Anne Stuart (kraliçe) Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

ANNE STUART (1665-1714)

İngiltere kraliçesi. İngiltere-İskoçya birliğini gerçekleştirmiştir.

6 Şubat 1665’te Londra’da doğdu, 1 Ağustos 1714’de öldü. Babası York Dükü Il.James Katolik, annesi Anne Hyde ise Protestan’dı. Dayısı II. Charles’ın etkisiyle Protestan eğitimi gördü. 1683’te Danimarka Prensi George ile evlendi. Bu yıllarda çocukluk arkadaşı Sarah ve kocası Marlborough Dükü John Churchill ile yakın ilişki içinde oldu. Sarah birçok konuda Anne’ı etkisi altına aldı. 1685’te babası II.James tahta çıktı. Katolik olan üvey annesi bir erkek çocuk doğurunca Anne ve ablası Mary’nin kraliçelikleri tehlikeye düştü. Ama, İngilizler Katolik bir krala tepki duyuyorlardı. 1688’de Il.James tahttan indirildi. Anne’ın ablası II.Mary kraliçe, kocası III. William (Oranj’lı) ise kral oldu. II.Mary, 1694’te öldü. III. William’ın da 1702’de ölümü üzerine Anne, İngiltere kraliçesi oldu.

Hanedan değişikliği

Bir İskoç hanedanı olan Stuartlar’dan İngiltere tahtına ilk çıkan I.James olmuştu (1603). I. Elizabeth’in çocuğu olmadan ölmesi üzerine Tudor hanedanı İngiltere tahtına veda etmiş ve böylece Stuart hanedanı dönemi başlamıştı. 1603’ten başlayarak İngiltere ve İskoçya iki ayrı krallık olarak aynı kral tarafından yönetiliyordu. Her iki ülke kendi parlamentosunu korumuş ve öbür devlet kuramlarının varlıklarını da ayrı ayrı sürdürmüştü. Birliğe engel olan önemli etkenler vardı. İki ülke de Protestan idi ama İskoçlar Presbiteryen, İngilizler Anglikan mezhebine bağlıydılar. Bu iki mezhebin dinsel öğretiyi algılayışlarında ise önemli farklılıklar vardı.

Ekonomik alanda da birbirlerinden çok uzaktaydılar. İngiltere kapitalizme geçiş süreci içine girmişti. İskoçya’da ise feodal kurumlar varlıklarını sürdürüyordu. İngiltere’nin nüfusu 18.yy’ın başlarında 5.000.000’a erişmişken, İskoçya’nmki ancak 1.000.000 dolayındaydı. İskoçya yoksul bir ülkeydi. Tarım düzeni ilkeldi ve manifaktür çok az gelişmişti. Bu nedenle iki ülkenin birliği İskoçya’nın İngiltere tarafından yutulması demek olacaktı. Birliğe İskoçya’da olduğu kadar İngiltere’de de karşı çıkanlar vardı. İngiliz tüccarları, birlikten sonra İskoç tüccarlarına İngiliz pazarlarında serbest ticaret hakkı sağlanınca, kârlarının azalacağından korkuyorlardı. Buna karşılık İskoç pazarları İngiliz tüccarına aynı oranda kâr getirmeyecekti. Öte yandan, iki parlamentonun birleştirilmesiyle İskoçlar Ingilizler’den çok daha düşü k bir oranda temsil edilmek durumunda kalacaklardı. Ayrıca yeni parlamentonun Londra’da bulunması öngörülüyordu. Bu durum, İngiliz parlamenterler açısından da sakıncalar yaratabilecekti. Parlamentoda İskoçya Partisi sayıca küçük bir grup oluşturmasına karşın, zaten hassas bir dengede duran İngiliz parti aritmetiği bu katılımla karışacaktı. İskoçyalılar iki anapartiyi, Whigler ve Toryler’i büsbütün birbirine düşürebilirler, taktik ittifaklarla etkin olabilirlerdi.

İngiltere-İskoçya birliği

Anne, bu zor koşullarda İngiltere-İskoçya birliğini gerçekleştirmeye kalkıştı. 8 Mart 1702’de parlamentodaki ilk konuşmasında bu konuya değindi ve birliği İskoçyalılar’la görüşmelerin başlatılacağını belirtti. İskoçya ve İngiltere temsilcilerinin karşılıklı kuşkul a-rına karşın birliğe doğru önemli adımlar atıldı.
Kopma olasılığıyla karşı karşıya gelindiğinde, her i ki taraf da bunun çıkarlarına uygun olmayacağını anladı.
Kopma gerçekleşirse İskoçya ekonomisi, İngiltere’n in rekabetine dayanamayacak, İngilizler açısından i se kuzey sınırında bağlılığı kuşkulu bir komşu belirecekti. Özellikle Avrupa’nın İspanya hanedan savaşıy la karıştığı bir tarihte, bundan kaçınılmalıydı. Beş yıl süren görüşmeler sonucu 6 Ocak 1707’deBırlik Yasası iki parlamentodan da geçti. 1 Mayıs 1707’de de krali çe tarafından onaylandı.

Anne döneminde parlamentoda iki büyük parti vardı. Bunlardan Whigler ticaret ve finans kapitalini temsil ediyor, Toryler ise daha çok tarım sermayesinden ve Anglikan Kilisesi’nden destek alıyordu. Anne’ m saltanatının ilk günlerinde üzerinde büyük etkisi olan Marlborough dükü Tory iken, karısı Sarah Whig idi. Ama, koyu Anglikan inançları Anne’ı Xorylpr’° yaklaştırıyordu. Bu durumda artık Ingiltere’de otok-ratik bir krallıktan söz edilemezdi. Hükümdarla partiler arasında bir denge söz konusuydu. Anne, Tory olsa bile parlamentoda Whigler çoğunlukta olursa istediği politikayı uygulamakta güçlük çekebilirdi.

Cebelitarık’ın alınması

16.yy’da VIII.Henry’nin başarısızlıkla sonuçlanan girişimleri dışında İngiltere, Orta Çağ boyunca Kıta Avrupası’nda etkin bir askeri varlık gösterememişti. 1 Kasım 1700’de ölen İspanya Kralı IV.Philip, tacını XIV.Louis’nin torunu Anjou düküne bırakmıştı. Böylelikle İspanya ve Fransa Bourbon hanedanı tarafından yönetilecekti. İngiltere, Hollanda ve Avusturya bunu engellemek üzere Fransa ve İspanya’ya savaş açtı. Mayıs 1703’te Portekiz de onlara katıldı. Marlborough dükü müttefik orduların başkomutanlığına getirildi. 2 Ağustos 1703’te İngiltere ve Avusturya orduları XVI. Louis’nin ordusunu Orta Almanya’ daki Blenheim kenti yakınlarında yendi. Böylelikle Viyana kurtarıldı ve Avrupa’da Fransız üştyt’Jüğü sona erdirildi. 21 Temmuz 1704’te ise Ingiliz donan-ması Cebelitarık’ı İspanya’dan koparmayı başardı. Cebelitarık’ın bir İngiliz üssü olarak önemi daha sonraki tarihlerde meydana çıkacak ve Akdeniz’in girişini İngilizler’in tutması günümüze kadar önemini koruyan bir gelişme olacaktı. İspanya hanedan savaşları sırasında müttefikler arasında beliren çatlaklar, Marlborough’nun usta diplomasisi sayesinde giderilebildi. 12 Mayıs 1706’da Fransız ordularım bir kez daha yenen Marlborough böylelikle başarısını pekiştirdi. Anne Stuart’ın başkomutanı Avrupa’da XIV. Louis Fransası’nm egemenliğine set çekmişti. Savaşlar 31 Mart 1713’te Utrecht Antlaşması’nm imzalanmasına değin sürdüyse de Fransa’nın hızı kesilmişti. 16.yy’dan beri ilk kez İngiltere Kıta Avrupası’nda kara ordularıyla başarılı bir savaş sürdürmüş ve daha sonraki politikasının temellerini atmıştı. Avrupa ne pahasına olursa olsun bir tek güçlü devletin boyunduruğu altına girmemeliydi. Böyle bir gelişme Ingiltere’ yi Avrupa pazarlarından yoksun bırakabilir, ayrıca yaşamsal önem taşıyan deniz ulaşım yollarına zarar verebilirdi.

1603’te I.James İngiltere’ye geldiği zaman Ingiltere’nin tek kolonisi İrlanda idi. Ama Stuartlar döneminde Kuzey Amerika’da Hudson Körfezi çevresinde önemli koloniler oluşmuştu. Aynı şey Karaib-ler ve Hindistan için de geçerliydi. Anne’in saltanatı sırasında imzalanan Utrecht Antlaşması’yla ingilizler Newfoundland Adası’m da Fransızlar’dan koparmışlardı. Burası Kanada ve Kuzey Amerika’da Fransız rekabetine karşı stratejik üstünlük sağlamak bakımından çok önemliydi.

Anne Stuart, 1 Ağustos 1714’te öldü. Böylelikle İngiltere tahtı Alman asıllı Hanover hanedanına geçti. Anne’ın ölümüyle İngiltere’de ve Avrupa’da bir dönem kapanıyor, 1603’ten beri süren Stuart hanedanı son buluyordu. İngiliz denizaşırı imparatorluğunun temelleri bu dönemde atılmıştı.

•    KAYNAKLAR: S.R.Brett, The Stuart Century 1603-1714, G.Donaldson, Scottish Kings ; Philips, The Stuarts.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski