Uluğ Bahadır Alkım Kimdir, Hayatı, Eserleri, Kazıları, Hakkında Bilgi

ALKIM, Uluğ Bahadır (1915 – 1981)

Türk arkeolog. Anadolu arkeolojisine ve Hitit filolojisine önemli katkılarda bulunan kazıları yönetmiştir.

İzmir’de doğdu. Doktor olan babasının görevi nedeniyle ilk ve ortaöğrenimini çeşitli illerde ve ilçelerde tamamladı. 1935 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde o zamanki adı ile Eti Sümer Filolojisi, Arkeoloji ve Eski Çağ Tarihi Bölümü’ne girdi; Eski Onasya dilleri, arkeoloji ve felsefe tarihi okudu. 1939’da mezun oldu.

1941 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Far kültesi’nde Hititoloji asistanı olarak çalışmaya başladı. 1944’te doktor, 1945’te doçent oldu. 1960 yılında profesör olan Alkım, H. T. Bossert’in ölümü nedeniyle boşalan Eski Önasya Dilleri ve Kültürleri Bölümü’ne başkan seçildi ve yaşamının sonuna değin bu görevi sürdürdü. Türkiye dışında çeşitli uluslararası kongrelere katıldı; bildiriler sundu; Almanya, İngiltere ve Hollanda’nın çeşitli üniversitelerinde konferanslar ve seminerler verdi. 1962-1975 arasında Robert Kolej Yüksek Okulu Beşeri Bilimler Bölümünde ek görev aldı ve 1963-1964 arasında bu okulun Türk müdürlüğünü yaptı. Boğaziçi Üniversitesi Arkaomet-ri Enstitüsü’nün kurulmasında önemli katkıları oldu.

1947’de Türk Tarih Kurumu üyeliğine seçilen Alkım, bundan sonra yaptığı arkeolojik araştırma ve kazılarını bu kurum adına yürüttü. Alkım, Türk Dil Kurumu, Societe de Prehistorie Française, British Institute of Archeology in Ankara, Deutsche Orient-gesellschaft ve Alman Arkeoloji Enstitüsü üyesi idi.

İlk kazıları

Alkım, 1939’da Vize, 1942’de Alacahöyük ve 1947’de Tel Açana kazılarına katılarak ilk deneyimlerini kazanmıştır. 1947 yılında Adana yakınındaki Karatepe-Aslantaş yöresinde Bossert ile birlikte çalışmıştır. Bu bölgenin çok önemli ve aydınlatıcı eserler içerdiğini saptayan araştırma ekibi, Alkım başkanlığında Karatepe’de kazıya başlamış ve Karatepe-Aslantaş’ta Geç Hitit Çağı’na ait bir sınır kalesi ile av yerini ortaya çıkarmıştır. Kalınlığı 4 m’yi bulan bir surla çevrili olan kalenin tepe kesiminde Bit-Hilani tarzında inşa edilmiş bir yapı kalıntısı bulunmuş, bu kalıntı, kale yöneticisinin oturduğu bir yapı olarak nitelendirilmiştir. Burada yapılan kazı ve restorasyon çalışmaları, ileriki aşamalarda Halet Çembel tarafından yürütülmüş ve Karatepe bir açık hava müzesine dönüştürülmüştür.

Yesemek, Tilmen ve Gedikli

Alkım, Karatepe’nin kuzey ve güney ile olan ilişkilerini belirlemek ve başka ören yerlerinin bulunup bulunmadığını öğrenmek amacıyla, Antitoros ve Orta Amanos bölgesinin tarihi coğrafyasını araştırmış; eski yol şebekesini, anıt ve örenleri belirlemiştir. 1947 – 1957 arasında bu bölgeyi adım adım taramış ve bir Hitit kabartması, 3 Aramî yazıt, Geç Roma çağından 40 Yunanca yazıt ile 5 Yunanca kaya yazıtı, Roma çağından 2 kaya kabartması, 8 Roma çağı ören yeri, 4 Orta Çağ ören yeri ve 19 kale saptamıştır.

1958’de İslahiye Bölgesi Kazı ve Araştırma Kurulu başkanlığına getirilen Alkım, Orta Amanos Dağları’nda tarihi coğrafya araştırmalarını sürdürmüştür. 1957 – 1961 arasında bu bölgede bulunan Yesemek taş ocağı ve heykel atölyesinde, 1958 – 1972 arasında Tilmen, 1964 – 1967 arasında Gedikli ve 1966-1967’de ve 1970’te Kuruşkal höyüklerinde kazılar yapmıştır.

Yesemek taş ocağı ve heykel atölyesi kazı ve araştırması Antik Çağ’da bazalt kayalardan taş kesilmesi, çıkarılması, heykel taslaklarının biçimlendirilmesi gibi teknik konuların aydınlanmasını sağlamıştır. Ayrıca bölgede bulunan antik kentlerin heykel kaynağı olarak da bu atölyenin tarih içindeki önem belirlenmiştir.

Gaziantep’teki İslahiye ilçesinin 10 km kadar doğusunda yer alan, Karasu Irmağı kıyısında 21 m yükseklikte bir höyük olan Tilmen’de 1958’de Alkım başkanlığında kazıya başlanmıştır. 1972’ye değin süren kazılarda bu höyüğün yerleşme katları belirlenmiştir. Burada yapılan kazılarda, sur kesiminde üç giriş bulunmuş ve surun mimarlık üslubu ile İÖ 2C yılı sonu ile İÖ 1000 yılı başına tarihlenebileceği saptanmıştır.

Alkım, Tilmen höyük tepesinin en üstünde mimari kalıntı vermeyen, ancak küçük buluntularla İslami çağların, Bizans, Roma, Helenistik dönemlerin ve Demir Çağı’nın varlığını gösteren bir kat saptamış ve bunu kat I olarak adlandırmıştır. Kat II’de ise İÖ 18. yy’a tarihlenen saray yapısı çıkarılmış ve saray avlusunda açılan sondaj çukurunda III. evreleri belirlenmiştir. Burada çıkarılan “Habur Keramiği” ve “Boyalı Suriye Kapları” bu katın İÖ (19. yy – 18. yy’a tarihlenmesini sağlamıştır. Daha erken evrelerinde (kat III c-k) İlk Tunç Çağı’nın buluntuları, IV. katta ise Geç Kalkolitik dönem buluntuları çıkarılmıştır.

Tilmen höyük kazıları bu bölgenin kültür sürekliliğini göstermiş ve İÖ 2000’de Yamhad Krallığına bağlı bir kentin açığa çıkarılmasını sağlamıştır.

Alkım tarafından kazılan diğer bir höyük de Gedikli’dir. 1964 – 1967 arasında kazılan bu höyükte, Tilmen höyük tepesinde rastlanılan bütün devirler bulunmuştur. Gedikli kalkolitiğinin Amuk Ovası’nın ve Kilikya’nın çağdaşı kültürlerle benzerlikler göstermesi, kültürel yayılım alanını belirlemiştir.

Gedikli’de, eski Önasya’nm ilgi çekici bir nekro-polü (toplu mezarlık) bulunmuş ve burada Alkım tarafından ölü gömme âdetleri saptanmıştır. Buna göre, basit toprağa gömü (Helenistik Çağ), başı taşla korunaklı basit toprağa gömü (İÖ 2000), yeraltı oda mezarları ve kremasyon (ölü yakma) mezarları (İlk Tunç Çağı sonu, Orta Tunç Çağı başı) vardır. Kuzey Suriye, Kuzey Mezopotamya ve Anadolu’daki ölü yakma geleneğinin en eski örneği Gedikli’de Alkım tarafından bulunmuştur.

Kuzey Anadolu kazıları

Güney Anadolu’da araştırmalarını tamamlayan Alkım, bundan sonra yeterince araştırılmamış olan Kuzey Anadolu Bölgesi’ni, özellikle Samsun çevresini  çalışma alanı olarak seçmiştir. Bölgedeki toprak üstü araştırmalarını 1971 – 1973 yıllarında yapmış ve burada Hitit, Hitit öncesi ve Hitit sonrasına tarihlendirilen elliden fazla yerleşme yeri saptamıştır. Bu araştırmaların problematiği, antik dünyada Anadolu’nun iç ve dış bağlantılarını belirlemek ve Kaşka sorununa çözüm getirmekti. Alkım, yaptığı yüzey araştırmaları sonucunda kazı için İkiztepe höyüğünü seçmiştir.

İkiztepe,Samsun’daki Bafra ilçesinin 7 km kuzeybatısında dört yükseltiden oluşan bir höyüktür. Bu höyük jeolojik verilere göre hem Karadeniz’in, hem de Kızılırmak’ın kıyısında bulunuyordu. Erken Hitit çivi yazılı tabletlerinde geçen “Zalpa” kentinin burada bulunduğu sanılıyordu. Ancak Alkım, burada tablet bulamadı. Alkım, ikiztepe I ve Il’de yaptığı kazılarda Karadeniz Bölgesi’nde ilk sistematik kazıları başlatmış ve bölgenin kültür tarihini saptamıştır. Bu bölgede oldukça yoğun Erken-Hitit ve ilk Tunç Çağı yerleşmeleri belirlenmiştir. İkiztepe’de Kalkolitik Çağ’ın ve İlk Tunç Çağı’nın ilk evresinde, Karadeniz kıyılarının Güneydoğu Avrupa ve Ege Adaları ile kültürel ve ticari ilişkileri bulunduğu anlaşılmıştır. Daha geç dönemlerde ise Orta Anadolu ile bağlantı ve ilişkisi olduğu ortaya çıkarılmıştır. Ormanlık bir bölge olan Karadeniz’de konutlaşmanın, Kalkolitik Çağ’dan beri ahşap malzeme kullanılarak sağlandığı anlaşılmış ve böylece Antik Çağ ahşap mimarisinin araştırılması yolu açılmıştır.

Latince, Eski Yunanca, Hititçe, Lidce, Akadca, Mısır Hiyeroglif dillerinin yanı sıra, İngilizce, Almanca, Fransızca ve İtalyanca da bilen Alkım’ın makale ve yazıları Belleten, Türk Arkeoloji Dergisi, Anadolu, Türk Tarih Kurumu Kongre Tebliğleri Dergisi, Revue Hitite et Asianique, Anatolian Studies, Bibliotheca Orientalis, Orientalia, Jahrberichte Ex Oriente Lux ve Antolica gibi süreli yayınlarda yayımlanmıştır. Ayrıca Archaeologie Mundi serisinde çeşitli dillerde yayımlanan Anatolia I adlı kitabı Anadolu’ nun en eski kültürlerinin dünyaya tanıtılmasını’ sağlamıştır.

Alkım, Karatepe, Yesemek, Tilmen, Gedikli, İkiztepe kazılarıyla ve bu yörelerdeki tarihi coğrafya araştırmalarıyla, Türkiye’de • arkeoloji biliminin gelişmesine büyük katkıda bulunmuştur. En önemli katkısı ise Orta Anadolu ve Toros’lardaki antik yol şebekesini ortaya .çıkarması olmuştur.

•    YAPITLAR (başlıca): “İslahiye Bölgesinde Türk Tarih Kurumu Adma 1952 – 1962 Yılları Arasında Yapılan Tarihi ve Arkeolojik Araştırmalar”, TTK Atatürk Konferansları, 1964; “Gedikli (Karahöyük Kazısı), Birinci On Rapor”, Belleten XXX, 1966; Anatolia I, 1968; Yesemek Taş Ocağı ve Heykel Atölyesinde Yapılan Kazı ve Araştırmalar, 1974.

•    KAYNAKLAR
: B. Brentjes, Bibliotheca Orientalis, XXVII, 1970; H. Çambel, Anadolu Araştırmaları, VIII, 1980; F. Fisher, Weltdes Orients, 1969 – 1970; Klengel-Brandt, Orientalische Literaturzeitung, 1972.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski