Adolf Hitler Kimdir, Hayatı, Biyografi, Dönemi, Hakkında Bilgi

HİTLER, Adolf (1889-1945)

Avusturya asıllı Alman siyaset adamı. 1933-1945 arasındaki devlet başkanlığı sırasında Nazi diktatörlüğünü kurmuş, II.Dünya Savaşı’nı başlatarak milyonlarca insanın ölümüne neden olmuştur.

20    Nisan 1889’da, Avusturya’da, Inn nehri kıyısında Braunau’da doğdu, 30 Nisan 1945’te Berlin’de öldü. Annesi ve babası, Avusturya’nın Bavyera sınırı yakınlarında bir dağ köyünden geliyorlardı. Babası Alois, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bir gümrük memuruydu. 1900-1905 arasında Linz’de ortaöğrenim gördü. Sorumsuz ve tembel bir öğrenci olması nedeniyle okuldan diploma alamadan ayrıldı. Bu yıllarda resim, tarih, müzik ve Richard Wagner’in yapıtlarıyla ilgileniyordu. Mimar ve ressam olmak istiyordu. 1905-1907 arasım Linz’de, hiçbir üretken etkinlikte bulunmadan geçirdi. 1907-1908 yıllarında iki kez katıldığı Viyana Güzel Sanatlar Akademisi giriş sınavlarında başarısız oldu. Bu başarısızlıklardan sonra, kişiliğindeki toplumdan ve gerçeklerden kaçış eğilimleri güçlendi. Viyana’da, ailesinden ve arkadaşlarından kopuk, yalnız bir yaşam sürmeye başladı.

1903’te babası, 1908’de annesi öldü. Kendisine bağlanan yetim aylığının 1911’de kesilmesinden sonra yaşamını posta kartları ve suluboya resimler yaparak kazanmaya başladı. Geceleri kaldığı hayır kurumun-da, serseri ve işsizlerle arkadaşlık ediyordu. Çalışma yaşantısı düzensizdi. Biraz para kazanınca çalışmayı bırakır, kahvelerde gazete ve kitap okur, tartışmalara katılırdı.

Siyasi olayları yakından izliyordu. Muhafazakâr siyaset adamı Georg von Schönerer’in (1842-1921) Alman milliyetçiliğini benimsemişti. Avusturya-Macaristari İmparatorluğu’nu yöneten Habsburg Monarşisi’nin, Alman Birliği’ne katılmayarak, Alman ulusunun çıkarlarına ihanet ettiğine inanıyordu. İşçi sendikalarına katılmıyor, kendisini işçilerden üstün görüyordu. Sınıf çıkarlarını savunduğu için sosyal demokrasiye karşıydı. O dönem Viyana’da yaygın olan görüşlerin etkisiyle tüm Yahudiler’e düşmandı.

Mayıs 1913’te sanatçı olarak daha iyi yaşam koşulları sağlamayı umduğu Münih’e gitti. Yoksul, amaçsız ve aylak yaşantısını orada da sürdürdü. I.Dünya Savaşı’nı sivil yaşantısının yalnızlığından ve başarısızlıklardan kurtulmak amacıyla yararlanabileceği bir olanak olarak, sevinçle karşıladı. Şubat 1914’te gittiği Salzburg’da sağlık açısından yeterli bulunmayarak Avusturya ordusuna alınmadı. Gönüllü olarak Alman ordusuna katıldı. Batı Cephesi’nde, 16.Bavyera Alayı’nda onbaşı rütbesiyle, haberci olarak görev yaptı. 1914 ve 1918’de iki kez demir haç nişanıyla ödüllendirildi. Ekim 1916’da bacağından yaralandı. 1918’de gazla zehirlendi; ateşkes imzalandığında Pasewalk’da hastanedeydi. Savaştaki tutumuyla ilgili olarak sonraki yıllarda anlatılan başarı öykülerinin ne denli doğru olduğu bilinmemektedir. Kendisi, sahip olduğu değerlerin tümünü Alman ordusunda kazandığı kanısındaydı.

Alman İŞÇİ Partisi ’ne katılması

Savaş bitince, bir tutsak kampında gözcü olarak görev yaptı. Kampın dağılmasından sonra döndüğü Münih’te, orduda sivil propaganda görevlisi ve sol görüşlü kişileri ihbar etmekle görevli ajan olarak çalışmaya başladı. Askerlere milliyetçi ideolojiyi benimsetmeyi amaçlayan dersler veriyordu. Konuşmacı olarak gösterdiği başarı ve siyasi ihtirasıyla bu görevinde üstlerinin gözüne girdi. 1919’da kurulan ve işçilere milliyetçi görüşü benimsetmeyi amaçlayan Alman İşçi Partisi’nin yedinci üyesi oldu.

Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin kurulması

Partinin propaganda işlerinin sorumluluğunu üstlenen Hitler, kitle duyarlılığına ve kışkırtmaya yönelik, alışılmadık yöntemler kullanarak parti görüşlerini yaydı. Şubat 1920’de Münih’te bir birahanede milliyetçi ve ırkçı görüşlere dayanan kendi siyasi programını okudu, Ağustos’ta da partinin adını Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSAİP) olarak değiştirdi. Aynı yılın sonunda Yahudiler’e karşı yazılar yayımlayan Völkischer Beobachter (Halkın Gözlemcisi) adlı küçük bir gazete satın alındı ve parti gazetesi haline dönüştürüldü. Bu yıllarda Naziler, üstünlüğü sağlayabilmek amacıyla sol partilerle olduğu kadar sağ partilerle de savaşım içindeydiler. Bavyera ordu komutanlığında görevli subay Ernst Röhm’ün, Fırtına Bölüğü (Sturmabteilung-SA) adıyla örgütlediği parti militanı eski askerler, partinin güçlü olduğu izlenimini uyandırmak amacıyla yerli yersiz şiddet kullanıyorlar, Komünistler’in ve Sosyalistler’in toplantılarını basıyorlardı. Hitler, siyasal görüşlerini yaymak amacıyla şiddet kullanmayı doğal buluyordu. Röhm’ün asker kişiliği, yönetimi elde tutabilmek amacıyla ordunun desteğine gereksinim duyan Bavyera eyalet yöneticilerinin Naziler’in aşırılıklarına göz yummalarını sağlıyordu.

Münih Birahanesi baskını

Hitler, Temmuz 1921’de Alman İşçi Partisi’nin kurucusu Anton Drexler’i tasfiye ederek NSAİP başkanı oldu. Kasım 1923’te Münih’te bir birahanede Nasyonal Sosyalist ayaklanmayı başlatarak darbe girişiminde bulunduğunda Nazi Partisi küçük bir parti, Hitler de tanınmamış bir siyaset adamıydı. Mussolini’nin Kara Gömleklileri’nin Roma’ya yürüyüşüne özenen Naziler’in Berlin’e doğru başlattıkları yürüyüşü, polis ateş açarak dağıttı. Hitler ve arkadaşları tutuklandı; NSAİP kapatıldı.

Hitler, yargılanmasından görüşlerini yaymak ve kendisini tanıtmak amacıyla yararlandı. 5 yıl hapse mahkûm olmasına karşın Landsberg kalesinde ve rahat koşullarda 9 ay hapis yattı. Bu süre boyunca Ernst Röhm’ün ve sonradan özel sekreteri olan Rudolf Hess’in yardımıyla, özgün adı “Yalan, Aptallık ve Korkaklığa Karşı Dört Buçuk Yıllık Kavgam” olan Mein Kampf (Kavgam) adlı iki ciltlik kitabının birinci cildini yazdı. Gobineau, Nietzche, Richard Wagner, Houston Stuart Chamberlain gibi düşünürlere ait olduğunu sandığı düşüncelerin iyi özümsenmemiş bir derlemesi olan bu kitabıyla Naziler’in ideolojik üstünlüğünü kanıtlamak istiyordu.

Hapisten çıktıktan sonra, partiyi yeniden örgütledi. 1924’te yaptığı bir konuşma nedeniyle, Bavyera’ da ve diğer eyaletlerde konuşma yapması yasaklandı. 1927’de, hakkındaki konuşma yapma yasağı kaldırıldı. 1929’da ABD’nin hazırladığı Almanya’nın savaş tazminatı ödemelerine ilişkin Young Plam’na karşı Alman Ulusal Halk Partisi’yle işbirliği yaptı. Bu partinin başkanı Hugenberg’in denetlediği basın organları aracılığıyla ülke çapında tanındı. 1930’da yapılan parlamento seçimlerinde NSAİP,ikincibüyük parti durumuna geldi.

Bu yıllarda Münih’e yerleşen Hitler geçimini parti kaynaklarından ve kitap, yazı ve makalelerinden aldığı telif ücretleriyle sağlıyordu. Ev işlerine bakan aynı anneden doğma kızkardeşi Angela Raubal’m kızı Geli’yle, yakın duygusal ilişkiler içindeydi. Geli, dayısının kıskançlığına ve baskılarına dayanamayarak Eylül 1931’de intihar etti.

Hitler 1932’de Alman vatandaşı oldu ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine katıldı. Hugenberg’in girişimiyle kurulan Harzburg Cephesi’nin desteğiyle oyların % 36’sını aldı.

Başbakan olması

Ocak 1933’te Cumhurbaşkanı Hindenburg tarafından başbakanlığa getirildi. Aynı gün Naziler E.Hemingway, T.Mann, M.Gorki, K.Marx, F.Engels, S.Freud, A.Einstein gibi birçok sanatçı ve bilim adamının kitaplarını meydanlarda ateşe verdiler. Hitler, Mart’ta yapılacak seçimlerden önce halkta komünizm korkusu yaratmak amacıyla Reichstag yangınını düzenletti ve suçu Komünistler’in üzerine attı. Bu olaydan sonra tüm kişisel özgürlükleri kısıtlayan bir kararname çıkarıldı ve büyük bir tutuklama harekâtı başlatıldı. Nazi Partisi Mart’ta yoğun bir baskı ve terör ortamında yapılan seçimlerden en güçlü parti olarak çıktı. Ancak hâlâ parlamentoda salt çoğunluğa sahip değillerdi. Hitler, 23 Mart’ta kabul edilen tam yetki yasasıyla parlamentodan diktatörlük yetkileri aldı. Haziran ve Temmuz aylarında, Komünist Partisi’nden başlayarak NSAİP dışındaki tüm partileri kapattı. Bir yıl sonra 29 Haziran 1934’te, bir darbe girişimini bahane ederek, SA birliklerinin başkanı Ernst Röhm’ü, tekellerle uzlaşmaya karşı çıkan Gregor Strasser’i (1892-1934) veeski başbakanlardanKurt von Schleicher gibi sayısı tam olarak bilinmeyen çok sayıda siyasi muhalifini, “evrensel demir yasalar” uyarınca, bir gece içinde öldürttü. Hindenburg’un 2 Ağustos’ta ölümünden sonra Führer (Önder) sanıyla devlet başkanlığını da üstlendi.

Hitler, Kutsal Roma-Germen İmparatoruluğu’nun ve Bismarck’ın Alman Imparatorluğu’nun varisi olarak gördüğü Nazi devletini, 3.Reich (İmparatorluk) olarak adlandırıyordu. Alman toplumunu istediği doğrultuda yönlendirmeye başladı. Eyaletleri denetimi altına alarak federal yönetim biçimine son verdi. 1 Mayıs 1933’te işçilerin Naziler’i desteklediklerini göstermek amacıyla düzenlenen büyük gösterilerin ertesi günü, işçi örgütlerini parti denetimi altına aldı. Sanayi, ticaret, zanaat, tarımla ilgili tüm meslekleri kapsayan meslek örgütleri kurduruldu. Meslek sahipleri, çalışabilmek için bu örgütlerden birine üye olmak zorundaydılar. 6-18 yaş arası çocuklar Hitler Gençliği adlı örgüt içinde Nazi ideolojisi doğrultusunda eğitilmeye başlandı. Önce Katolik Kilisesi, ardından da gençlerin denetim altında tutulmasına karşı çıkan Protestan Kilisesi baskı altına alındı.

İç ve dış politikası

Nazi devleti, acımasız bir polis devletiydi. Himmler’in yönetiminde örgütlenen Koruma Kıtası (Schutz-staffel-SS) ve Gizli Devlet Polisi (Gestapo)  yönetimin başlıca baskı araçlarını oluşturuyordu.
Yönetimin siyasal karşıtlarının ve Yahudiler’in gönderildiği ilk toplama kampı, Haziran 1933’te Dachau’ da kuruldu. 1 Nisan 1933’te Yahudiler’e ait tüm ticari işletmeler boykot edildi. 7 Nisan’da, Yahudiler’in ve diğer istenmeyen kişilerin kamu görevine alınmalarını yasaklayan yasa kabul edildi. 1935’te kabul edilen Nürnberg yasalarıyla, Yahudiler’in Ari ırktan Alman-lar’la evlenmeleri yasaklandı.

Hitler’in 1933’te propaganda bakanlığına getirdiği Goebbels’in yönettiği etkinlikler, Nazi yönetimine karşı kamuoyu desteğini sağlamayı amaçlıyordu. Ancak halkın Naziler’i desteklemeyi sürdürmesinin en önemli nedeni, işsizlik oranının hızla azalmış olmasıydı. Naziler işbaşına geldiğine 6 milyon olan işsiz sayısı 1933 sonuna değin üçte bir oranında azalmış, 1937’de tümüyle ortadan kalkmıştı, işsizlik oranındaki azalma, Alman ekonomisinde dünyadaki gelişmelere koşut olarak sağlanan iyileşmenin ve silahlanma harcamalarındaki artışın ürünüydü. Ancak işsizliğin azalmasının nedenleri kamuoyundan titizlikle saklanıyor, olaylar bir mucize havası içinde sunuluyordu, iktisat politikalarının mimarı, Hitler’in 1934’te ekonomi bakanlığına getirdiği eski Merkez Bankası başkanı Dr. Hjalmar Schacht’tı. Schacht, silahlanma harcamalarındaki artışın, tam istihdam sağlandıktan sonra da sürmesi üzerine 1937’de görevinden istifa edince, 1936’da yürürlüğe konulan dört yıllık planı yürütmekle Hermann Göring görevlendirildi.

Hitler, Mein Kampfta. açıkladığı dış politika görüşlerine sonuna dek bağlı kaldı. Mart 1935’te Versailles Antlaşması’yla belirlenen sınırları tanımadığını açıkladı. Bir yıl sonra askerden arındırılmış Rheinland bölgesi işgal edildi. Ardından üstünlüğüne inandığı Alman ırkını bir devlet içinde toplamak amacıyla Mart 1938’de Avusturya’nın, Ekim 1938’de de Çekoslovakya’nın Südet bölgesinin işgal edilmesi buyruğunu verdi. Hitler Avusturya’nın işgalinden sonra silahlı kuvvetlerin komutasını üzerine aldı. İtalya, İngiltere ve Fransa, Eylül 1938’de Münih’te toplanan bir konferansta, Almanya’nın yayılmacılığının durması koşuluyla Südet bölgesinin işgaline razı olmuşlardı. Ancak Hitler, Mart 1939’da Çekoslovakya’nın kalan bölümlerini de işgal etti. Ağustos 1939’da SSCB ile «aldırmazlık paktı imzalandı. 1 Eylül’de, üstün Alman ırkına doğuda “yaşam alanı” (Lebensraum) sağlama amacıyla Polonya’ya saldırdı. İngiltere ve Fransa’nın Almanya’ya savaş açmaları üzerine II. Dünya Savaşı başladı.

Hitler, Alman ordularını savaşta doğrudan yönetti. Alman genelkurmayının 19. yy sonlarında hazırladığı plana benzer bir plan uygulayarak, önce Danimarka ve İsveç’i sonra Hollanda, Belçika ve mutlaka ezilmesi gereken bir düşman olarak gördüğü Fransa’yı işgal etti. Kuzey Afrika’yı işgal ederek ve Ingiltere’yi bombalayarak, Ingiltere’yi barışa zorlamak istedi. Bunda başarılı olamayınca Sovyetler Birliği’ne saldırdı. İngilizler’in doğuda olası bir bağlaşıktan yoksun kalınca barış yapacaklarına inanıyordu. Alman orduları, 1943’te Stalingrad’da yenildi. Aynı yıl, İngilizler Kuzey Afrika’yı geri aldı. Haziran 1944’te, Müttefikler Fransa’ya çıktı. Savaşı bir an önce sona erdirmek isteyen Alman generallerinin Hitler’e karşı 20 Tem-muz’da düzenledikleri suikast başarılı olamadı. Savaşı yitireceğini anlayan Hitler Almanya’yı 1 kendisiyle birlikte yok etmek istiyordu. Ancak yıkım tasarımlarının uygulanmasını, yardımcıları, özellikle de silahlanma bakanı Albert Speer engelledi. Yaklaşık 20 milyon kişinin savaş alanlarında can verdiği, 6 milyon Yahudi, Slav ve siyasal tutuklunun toplama kamplarında öldüğü II. Dünya Savaşı’nın başlatıcısı Hitler, Sovyet birlikleri Berlin’e girerken, birlikte yaşadığı ve bir gün önce evlendiği Eva Braun’la birlikte intihar etti, cesetleri SS’ler tarafından yakıldı.

•    YAPITLAR (başlıca): Mein Kamp}\ 1925-1927, (Kavgam, 1940); Adolf Hitlers Reden, 1934, (“Adolf Hitler’in Konuşmaları”); My Nem Order, C.R.de Roussy de Sales (der.), 1941, (“Yeni Düzenim”, Hitler’in 1922-1941 arası konuşmaları); The Speeches of Adolf Hitler, April 1922-August 1939, N.H.Baynes (der.), 1942, (“Hitler’in Konuşmaları, Nisan 1922-Âğustos 1939”); Hitler’s Secret Con-versations 1941-1944, (ö.s.), Norman Cameron ve R.H.Stevens (der.), 1953, (“Hitler’in Gizli Konuşmaları 1941-1944”); Hitler’i Letters and Notes, (ö.s.), W.Maser (der.), İng. çev. 1974, (“Hitler’in Mektupları ve Notlan”).

•    KAYNAKLAR: H.F.Armstrong, Hitler’s Reıch, 1933; A.Bullock, Hitler: A Study in Tyranny, 1952; E.Hanf-staengel, Hitler:theMissing Years,\9i7;K.Heiden,Hitler,A Biography, 1936; F.Jetzmger, Hitler’s Youth, 1958; O.Meissner, Staatssekretar unter Ebert-H’mdenhurg-Hit-ler, 1950; E.Nolte, Three Faces of Fascism, 1966; W.L.Shi-rer, Nazi imparatorluğu, Doğuşu, Yükselişi, Düşüşü, 1968; F. Smith, Adolf Hitler: His Family, Childhood and Youth, 1967; A.Toynbee (der.), Hitler’s Europe, 1954; H.R.Trevo-Roper, The Last Days of Hitler, 1947; J.W.Wh»eler-Bennet,77)e Nemesıs of Povıer: The German Army in Politıcs, 1918-1945, 1953.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski