BAHAEDDİN VELED ( ?-1231)
Belh’li mutasavvıf. Felsefe ile dini geleneklerin uzlaşmasına karşı idi.
Bahaeddin Veled b. Hüseyin b. Hatibi, Mevlânâ Celaleddin Rumî’nin babasıdır. Belh’te doğdu. “Bilginler Sultanı” (Sultanü’l-Ulema) diye anılır. Kendi yapıtı Maârif’te 1204 yılında yaşının elli beşe yaklaştığını söylediğine göre İ149 ya da 1150’de doğmuş olduğu düşünülebilir. Eskiden beri Belh’te yerleşmiş bulunan bir bilgin ailesindendir. Söylentiye göre soykütüğü Halife Ebubekır’e çıkar.
Eflakî, Bahaeddin’in annesini Harezmşahlar’dan Alaeddin Muhammed’in kızlarından biri sayarsa da verdiği bilgi tarih kaynaklarına uymaz. Yine Eflakî’ye göre Bahaeddin’in, Fahreddin Razi’nin“fesadı” yüzünden Harezmşah Muhammed Tekiş ile arası açılmış, bu nedenle oğlu Celaleddin ile birlikte (1212 ya da 1213) Belh’ten ayrılmıştır. Ancak Fahreddin Razi bu göç olayından üç dört yıl önce ölmüştür (1209). Ayrılış yılı kesin değildir.
Bahaeddin, felsefeye karşı idi. Felsefenin din gelenekleriyle uzlaşabileceğine inanmıyordu. Yunan felsefesini benimseyen Fahreddin Razi’yi ve onun etkisinde kalan Muhammed Tekiş’i kınıyordu. Bu düşünce ayrılığı yüzünden Belhliler’le de arası açılmıştı. Sultan Veled, Ibtidaname’de büyük babası yolda iken Belh’in 122û’de Moğollar tarafından alındığını yazdığına göre Bahaeddin’in o tarihten önce ve Moğol saldırısı korkusu ile Belh’ten ayrıldığı düşünülebilir.
Bahaeddin oğlu Celaleddin ile hacca gitti. Hicaz’ dan Şam yolu ile Anadolu’ya geldi. Hangi kentlerde kaldığı kesin olarak bilinmemektedir. Eflakî’ye göre önce Malatya’ya, oradan Erzincan’a, sonra Akşehir’e, burada dört yıl kalıp Larende’ye (Karaman), son olarak da Konya’ya gitmiştir (1229). İki yıl sonra burada ölmüştür.
Konya’da büyük bir ün kazanan Bahaeddin’in vaazlarını devletin ileri gelenleri, Selçuklu hükümdarı Alaeddin Keykubad, dinlemeye giderlerdi. Maârif, konuşmalarını kapsayan Farsça düzyazı bir yapıttır. Yapıtta Konya’dan ve Belh’ten ayrılışından söz etmediğine bakılırsa Maârif Belh’teki sohbetlerinden meydana gelmiştir. Yer yer Fahreddin Razi’nin ve kendisine “Sultanü’l-Ulema” sanının verilmesine karşı çıkan Belh halkının savlarını anlatır.
• YAPITLAR: Maârif, (ö.s.), Firuzanfer (yay.), 1917.
• KAYNAKLAR: Ahmed Eflakî, Ariflerin Menkıbeleri, 1953; A.Gölpmarlı, Mevlânâ Celâleddin, 1959.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi