Oktayus Sezar (Octavius Caesar) Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

AUGUSTUS, Octavius Caesar (İÖ 63-İS 14)

Roma imparatoru. Roma Devleti’nde imparatorluğu kurumsallaştırmıştır.

İ Ö 23 Eylül 63’te Roma’nın Platinus bölgesinde doğdu, 19 Ağustos 14’te Roma’da öldü. Babası C.Octavius tanınmış bir ailedendi. Annesi Atia da, Julius Caesar’ın kızkardeşi Julia’nın kızıydı. Dört yaşındayken babası ölünce Julius Caesar, Octavius’u evlat edinerek yetişmesini üstlendi.

Octavius, Julius Caesar İÖ 44’te öldürüldüğünde Illirya bölgesinde Apollonia’da eğitim görüyordu. Yöneticiliğe aday olan soylu bir Romalı gencin eğitimi, bir eski Atinalı yurttaşınkinden ya da Isparta-lı’nınkinden farklıydı. Bu eğitim ne salt bilim, edebiyat ve spora ne de salt askerliğe dayanıyordu. Başlıca amaç komutanlık ve yöneticiliğin öğrenilmesiydi. Bu da Apollonia gibi uzak garnizonlarda gerçekleştirilir-di.

Octavius, İtalya’ya geçince Caesar’m varisi olarak güç bir durumda bulunduğunu ve tehlikeli bir görev üstlenmesi gerektiğini anladı. Henüz 18 yaşındaydı ve devlet yönetiminde yeterli deneyimi yoktu.
Caesar’m katilleri onu tehlikeli gördükleri gibi, Caesar’cı grubun önderi durumundaki Marcus Antonius’ un da onu etkisiz duruma getirmek istediği açıktı. Genç Octavius’un başlıca desteği ünlü hatip ve politikacı Cicero oldu. Böylece senato (patriciler) Octavius tarafına kazanıldı.

 

Konsül seçilmesi

Antonius senato ile çatışmaya düşünce, Octavius derhal Caesar’m deneyimli askerlerinden oluşan üç bin kişilik bir lejyona komutan (praefectus) oldu. Bu usul dışı bir olaydı, adeta bir darbeydi. Ayrıca Antonius’un ordusundan iki lejyonun komutanlarını elde ederek bu gücü de kendi emrine aldı. Cicero ile senatoyu Antonius’a karşı kışkırttı ve ona karşı savaş açılınca da senato lejyonlarının başına imperium pro praetore unvanı ve yetkisiyle geçti. Antonius’u Muti-na’da (Modena) yendi. Senatodan tam yetkili konsül-lük istedi, duraksama üzerine Roma’ya yürüdü. İÖ 43 Ağustosu’nda Qiuntus Pedius’la birlikte konsullü- * ğe seçildi. O zaman Antonius’la müzakerelere girişti. Antonius ve müttefiki olan Galya Valisi Marcus Emilius Lepidus’la birlikte Bononia’da (Bologna)

İÖ 43 Kasımı’nda II. triumvirlik’i (üçlü bağlaşma) kurdular. Triumvirler, senatoyu ve 2000 equilesı (süvari-şövalye sınıfı) buyrukları altına aldılar. Anto nius ve Octavius, Makedonya’ya geçerek İÖ 42’dt Marcus Iunius Brutus ve Gaius Cassius’u yendiler Caesar’ın katilleri ya da klasik Cumhuriyetçi Pa.’ ortadan kaldırılmıştı. Antonius, bu zaferden sor imparatorluğun doğu bölgelerinin yönetimini yi lendi, Octavius da Roma’ya döndü. Yeni verç yükleyerek hizmette kalan ve terhis ettiği askeri yeni gelirler sağladı. İÖ 40’ta Perusia’da (Perugia) Marcus Antonius’un kardeşi Lucius Antonius’un çıkardığı bir ayaklanmayı kanlı biçimde bastirdi. Antoniuslar’la çatışma başlayacaktı, ancak IO 40’ta Brundisium (Brindisi) anlaşmasıyla Antonius Octavius imparatorluğu doğu ve batı diye iki yöntcim ve nüfuz alanına böldüler. Afrika Lepidus’a bırakıldı. Antonius, Octavius’un kızkardeşi Octavia ile evlendi. Ertesi yıl Napoli yakınında Misenum’da triumvirler Sextus Pompeius’la da anlaştılar ve Pompeius’un Sicilya, Sardunya ve Korsika’daki yönetimini tamdılar. Bundan sonra Antonius, yine doğuya döndü. Pompe-ius, Güney İtalya’da kalmaktan hoşnut değildi ve gözü Roma’daydı. ilk olarak Sicilya’dan Roma’ya buğday gönderimini durdurdu. Octavius, Pompeius’a karşı önce öbür triumvirlerle birlikte, sonra da tek başına karşı koydu ve önce onu ardından da Lepidus’u yendi. 

Pompeius’a karşı savaşımında en büyük yardım ve başarı payı komutan Marcus Vipsanius Agrippa’ nındı. Vipsanius Agrippa, Octavius’un yaşamında ve başarısında vazgeçilmez bir öğe oldu. Sonraları Anto-nius’u yenmesinde, imparatorluk eyaletlerinin yeniden düzenlenmesinde, Roma kentinin restorasyonunda önemli rol oynadı. Octavius iyi bir komutan değildi. Vipsanius Agrippa, onun sürekli savaş danışmanı oldu. Yönetimdeki başarısında da aynı rolü oynadı. Octavius, ona karşı duyduğu şükranı Roma’ da Pantheon’un duvarındaki kitabede görkemli bir biçimde anlatır. Vipsanius Agrippa’nın varlığı Octavius’un kişiliğinde ve tarihi rolünde önemli bir yönü vurgular.

I    O 58’den başlayarak “imparator” sanını kullanan Octavius’un dönemi bir dünya devleti kuran yetenekli, güçlü kadroların dönemidir. Bu kadrolar, yetenekli komutanlar, devlet adamı ve maliyeciler, tarihçi, şair, hukukçu ve mimarlardan oluşuyordu. Ülkenin her yanı imar görüyor, Roma yeniden kuruluyordu. Kendi deyişiyle, “tuğladan bulduğu kent, mermerden yapılmıştı.” Roma, bir dünya devleti merkeziydi. Eğlenceler, törenler, oyunlar yanında, halka Sicilya’nın buğdayı ve zeytinyağı dağıtılıyordu. Yeni yapılarla kentte yeni bir mimari sentez ve zevk doğmuştu. Cumhuriyet’in törenleri ve görkemi herkesi büyülüyordu. Bu yeni toplumda patriciler eski güçlerini kaybetmişlerdi, iktidar her zaman yeni sınıfların çalışkan, hırslı, açgözlü, atılgan insanlarına açıktı. İmparatorluğun yönetimine şövalye sınıfı da katılmaya başladı. Cicero da, bu tür “yeni insan”lardan biriydi.

 

“Augustus” sanını alması

Yönetimde iki rakip vardı Octavius ve Antonius. Octavius, imar ettiği Roma’yı, Pompeius’u yenerek açlıktan da kurtarmıştı. İÖ 35-33 yıllarındaki Illirya seferiyle Dalmaçya’yı da kazanmıştı. Antonius, Mısır’da idi, Kleopatra ile bir doğu imparatorluğu kurmak, bir İskender olmak istiyordu. Oysa ne askeri yeteneği vardı ne de çevresindeki kadro buna yeterliydi. Yabancı bir dünyada, İskender’inkinden değişik bir zaman kesitinde bu amaç bir hayaldi. Üstelik doğuda Partlar’la yaptığı savaşı da kazanamadı ve prestijini yitirdi. Octavius, senatoda ve tribünlerde Antonius ve Kleopatra’yı İtalya’yı işgale yönelen düşmanlar olarak ilan etti. Senatörlerin bir kısmı ve iki konsül, Antonius’un tarafına geçmişti. Ama Octavius İtalya’yı ve müttefiklerini, Kleopatra ve Antoni-us’a karşı ustalıkla kullandı. İÖ 2 Eylül 31’de Mısırlılar Actium’da yenildi ve Mısır’a girildi. Ülke, Roma topraklarına katıldı ve zengin bir hazine ele geçirildi. Julius Caesar’ın büyük fetihlerini Octavius tamamlamıştı. Octavius, olağanüstü yetkili yönetici demek olan konsüllüğe Actium Savaşı’ndan önce seçilmişti. Buraya kadar bir sorun yoktu. Olağanüstü zamanlarda, senato olağanüstü yetkileri devredebilirdi. Ancak IÖ 31’den sonra Octavius her yıl konsül seçilmeye başladı. Üstelik bu konsüllük tek bir otorite halindeydi. Savaş geçtiği halde İÖ 32’deki İtalya Yemini’ne dayanarak otoritesini sürdürüyordu. IÖ 28’de triumviranın aldığı karar ve uygulamaları kaldırmaya başladığı gibi, arkadaşı Vipsanius Agrippa ile birlikte senato üyelerinin sayısını da azalttı. İÖ 27 başlarında aniden bütün olağanüstü yetkilerini ve görevlerini bıraktı. Yalnızca eskisi gibi yıllık görev gören iki konsülden biri olarak kaldı. Senato, kendisine IÖ 16 Ocak 27’de şükran borcu olarak “Augustus” sanım verdi ve kendisinden cumhuriyeti kaldırmamasını rica etti. On yıl süreyle Ispanya, Galya, Suriye ve Mısır’a olağanüstü yetkili yönetici oldu. Öbür vilayetler (on tane idi) bağımsız prokonsüller tarafından yönetiliyordu. İllirya, Makedonya ve Afrika garnizonları dışında ordu onun elindeydi. Augustus olağanüstü yetkili konsül (ımperium proconsulere) rütbe-sindeydi. Bir monarşiyi andıran cumhuriyetin başında, “birinci yurttaş” (Princeps civitas) olarak anılıyordu ve bu nedenle Roma’da adı konmayan yönetime (görünüşte cumhuriyet) bundan sonra “Principatus” dönemi denildi ve bu imparator Diocletianus’a kadar sürdü. Augustus İÖ 23’te trıbunuspotestas yetkisiyle, İÖ 12’de de pontifex maximus (başrahip) yetkisiyle donandı. İÖ 2’de Vatanın Babası (PaterPatris) unvanını aldı.

Augustus döneminde Roma Devleti’nin kuzey sınırlarında güvenlik ve denge sağlandı. Romalılar Tiberius ve Drusus gibi komutanlarla Tuna bölgesini geçip Elbe’ye kadar ulaştılar. Agrippa, Panonis (Tuna, Macaristan) bölgesinde Roma garnizonlarını güçlendirdi ve bölgeyi merkeze bağladı. Bununla birlikte Kuzey Almanya’ya saldıran Romalı komutan Quinctilius Varus, Cermen kabilesi Cherusclar’m kralı Arminius (Hermann) tarafından bozguna uğratıldı. Bu olayla Roma, Kuzey Almanya’nın kontrolünü ele geçiremedi. Arminius, Roma eğitimi görmüş bir Cermen başbuğuydu.

Augustus’un önemli bir başarısı, ordunun düzenlenmesi oldu. Yirmi beşe kadar indirdiği lejyonlar için 11-20 yıl askerlik hizmeti koydu. Terhis olan askere başlangıçta kendi parasıyla toprak alıp dağıttı. Sonraları bu iş için özel bir hazine (fiscus) kurdu ve senatonun karşı çıkmasını dinlemeyerek asker emeklileri için halka yeni vergiler koydu. Ravenna’da ve Misenum’da iki filo oluşturdu.

Augustus eyaletlerin yönetimini senatörler arasından seçtiği temsilcilere (Legati Augusti) bıraktı. Augustus’la, eski dünyada gerçekten bir Pax Romana (Roma Barışı) dönemi başladı. Kentler tepelerdeki kalelerden düz ovalara taştı. Surların bulunmadığı, güvenlik içindeki kentler ve sürekli onarılıp bakılan limanlarla Akdeniz dünyası güçlü bir ticari ve kültürel gelişim dönemine girdi. Augustus, eyalet yöneticilerinin yanma procuratores denen maliye görevlileri koydu. Bunlar bağımsız olarak resmi birliklerin yönetimi ve vergilerin toplanmasıyla uğraşıyordu. Böylece iltizam sistemini çözmek ve belirli vergiler toplamakla, iktisadi çöküşü ve yönetimin soygunculuğunu bir derecede önlemişti.

Augustus dindardı. Bütün Roma ülkelerinin dini kültlerinin yaşamasına, tapmaklar yapılmasına, dini törenler düzenlenmesine özen gösterdi. Kendisi tanrı-sallaştırıldı ve Roma; doğuda, batıda bütün eski din ve kültürlerin birleştiği bir toplum durumuna geldi. Yönetimi sırasında dünyayı sarsacak yeni dinin (Hıristiyanlık) ortamı da oluşmaktaydı. Ama, ne Augustus’un ne de gelecek Hıristiyanlar’ın henüz olayın bilincinde olmadıkları açıktı. Milat noktasında henüz imparator olan Augustus döneminde Filistin bu olayı yaratan çalkantılar içindeydi. Augustus, zinayı yasaklayan bir yasa ile çocuk yapmamayı adeta cezalandıran bir başka yasa çıkarttı.

Ovidius-Horacius, Virgiiius gibi ozanlarla eski Roma gelenekleri, kahramanlık, aile ve yurtbağı kutsandı. Virgiiius, Aeneis adlı eserinde Roma kenti kurucularının aslını Troya olarak gösterir. Augustus döneminde, Roma yurttaşlığı ve onuru kaleme döküldü. Roma tarihi için Res gestae (asil, iyi, şanlı şeyler) deyimi kullanılmaktaydı. Kendisi de sayısız heykelleri, törenlerdeki davranışı ve giyimi ile bir imparator, yarı-tanrısal bir Vatanın Babası görünümünü kazanmaya özen gösterdi.

Augustus ilk evliliğini İÖ 40’ta Scribonia ile yaptı. Bu evlilikten Julia adlı bir kızı oldu. İki yıl sonra boşandı ve Livia Drusilla ile evlendi. Livia, Augustus’un davranışlarını etkileyen bir kişiydi. Livia’ dan çocuğu olmadı. Livia’nın ilk evliliğinden olan çocukları Tiberius ve Nero Claudius Drusus sonraları imparator oldular. Augustus 19 Ağustos 14’de öldü. Bu ay çoktan beri Romalılar tarafından onun adıyla anılmaya başlamıştı.

 

Kitabeleri ve Roma tarihindeki yeri

Augustus yaptığı işleri parlak bir üslupla kaleme aldı. Roma’da Augustus mozolesine kazman bu kitabe, ayrıca imparatorluğun her yanma gönderildi. Ankara’da Augustus mabedinin iki giriş duvarındaki Latince ve Yunanca kopyalar günümüze değin kalmıştır. Bu metne pek doğru olmayarak “Augustus Vasiyetnamesi” ya da Testamentum Ancyranum denir. Perum gestarum Divi Augusti (Tanrısal Augus-tus’urı Şanlı İşleri) diye başlayan kitabede. Roma egemenliği ele alınır. Roma için yaptığı harcamalar, askeri-diplomatik başarıları, şeref sanları ve görevleri, düzenlediği gösteriler, halka yaptığı yardımlar anlatılır. Augustus Roma gibi bir konfederasyonu, kozmopolit bir imparatorluğu güçlendirmedeki başarısını şöyle açıklar: “Bütün dünyada kara ve denizde savaştım. Muzaffer olunca, sağ kalanları esirgedim, affı mümkün olan bütün kavimleri bağışladım ve korudum…”

Augustus’u ilk Roma imparatoru olarak değerlendirmek pek doğru değildir. Hukuken “imparator”, emir yetkisi olan ve senatoca olağanüstü durumlarda diktatör ilan edilen konsüllere verilen bir sandı. Augustus gerçek ve hukuki anlamda bir monarşi kurmuş değildi. Yalnızca dayısı Caesar gibi ömür boyu diktatörlük veya imparatorluk fonksiyonunu yüklenmişti. Kuşkusuz bu, fiilen bir hükümdarlıktan farksız bir durumdu. Augustusluk veya dayısından aldığı Caesar sanı kendinden sonra da imparatorların sanları arasında kalmıştır. Hukuken bir imparator olmamasına karşın imparatorluğu kurumsallaştıran kişidir. Sözde cumhuriyeti (Respublica) restore etmiştir, ama bu cumhuriyetin Caesar’dan önceki cumhuriyet olmadığı açıktır.

•    KAYNAKLAR
: O.Akşit, Roma İmparatorluk Tarihi (İÖ 27-İS 192) 1976; M.Cary, A History of Rome, 1951; H.Dessan, Geschichte der römisehen Kaiserzeit, 2 cilt, 1924-1930; H.S.Jones, The Roman Empire, BC 29-AD 476, (3.bas.), 1916; O.Secck, Kaiser Augustus, 1902; E.S. Shuckburgh, The Life and Times of the Founder of the Roman Empire, 1903.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski