı açtığı kampanyayı önlemek isteyen Abdülhamid, Fransa Hükümeti’ne başvurarak, Meşveret’in kapatılıp sorumlularının Fransa dışına çıkarılması konusunda anlaştı. Meşveret yayımına bir süre İsviçre’de devam etti. Bu arada Fransa basınında Clemenceau’nun başını çektiği bir kampanya sonucu hükümet kararını geri aldı. Abdülhamid, bu kez de gazetenin basıldığı basımevini satın alınca, Ahmed Rıza Meşveret’i Belçika’ya taşımak zorunda kaldı.
Ahmed Rıza, Meşveret’va Terakki ve İttihat Cemiyeti merkezinde denetlenmesini kabul etmediği ve Mayıs 1897’de Jön Türkler’le işbirliği yapan bir Rum’un Osmanlı-Yunan Savaşı’yla ilgili yazısını gazetede yayımladığı gerekçesiyle cemiyetten çıkarıldı.
Bu arada baştan beri kararlı bir muhalefet yürütemeyen Jön Türkler padişahın onlara ayrıcalıklar tanıyıp, reformlar yapacağına söz vermesi üzerine İstanbul’a dönmeye ya da dışarıda devlet görevleri almaya başladılar. Ahmed Rıza’nın başında bulunduğu Meşveret, bu sözlere inanılmaması gerektiğini ye İstanbul’a dönmenin uzlaşma olduğunu savunuyordu.
I. Osmanlı Liberalleri Kongresi
Aralık 1899’da Damat Mahmud Paşa ile oğulları Prens Sabaheddin ve Prens Lütfullah’m Avrupa’ya kaçmaları üzerine Jön Türk hareketi yeniden canlılık kazandı. Jön Türkler, Şubat 1902’de Paris’te, I. Osmanlı Liberalleri Kongresi’nde bir araya gelerek imparatorluğun içinde bulunduğu durumu ve sorunların çözüm yollarını tartıştılar. Kongrenin eğilimi büyük Avruya devletlerini Osmanlı İmparatorluğu’ nun ezilen halklarına yardıma çağırmak doğrultusundaydı. Ahmed Rıza ve Halil Ganem’in başını çektiği bir grup bu yaklaşıma kesinlikle karşı çıkarak imparatorluğun bağımsızlığını savunuyordu. Bu grup, Avrupa’ya karşı düşman değil dost olan ama bilim ve teknikte ileri, uygar ve bağımsız bir devlet düşüncesini benimsiyordu.
Ahmed Rıza Nisan 1902’de,Meşveret’m yanı sıra Mehmed Ali Fazıl Paşa, Selanikli Nazım Efendi, Sezai ve Ahmed Saib beylerle birlikte Şûra-yı Ümmet gazetesini çıkardı. Her iki gazete de 1908’de Ahmed Rıza’nm İstanbul’a dönüşüne değin yayımlarını sürdürdü. Ahmed Rıza bu gazetelerde yine pozitivizmin etkisinde yazılar yazdı. Temel düşüncesi, imparatorluk sınırları içindeki bütün halkları bir araya getirmek ve Fransa’yı model alan yeni bir Osmanlı İmparatorluğu oluşturmaktı. Ona göre hanedanın birleştirici gücü göz ardı edilmemeli, ama padişahın yetkileri anayasa ile sınırlandırılmalıydı.
Osmanlı ittihat ve Terakki Cemiyeti
Başlangıçta şiddete karşı olan Ahmed Rıza, başka bir Jön Türk grubunun oluşturduğu Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ile birleşebilmek için ilkelerinden ödün verdi. Eylül 1907’de iki cemiyet birleşerek Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti adını aldı. Aralık 1907’de Ahmed Rıza, Prens Sabaheddin, Ermeni Devrimci Federasyonu Taşnaksutyun’dan K. Malûmyan’ın ortak başkanlığında II. Osmanlı Liberalleri Kongresi toplandı. Kongre hükümetin gerekirse şiddetle devrilmesini karara bağladı.
1906’dan sonra ülkede yoğunlaşan huzursuzluk, 1908’de Makedonya’daki III. Ordu’nun Abdülhamid rejimine karşı ayaklanmasıyla doruğa ulaştı. Abdülhamid, tahtının elden gideceği endişesiyle meclisi açtı, anayasayı yürürlüğe koydu. Ahmed Rıza da İstanbul’ a döndü. 1908’de Meclis-i Mebusan’a başkan seçildi. Çok kısa süren 1912 Meclis-i Mebusam’na yalnızca mebus olarak katıldı. Daha sonra Meclis-i Ayan üyeliğine getirildi. Bu dönemde, İttihatçılar’m en sert eleştiricilerinden biri oldu. Ardından Vahdet-i Milliye adlı bir cemiyet kurarak Damat Ferid Paşa ve yandaşlarına karşı mücadeleye girişti.
Haziran 1919’da Mustafa Kemal’den aldığı bir mektup üzerine Paris’e giderek Avrupa’da milli mücadelenin propagandasını yürüttü. Lozan Antlaşması’ nın imzalanmasından sonra yurda dönen Ahmed Rıza, siyasi hayattan çekildi. Anılarını yazdı.
• YAPITLAR: Tolerance Muslumane, 1897, (“Müslüman Hoşgörüsü”); La Crise de L’Orient, 1907, (“Doğunun Bunalımı”); Vazife ve Mesuliyet (Padişah, Asker, Kadın), 3 risale, 1907-1908; La Faillite Morale de la Politique Occidentale Orient, 1922, (Batı’nın Doğu Politikasının Ahlaken İflâsı, 1982); Hatırat, (Cumhuriyet Gazetesi, 26.1.1950- 19.2.1950 Der.H.Şehsuvaroğlu).
• KAYNAKLAR: Z.F. Fındıkoğlu, Auguste Comte ve Ahmed Rıza, 1962; A.B. Kuran, Osmanlı imparatorluğunda ve Türkiye Cumhuriyetinde İnkilap Hareketleri, 1959; Ş. Mardin, Jön Türkler’in Siyasi Fikirleri, 1964.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi