Peter Geach Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

GEACH, Peter Thomas (1916)

Ingiliz, filozof, mantıkçı. Göreceli özdeşlik savını ortaya atmıştır.

29    Mart 1916’da doğdu. Yükseköğrenimini 1938’de Oxford’daki Balliol College’da tamamladı. 1951’de Birmingham Üniversitesi’ne girdi. 1965’te İngiliz Kraliyet Akademisi’ne üye oldu. 1966’dan 1981 ’de emekli olana değin Leeds Üniversitesi’nde mantık profesörlüğü yaptı. 1971-1974 arasında Cam-bridge’de, 1975’te Uppsala’da, 1978’de ABD’deki Notre-Dame Üniversitesi’nde dersler verdi.

Frege, Geach’in düşünceleri üzerinde etkili olan filozofların başında gelir. Frege’nin önemli yazılarını İngilizce’ye çeviren Geach, bu filozofun kimi görüşlerini Orta Çağ mantıkçılarının katkılarıyla uzlaştırarak 20.yy matematiksel mantık çalışmalarını bu yönde yorumlamaya çalışmıştır. Orta Çağ mantıkçılarının çalışmalarını yakından inceleyen Geach, onların tasım kurallarını geliştirmekle yetinmediklerini, mantığın temelleri ile ilgili birçok felsefe sorununu belirleyerek ayrıntıyla ele almış olduklarını görmüştür. Bunlar arasında en önemlisi, tasım kuramının dağıtılmış-dağıtılmamış terim ayrımından kaynaklanan Suppositio terminorum (kavramların sınırlanması çeşitleri) ile ilgili olandır. Geach, Frege’nin anlam-referans ayrımının suppositio öğretisi geleneği içinde sayılması gerektiğini düşünür. Ona göre, mantığı salt biçimsel bir hesap dizgesi olarak düşünmek, mantığın kendine özgü konusunun gözardı edilmesine, bu alanın yozlaşmasına yol açmaktadır. Mantığı matematikselleştirerek felsefeden bütünüyle bağımsız bir dizge konumuna getirmek Orta Çağ düşünürlerinin ve Frege’nin işledikleri mantık felsefesinin değerini veremeyecektir. Geach 20. yy’da mantıkçı ve felsefecilerin yakından ilgilendikleri referans ve referansta saydamsızlık (opacity) gibi konuların suppositio öğretisiyle yakından bağlantılı olduğunu vurgular.

Suppositio öğretisi

Tasım kuramına dayanan suppositio öğretisine göre, “her”, “kimi” gibi, terimlerin uygulama alanlarını belirleyen ve günümüzde “niceleyici” olarak adlandırılan sözcükler, ancak belirli bir sınıf adı ile birlikte kullanıldıklarında anlam kazanırlar. Buna göre, örneğin “her kedi” anlamlı bir terimken “her şey” anlamca boştur. Çünkü burada neyin “şey” sayılıp neyin sayılmayacağı belirsiz kalmaktadır. Öte yandan, matematiksel mantıkta, niceleyicilerin ortak tanımlılık alanları, üzerine söz edilebilecek nesnelerin tümünü kapsayan bir sınıf oluşturur. Bundan dolayı, tasım kuramı bağlamında “Bütün kediler etoburdur” biçiminde dile getirilen düşünce, matematiksel mantık dilinde “Her şey için -doğrudur ki-, eğer bir şey kedi ise, o şey etoburdur” biçiminde dile getirilir. Niceleyicilerin saltık bir genellik dile getirmelerinin bir yararı, tasarlanabilecek her şey için doğru olan önermeleri anlatıma dökebilmeyi olanaklı kılmalarıdır. Örneğin “Her şey kendisi ile özdeştir” genel doğruluğu, matematiksel mantık dilinde “Her x için, x=x” biçiminde dile getirilir. Niceleyicilerin tek başlarına, bir sınıf adını belirlemeksizin de anlamlı sayılabileceklerini önce Frege öne sürmüş, sonraları da, bu görüş matematiksel mantığın temel düşüncelerinden biri olarak benimsenmiştir. Geach Orta Çağ mantıkçılarının savını yeğleyerek Frege’den kaynaklanan bu görüşe karşı çıkar. Ona göre, ancak sınıflarla sınırlanmış kapsamlı niceleyiciler anlamlı sayılabilir.

Suppositio öğretisinin getirdiği sınırlı niceleyiciler anlayışına dayanan Geach göreceli özdeşlik adı verilen bir sav öne sürmüştür. “Her şey” saltık genel niceleyicisinin anlamı belirsiz olduğuna göre, bunun mantıksal sonucu olarak “Her şey kendi ile özdeştir” önermesi de belirsiz bir anlam taşımaktadır. Bu açıdan, ancak “her insan kendisiyle özdeştir”, “Gül’ ün kedisiyle Zeynep’in kedisi özdeştir” önermeleri anlamca belirgin olacağından, ancak “aynı insan”, “aynı kedi” gibi özdeşlik yüklemleri anlamlıdır. Bir başka deyişle, “x ve y özdeştir” gibi önermeler ancak x ve y’nin ne oldukları, yani hangi ulama, kavrama bağlı oldukları belirlendikten sonra anlam kazanırlar. Anlamlı bir özdeşlik önermesinin “x ve y, özdeş Flerdir” biçimini taşıması gereklidir. Bunun getirdiği sonuç, özdeşlik önermelerinin anlamının, özdeş oldukları bildirilen nesnelere doğru olarak yüklenen tür kavramlarına göreceli olduğudur. Geach’in onaylamakta sakınca görmediği bir vargı, x ve y gibi iki nesneye doğru olarak yüklenebilen F ve G gibi tür kavramlarıyla kurulacak özdeşlik önermelerinin değişik doğruluk değerleri taşıyabilecekleridir. Örneğin, Geach için, “karşımda gördüğüm, dün buraya gelip gördüğüm ile aynı deredir” önermesinin doğru oluşu, “karşımda gördüğüm, dün buraya gelip gördüğüm ile aynı sudur” önermesinin yanlışlığı ile tutarlıdır. Referansı özdeş olan iki nesne, bir kavram altında özdeşken, bir başkası kapsamında özdeş olmayabilir.

Geach’in göreceli özdeşlik anlayışını Quine, Dummett ve özellikle Wiggins eleştirmiş, bu konuda, çok sayıda düşünürün katkıda bulunduğu ve günümüzde de süren bir tartışma doğmuştur. Geach’in
anlık ve din felsefesi alanında da ilgi uyandıran çalışmaları vardır.

•    YAPITLAR (başlıca): Mental Acts, 1957, (“Anlıksal Edimler”); Three Philosophers: Aristotle, Aquinas, Frege (G.Anscombe ile), 1961, (“Uç Filozof: Aristoteles, Aqui-nolu,Frege”); Reference and Generality, 1962, (“Referans ve Genellik”); God and the Soul, 1969, (“Tanrı ve Tin”); Logic Matters, 1972, (“Mantık Konuları”); Reason and Argument, 1976, (“Ussal Neden ve Uslamlama”); Provi-dence and Evil, 1977, (“Kayra ve Kötülük”); The Virtues, 1977, (“Erdemler”); Truth, Love and Immortality: An Introduction to Mc Taggart’s Philosophy, 1979, (“Doğruluk, Sevgi ve Ölümsüzlük: Mc Taggart’ın Felsefesine Giriş”).

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski