Elektrolitlerin Ayrışması Kuramı

Elektrolitlerin Ayrışması Kuramı

Elektrolit çözeltilerin çeşitli kimyasal ve fiziksel özelliklerinin 1800’lerden beri gözlemlenmesine karşın, iyon kuramı ancak 1887’de Arrhenius tarafından açıklanabilmiştir. Asitler, bazlar ve tuzlar suda çözüldükleri zaman, moleküllerinin tümü ya da bir bölümü kendiliğinden iyonlara ayrışabilir. Ortamın koşullarına göre, iyonlaşmamış moleküllerle iyonlar arasında bir denge oluşur:

AB —> A + + B

Iyonlaşan molekül sayısının toplam molekül sayısına oranına iyonlaşma derecesi denir. Çözelti seyreltildiğinde iyonlaşma derecesi artar ve sonsuz seyreltik çözeltilerde l’e eşit olur.

Bir madde herhangi bir çözücüde ayrıştığı zaman, saf çözücüye oranla o çözeltinin buhar basıncı azalır, kaynama noktası yükselir, donma noktası düşer ve geçişme basıncı artar. Saf çözücüye oranla gözlenen bu tür değişiklikler, çözeltideki toplam tanecik (iyon ve molekül) sayısına bağlıdır. Bu dört özellikten herhangi biri, belirli bir çözücüde çözünen elektrolit ya da elektrolit olmayan bir madde için saptandığında, maddenin o çözeltideki iyonlaşma derecesi, çözelti derişikliği ya da molekül ağırlığı belirlenebilir.

Arrhenius tezinde, elektrolit çözeltilerdeki ters yüklü iyonlar arasındaki çeşitli etkileşimleri gözönüne almamıştı. Elektrolit çözeltilerin özelliklerini tam olarak belirleyen kuram, 1923 ’te Debye ve Haeckel tarafından geliştirildi.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski