I. Herakleios Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

HERAKLEİOS I (575-641)

Bizans imparatoru. Yaptığı reformlar ile devleti güçlendirmiştir.

Kapadokya’da doğdu, 11 Şubat 641’de Constantinopolis’te (İstanbul) öldü. Bizans’ın Kartaca valisi Herakleios’un oğludur.

Herakleios, Bizans tahtını ele geçiren Phokas’ı (602-610) tanımamış, Kartaca’da bağımsızlığım ilan etmişti. Phokas’ı devirmek isteyenlerin istemi üzerine, 3 Ekim 610’da başkente ulaşan Herakleios, halk ve özellikle Yeşiller’ce coşku ile karşılandı. Phokas’m yönetimini sona erdirerek 5 Ekim 610’da imparator ilan edildi.

Herakleios başa geçtiğinde, imparatorluk kötü durumdaydı. Doğuda İranlılar, batıda ise Avarlar ve Slavlar Bizans ile çarpışmaktaydılar. Devletin mali kaynakları azalıyordu: Paralı askerlere dayanan ordu etkili olamıyordu. Makedonya’yı ellerine geçiren ve başkente kadar ilerleyen Slavlar, 614’te Dalmaçya’nın merkezi olan Salona’yı yakıp yıktılar. Avar saldırılarının geçici akınlar halinde olmasına karşın Slavlar,

Balkanlar’a yerleşmeye başladılar. Aynı zamanlarda İran ile olan savaş da sürüyordu. 611’de Kaysareia’yı (Kayseri) boşaltmak zorunda kalan İranlılar, Doğu Anadolu ve Suriye’ye yönelen Bizans karşı saldırısını sonuçsuz bıraktılar. 613’te bir Bizans ordusu Antiokheia’da (Antakya) büyük bir yenilgiye uğradı. Kısa bir süre içinde Damaskos (Şam) kenti de düştü.

Filistin üzerine yürüyen İranlılar 614’te Kudüs’ü aldılar. Hıristiyanlar için dinsel önemi olan binalar yıkıldı. Hz.İsa’nın çarmıha gerildiği kutsal hac ve değerli hazineler İranlılar’ın eline geçti. Anadolu’ya geçen bir İran ordusu da İstanbul Boğazı kıyılarına kadar ilerledi. İki ateş arasında kalmak istemeyen Herakleios Haziran 617’de Herakleia’da (Marmara Ereğlisi) Avar hanı ile görüşerek anlaşmaya çalıştı. Bu görüşmeler bir sonuç vermediği gibi, imparatorluğun en zengin eyaletlerinden biri olan Mısır, 619 ilkbaharında İranlılar’ın eline geçti. Buğday gereksiniminin büyük bir bölümünü Mısır’dan sağlayan başkent bu kaynağını da yitirdi.

Reformları

Devletin güçsüzlüğü dolayısıyla saldırıları karşılayamayan Herakleios, ülke içinde reformlar yapmaya karar verdi. Thema denilen askeri yönetim birimlerine dayanan yeni bir sistem kurdu. Her Thema’nin başına strategos denilen askeri yöneticiler atadı. Sivil yöneticiler rütbe olarak askeri yöneticinin altındaydılar. Yeni sistem özellikle Anadolu’da yaygınlık kazandı. Askerler, askeri birimlere ayrılan topraklara yerleştiriliyor ve kendilerine satılması yasak olan toprak parçaları veriliyordu. Yaşam boyu orduda görev yapmaya zorunlu olan bu askerler, kısa bir süre sonra Bizans ordusunun vazgeçilmez bir unsuru oldular. Bizans devleti böylece, stratiotai denilen bu çiftçi-askerler sayesinde, masraf yapmaksızın bir orduya sahip olmuş oluyordu.

Merkezi yönetimdeki aksaklıkları da ortadan kaldırmaya çalışan Herakleios, İranlılar ile savaşarak yitirilen yerleri ele geçirmeye karar verdi. Bizans Kilisesi Herakleios’u bu kararında destekliyordu. Kilisenin değerli eşyaları paraya dönüştürülerek devlete büyük bir gelir sağlandı. İki cephede birden çarpışmak istemeyen Herakleios, Avarlar’a bir miktar haraç ödeyerek Balkan sınırlarını güvenceye aldı. Yerine Patrik Sergios’u vekil bırakarak, 5 Nisan 622’de İstanbul’dan ayrddı.

İran seferleri

622 yazını, Anadolu’da, yeni oluşturulmuş birliklerin eğitimi ile geçirdi. Özellikle süvari birliklerinin güçlenmesine önem verdi. İranlılar’a karşı olan sefer, Herakleios’un 622 sonbaharında Doğu Anadolu’ya girmesi ile başladı. Anadolu’daki dağ geçitlerini tutan İran birlikleri mevzilerini bırakarak, Bizanslı-lar’ı izlemeye başladılar. Herakleios, Şahrbarâz komutasındaki İran ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı. Anadolu İranlılar’dan büyük ölçüde temizlendi. Avar hanının davranışlarından dolayı Herakleios İstanbul’a döndü. Avarlar’a ödenen haraç yükseltildi ve Herakleios’un bazı akrabaları Avarlar’a rehine olarak gönderildi. Herakleios, 623 Martı’nda İranlılar’a karşı savaşı yeniden başlattı. II.Husrev’in barış istememesi üzerine, Herakleios, Doğu Anadolu’da Dvin’i aldı. Önemli bir dinsel merkez olan Ganzak’a (Gence) ulaşıldı. II.Husrev kentten ayrıldı. Kenti ele geçiren Bizanslılar, Kudüs’ün intikamını almak amacıyla, büyük Zerdüşt tapınağını yaktılar. Kışlamak için Aras ırmağının batısına çekilen Herakleios, burada Hıristiyan Kafkasya kavimleri ile ilişki kurdu. Lazlar, Abazalar ve Gürcüler Bizanshlar’a katılarak Herakleios’un ordusunu güçlendirdiler. 624 yılı İran saldırısını karşılamakla geçti. 625’te ise Kilikya (Çukurova) üzerinden İran topraklarına ulaşmaya çalıştı. Başarılı olamayarak Sebestia (Sivas) üzerinden Laz ülkesine çekildi. Herakleios Lazistan’da iken 626’da karşı saldırıya geçen Şahrbarâz komutasındaki İran ordusu İstanbul Boğazı kıyılarına ulaştı. Khaikedon’u (Kadıköy) aldı ve Khrysopolis’te (Üsküdar) kamp kurdu. Andaşmayı bozan Avarlar da İstanbul önlerine geldiler ve İranlılar’la işbirliği yaparak kenti kuşattılar. Savaşı bırakmayan Patrik Sergios, halkın dinsel duygularını harekete geçirerek direnişi sürdürdü. 10 Ağustos 626’daki son Avar saldırısı, bağlaşıkları olan Slavlar’m denizde Bizans donanmasına yenilmesi ile başarısızlığa uğradı. Herakleios’un kardeşi Thedoros bir İran birliğini yenince İranlılar geri çekildiler.

Hazarlar ile bir bağlaşma yapan Herakleios, 627 sonbaharında büyük bir karşı saldırıya geçti. Aralık 627’de Ninova kalıntıları önlerine geldi. İranlılar’ı kesin olarak yenerek ilerlemesini sürdürdü. 628 başlarında İran hükümdarlarının oturduğu kentlerden biri olan Dastagerd’i aldı. 628 ilkbaharında II.Husrev tahttan indirildi ve öldürüldü. Yerine geçen oğlu Kavad-Siruye barış isteminde bulundu. Yapılan antlaşmaya göre İran, Suriye, Mısır ve Filistin üzerindeki hak iddialarından vazgeçti. Bizanslılar için büyük değer taşıyan kutsal hac da geri verildi.

Araplar’la ilişkileri

Gittikçe güçlenen Araplar ise Bizans’a ve İranlılar’a hemen aynı zamanlarda saldırdılar. Halife Ömer’ in komutasında olarak 634’te Bizans sınırlarını geçtiler. Bizans’ın kısa bir süre önce İran’dan aldığı topraklar Araplar’m eline geçmeye başladı 20 Ağustos 638’de bir Bizans ordusu Yarmuk’ta ağır bir yenilgiye uğradı. Bu savaş Suriye kentlerinin Araplar’ın eline geçmesine yol açtı. Antakya ve diğer kentler de savaşmadan teslim oldular. Patrik Sophronios’un liderliği altındaki Kudüs ise uzun süre Araplar’a karşı direndi. Kent ancak 638’de halifenin kendisine teslim oldu. İran’ı tamamen ele geçiren Araplar, 639-640 yıllarında Bizans’ın Mezopotamya’daki topraklarına da egemen oldular. Bir Arap ordusu da Mısır’a karşı harekete geçti. İranlılar’a karşı bizzat savaşan Herakleios, başlangıçta Antakya’dan karşı saldırılar düzenlemek istediyse de Yarmuk savaşından sonra İstanbul’a döndü.

Bizans devletini reformları ile güçlendiren Herakleios, İran’ın eline geçen toprakları geri almış, ancak Araplar’a karşı başarılı olamamıştır. Herakleios’un saltanatı Bizans tarihindeki dönüm noktalarından birisidir. Yunanca, Latince’nin yerine geçerek resmi devlet dili olmuştur. Herakleios, Yunan unvanı olan Basileios’u kullanmış, Caesar, Augustus ve İmpe-rator gibi Latin kökenli unvanları bırakmıştır. Onunla imparatorlukta Roma geleneği sona ermiş, gerçek Bizans dönemi başlamıştır.

•    KAYNAKLAR: L.Brehier, Le Monde Byzantin, 3 cilt, 1948-1950; Ch.Diehl, Bizans İmparatorluğu Tarihi, 1937; G. Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, 1981; A.A.Vasili-ev, History of the Byzantine Empire, 1952.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski