Lozan Barış Antlaşması Nedir, Tarihi, Hakkında Bilgi

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti’yle İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Sırp-Hırvat -Sloven Devleti’nin katıldıkları barış konferansı. Savaş meydanında kazanılan zaferin barış masasında kaybedildiği osmanlı tarihinde çok görülmüştür. Lozan Konferansı yeni Türk Devleti için, savaş meydanında Yunanistan’a karşı kazanılan zafer ölçüsünde diplomatik bir başarı oldu. Osmanlı İmparatorluğu sürüklendiği Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmiş ve 30 ekim 1918’de, Müttefik Devletlerle silâhlı çatışmaya son veren Mondoros Mütarekesi imzalanmıştı. Fakat devletler mütareke hükümlerine aykırı olarak türk topraklarını işgal etmeğe başladılar, bir müttefik donanması da İstanbul’a girdi. İngiltere, Fransa ve Amerika’nın çağrısıyle de 10 mayıs 1919’da Yunanlılar İzmir’e çıktılar.

19 mayıs 1919’da 3. Ordu müfettişi olarak Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkması Milli Mücadele’nin başlangıcı olmuş, önce Erzurum, sonra da Sivas kongrelerinde kabul edilen Misakı Milli ile kurtuluş mücadelesinin amaç ve ilkeleri saptanmış, Misakı Millî İstanbul’da Meclisi Mebu-san tarafından da 23 ocak 1920’de kabul edilmişti.

Daha mücadele devam ederken Türkiye Ruslar’la 16 mart 1921’de Moskova’da imzaladığı antlaşma ile Rusya’nın Misakı Milli sınırları içinde bağımsızlığını tanımayı sağladı. 20 ekim 1921’de de Ankara’da savaşa son veren, fakat barışı kurmayan bir antlaşma imzalandı. 30 ağustos 1922’de Yunanistan’ın yenilgisi üzerine Anadolu’da savaş sona ermiş ve 23 eylül 1922’de Türkiye’yi barış görüşmelerine çağırmışlardı. Bu çağrının kabul edilmesi üzerine 3 ekimde Mudanya’da mütareke görüşmeleri başladı ve 11 ekimde mütareke imzalandı,

Konferansın açılışı
Barış konferansının da Lozan’da toplanması kararlaştırıldı. Müttefikler Ankara Hükümeti’yle İstanbul Hükûmeti’ni de konferansa çağırmışlardı. Bunun üzerine T.B.M.M., 1 kasım 1922’de yaptığı toplantıda osmanlı saltanatını ilga etti. Saltanatın ilgasından sonra osmanlı hanedanının son padişahı Vahideddin 17 kasımda bir İngiliz savaş gemisiyle İstanbul’u ter-kedince Lozan Konferansı’nda Türkiye’yi sadece Ankara Hükümeti temsil etti.

Mustafa Kemal, Lozan’da toplanacak konferansta Türkiye’yi temsil edecek delegeler başkanlığına, Yusuf Kemal’in istifa-sıyle Dışişleri Bakanlığı’na geçen İsmet Paşa’yı atamış ve bu atama T.B.M.M.’ce oybirliğiyle onaylanmıştı. Türk heyetinde İsmet Paşa’dan başka Sıhhiye vekili Rıza Nur ve eski Maliye vekili Haşan Saka ile 20 kadar danışman katılacaktı.

Lozan Konferansı Montbenon gazinosunda 20 kasım 1922 günü İsviçre Cumhurbaşkanı M. Heab’ın bir nutku ile açıldı. M. Heab nutkunda konferansın tarihsel önemini anladığını söyledi, delegelere başarı diledi. Sonra Lord Curzon söz alarak Lozan Konferansı’nm dört yıldan beri toplanan konferansların sonuncusu olması dileğini belirtti. Curzon şimdiye kadar bu konferansların savaşan ülkelerin topraklarında toplandığını hatırlatarak bu kez tarafsız bir ülkede toplanmasındaki anlama işaret etti.

Sonra türk delegasyonunun başkanı İsmet Paşa söz alarak Osmanlı İmparator-iuğu’nun VVilson ilkelerine inanarak dört yıl önce mütareke imzaladığını, fakat türk milletinin hayat hakkından yoksun bırakılmak istendiğini, bu nedenle silâha sarılmak zorunda kaldığını, bağımsızlığa hak kazanan türk milletinin banşa ulaşmak için temsilcilerini Lozan’a yolladığını söyledi ve barış konferansının bağımsızlığa bu kadar değer veren bir ülkede toplanmasından memnun olduğunu ifade etti.

Konferans ilk toplantısını ertesi gün Hötel du Château d’Ouchi’de yaptı ve prosedür konusu üzerinde kararlar verildi. İsmet Paşa Lozan’da büyük zorluklarla karşılaşmıştı ve bunun birtakım nedenleri vardı.: dünya henüz tarihin kaydettiği en büyük savaşın yarattığı hava içinde idi. İsmet Paşa Lozan’a gittiği zaman Versay Antlaşması’nın üzerinden henüz üç yıl geçmişti. Avusturya’nın imzaladığı Saint-Germain, Bulgaristan’ın imzaladığı Neuilly ve Macaristan’ın imzaladığı Tri-anon antlaşmaları ikinci yıllarındaydı. Bu antlaşmalar yenenler ve yenilenler diye dünyayı ikiye ayırmıştı. Büyük savaşın yenilenleri olan Almanlar, AvusturyalIlar, Macarlar ve Bulgarlar’la hesap görülmüştü, şimdi de hesap görme sırası Türkler’e gelmişti. Gerçi arada Türkler de Yunanlılar’ı yenmişlerdi ama, büyüklere göre bu savaşın sonucu Türkler’le Yunanlılar’ı ilgilendiriyordu. Yunanlılar yenilginin pahasını Türkler’e ödeyebilirlerdi, fakat bu, Türkler’in büyükler tarafından yenilmiş olduğu gerçeğini değiştiremezdi. Büyükler, karşılarında, Yunanistan’ı yenmiş Türkiye’yi değil kendilerine yenilmiş Osmanlı İmparatorluğu’nun halefini görüyorlardı ve onunla hesaplaşacaklardı. İsmet Paşa aradaki bu zihniyet ayrılığını Lozan Barış Konferansı Tutanakları ve Belgeler adlı eserin önsözünde şu sözlerle belirtmiştir:

«Ben başmurahhas olarak Mudanya Mü-tarekesi’nden buraya (Lozan’a) geldiğimi söylerdim. Lord Curzon ise bana Mondo-ros Mütarekesi’ni hatırlatmağa çalışırdı. Mesele aramızda hallolunmadan ihtilâflı kaldı».

İkinci bir zorluk da Avrupa’nın Türkler’-le ilişkilerinde yüzyıllardan beri saplandıkları kötü sanı idi. Hindistan genel valiliğinde bulunduğu için Türkler’i de iyi tanıdığı iddiasında olan Lord Curzon konferans sırasında gazetelere verdiği beyanatta Türkler’in Lozan’a pazarlık için geldiklerini, şark pazarında hah alışverişi yapar gibi davrandıklarını, pazarlıkçılık huylarının kaplan derisindeki renkler gibi değişmez olduğunu söylerken, bu kötü sanıyı belirtiyordu. Konferansın ilk döneminde öbür devletlerin temsilcileri Hindistan’da kral vekilliğinde bulunduktan sonra kendisine Dışişleri bakanlığını bile az görerek başbakanlık hevesinde olan bu kibirli lordun etkisi aitında kalmışlardı. Aslında, Fransa ve İtalya’nın yolladıkları delegeler ikinci sınıf bürokratlardan ibaretti.

İnönü ve Curzon

Lord Curzon karşısında İsmet Paşa prestijini cepheden gelmiş muzaffer bir komutan olmaktan alıyordu. İsmet Paşa’nın kuvvet kaynağı da davasına olan derin inanı idi. Lozan’a gelmezden önce hedefini ve ona varmak için izleyeceği yolu çizmişti. Başından sonuna kadar o yoldan da, o hedeften de ayrılmadı. Metjn-liği kendisine itibar kazandırdı ve bu sayede hedeflerine vardığı gibi, Avrupa’nın Türkler’le ilişkileri konusunda yüzyılların yarattığı kötü sanı yıkıldı.

Kurtuluş Savaşı’nın sürdüğü yıllar içinde savaşa karşı üç büyük devlet, İngiltere, Fransa, İtalya arasında görüş ayrılıkları belirmişti. Aslında İzmir kendisine vaat edildiği halde Yunanistan’a verildiğinden İtalya gücenmişti ve Yunanistan’ı desteklemiyordu. Fransa da Türkiye ile 20 ekim 1921 Ankara Antlaşması’m imzalayarak savaştan çekilmiş, bu antlaşma yüzünden İngiltere ile çatışmıştı. Savaşta büyükler arasında Yunanistan’ı sadece İngiltere destekliyordu.

Bu koşullar altında Türkiye, Lozan’da devletler arasındaki görüş ayrılıklarından yararlanabileceğini ummuştu. Fakat bu umut gerçekleşmedi. İngiltere’nin baskısı ile Lozan’da cephe birliği kuruldu. Konferanstan önce Poincare, Lord Curzon ve İtalya’da iktidarı henüz eline almış olan Mussolini, Lozan yakınlarında Teritte’de buluştular ve konferansta izlenecek politika üzerinde anlaştılar. Birbirinin isteklerini desteklemeyi öngören bu cephe birliği konferans boyunca sürdü. Lozan Kon-feransı’nın iki dönemi vardır. Birinci dönemi 20 kasım 1922’de başlamış ve 4 şubata kadar sürmüştür. Daha görüşmeler devam ederken müttefikler 31 ocak 1923’-te kendi görüşlerini kapsayan 161 maddelik bir antlaşma tasarısını ve 7 eki türk delegasyonuna verdiler ve imzalamalarını istediler. İsmet Paşa düşünmek için bir hafta mühlet istedi, fakat Lord Curzon Londra’ya dönmek zorunda olduğunu ileri sürerek 4 şubata kadar bekleyebileceğini söyledi. Curzon müttefiklerine Türkler’in antlaşmayı imzalayacaklarına dair teminat vermiş, bu davranışı arkadaşlarına kabul ettirmişti. Curzon 4 şubata kadar bekledi ve türk heyeti antlaşmayı imzalamayınca trene binerek gitti. İstasyona giderken arkasından çağrılacağını bile ummuş, bu umutla trenin Lozan’dan hareketini yarım saat geciktirmişti.

Konferansın kesilişi

Lozan Konferansı 4 şubatta kesilmiş oldu ve türk heyeti de Ankara’ya döndü. Kesinti dönemi içinde yapılan temaslar sonucu konferans 23 nisan 1923’te tekrar a-çıldı. Birinci dönem karşılıklı çatışmalar ve çekişmelerle geçmişti. İkinci dönemde ise çarpışan fikirlerin bağdaştırılmasma gidildi ve türk formülleri daha ağır basarak ortalama kararlara varıldı, 24 temmuz 1923’te de antlaşma ve ekleri imzalandı. İlk dönemde konferansa katılan İspanya, İsveç, Norveç, Hollanda ve Danimarka delegeleri, özellikle ilgilendikleri kapitülasyonlar kaldırılmış olduğundan i-kinci döneme katılmadılar. Polonya delegesi ise sonuna kadar kalmış ve antlaşmanın imzasına karar verildikten sonra o da bir ikamet ve ticaret sözleşmesini ve bir dostluk antlaşmasını imzalamıştı. Lozan’a A.B.D. Roma büyükelçisi Richard W. Childs başkanlığında gelen delegasyon, özellikle kapitülasyonlar ve yabancı okullar ile misyonerlerin durumu ile ilgilendi. Amerikalılar’la da Lozan’da a-
ğustos 1923‘te bir antlaşma imzalandı, fakat bu antlaşma Amerika Kongresi’nce onaylanmadı.

Lozan’da Türkiye’nin sınırları sorunu tartışmalara konu olmamıştı. Sovyet Rusya ve İran ile zaten belli olan sınırların görüşülmesine gerek yoktu. Sınırlar meselesi Asya’da Irak ve Suriye, dolayısıyle bu iki ülkede yerleşmiş, olan İngiltere ve Fransa ile, Avrupa’da da Yunanistan ve Bulgaristan, denizde de Yunanistan ve İtalya ile görüşüldü. Suriye ile sınır meselesi Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşması’yle çözülmüştü. Ancak konferansta bunun onaylanması gerekiyordu. Bulgarlar’la bir mesele yoktu. Irak’la sınırın çözülmesi Musul meselesine bağlanmıştı. Trakya’da sınır, Karaağaç Türkiye’de kalmak şartıyle, Meriç hattı kabul edildi. Boğazlar’da Gelibolu yarımadasıyle Kumbağ-Bakla burnu hattının güneydoğusu, Çanakkale bölgesinde kıyıdan 20 kilometrelik bir bölge ve boğazın iki tarafında kıyıdan 15 kilometrelik birer mıntıka ve Marmara’da İmralı adasından başka adalar ve İmroz ile Bozcaada da askersizleştirildi. Hiç bir tarafta işgal kuvvetleri kalmayacaktı. İtalya’nın işgal ettiği Onikiada İtalya’ya ilhak edildi. İmroz .ve Bozcaada dışında kalan Midilli, Sakız. Sisam ve İkaria adaları tahkim edilmemek kaydıyle Yunanistan’a geçti. Türkiye, Kıbrıs’ın 1915 yılında İngiltere’ye ilhakını tanıdı. Mısır ve Sudan üzerindeki haklarından da 5 kasım 1914 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere feragat etti. Lozan’da en çok tartışılan konulardan biri Musul, ikincisi kapitülasyonlar, üçüncüsü de Osmanlı borçları meseleleri olmuştur. Musul ve osmanlı borçları meseleleri barıştan sonraya bırakıldı.

Lozan Antlaşması T.B.M.M.’de 23 ağustos 1923 günü onaylanmıştır. Devletler arasında antlaşmayı 11 ocak 1924 tarihinde ilk onaylayan İtalya olmuştur. İngiltere’de seçimler ve iç politika nedenleriyle onay bir ay gecikmiş ve sonunda Lordlar Kamarası 6 mart, Avam Kamarası da 10 nisan 1924’te onaylamıştır. Fransa’da ise antlaşma Meclis’te 24 ağustos 1924, Senato’da da ertesi gün onaylanmıştır.

Lozan Antlaşması’yle Musul ve birkaç konu dışında Türkiye her istediğini elde
edebilmiştir. Irak’la olan dışında Misakı Millî ile çizilen sınırlar kabul edilmiştir. Türkiye Müttefikler’e hiç bir tazminat ö-dememiştir. Kapitülasyonlar kalkmıştır. Türkiye’de bulunan yabancılar, yabancı kurum ve okullar türk kanunlarına tabi olacaklardı. Yunanistan ile ahali değişiminden sonra Türkiye, halkının çoğunluğunu Türkler’in teşkil ettiği türdeş bir devlet olmuştur. Boğazlar’da tam kontrol hakkını kullanamamakla birlikte hâkimiyeti ve bağımsızlığı üzerine kanun kısıntılarının çoğu kaldırılmıştır. Boğazlar kayıtsız şartsız türk hâkimiyetine 1936’da Montrö Antlaşması’yle girmiştir.

Varılan antlaşmalar

Atatürk 1937 ekiminde antlaşma için şunları söylemiştir:

«Bu muahedename türk milleti aleyhine asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Muahedenamesi’yle ikmal edildiği zannedilmiş büyük bir suikastın inhidamını ifade eden bir vesikadır. Osmanlı devrine ait, tarihte emsali nâmesbuk bir siyasî zafer eseridir».

Lozan Antlaşması’nın ekleri :

  1. Boğazlar sözleşmesi
  2. Trakya sınırına dair sözleşme
  3. ikamet ve adlî yetki hakkında sözleşme
  4. Türk ve rum ahalinin değişim isözleşmesi ve protokol
  5. Ticaret anlaşması
  6. Sivil tutanakların geri verilmesi ve savaş tutsaklarının değiştirilmesine dair Türk-yunan anlaşması
  7. Genel affa dair deklerasyon ve protokol
  8. Yunanistan’da bulunan İslâm mallarına dair deklerasyon
  9. Sağlık sorunlarına dair deklerasyon
  10. Adlî yönetime dair beyanname
  11. Osmanlı imparatorluğu ülkelerinde verilmiş bazı imtiyazlara dair deklerasyon
  12. Lozan’da imza edilen uluslararası senetlerin bazı hükümlerine Belçika ve Portekiz’in katıldıklarına dair protokol ve bu iki devletin deklerasyonları
  13. Britanya, Fransa ve İtalya askerleri tarafından işgal edilen Türkiye topraklarının boşaltılmasına dair protokol ve deklerasyon
  14. Karaağaç arazisiyle Bozcaada ve İmroz adalarına dair Britanya impartorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan ve Türkiye tarafından imzalanan protokol
  15. Yunanistan’da azınlıkların himayesine dair 10 ağustos 1920 tarihinde başlıca Müttefik Devletler’le Yunanistan arasında Sevr’de aktedilen antlaşmaya ve Trakya’ya ait olmak üzere aynı devletler arasında aynı tarihte imzalanan antlaşmaya dair protokol
  16. Sırp-Hırvat-Sloven Devleti’nin imzasına dair protokol
  17. Lozan Antlaşması’nın son senedi
Daha yeni Daha eski