Mimar Kemalettin Kimdir, Hayatı, Eserleri Nelerdir, Hakkında Bilgi

KEMALETTİN BEY Mimar (İstanbul 1869-Ankara 1927).

1891’de Mühendis Mektebi’ni bitirince, bir süre mimar Jackmund’un yardımcısı o-larak çalıştı, sonra devlet adına Berlin’e gönderilerek iki yıl orada öğrenim gördü; dönüşünde Mühendis Mektebi’ne mimarlık ve yapı hocası olarak atandı. Gerek hocalığı sırasında, gerek özel bürosunda birçok mimarın yetişmesine olanak tanıyan Kemalettin Bey, bir süre eski Seraskerlik Dairesi başmimarı, 1908 Meşrutiyeti’nin ardından da Evkaf Nezareti İnşaat ve Tamirat Müdürlüğü başmimarı olarak çalıştıktan sonra, son görevi olan Vakıflar Genel Müdürlüğü Fen Heyeti başkanlığına getirildi.

Yurt içi ve yurt dışında pek çok uygulaması olan, özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ankara ve başka merkezlerdeki çoğu önemli yapılara imzasını atan, mimarimizde uzun yıllar etkisini duyuran Kemalettin Bey, bir bakıma çevresindeki mimarlarla birlikte Birinci Ulusal Mimarî Akımı’nın öncülüğünü yapmıştır. XX. yy.ın başlarında ülkemizde de etkilerini yoğun şekilde duyuran ulusçuluk anlayışının mimarîmize yansımasını isteyen mimar Kemalettin, ilk olarak, özellikle eski eser onarımlarıyle birlikte geçmiş mimari değerlerimize eğilmeğe çalıştı. Öğretim kuramlarımızda görevli yabancı mimarların kendi ülkelerindeki mimarîyi etkilemiş eski değerler üzerinde çalışmalar yaptırdıkları yıllarda mimar Kemalettin’in bu tutumu kısa zamanda belirli bir ortam yaratmış, çevresinde ülküsünü sürdürecek mimarların toplanmasına yol açmıştı.

Mimar Kemalettin’i yeniden geçmişimize, özellikle XVI. yy. klasik osmanlı mimarîsi örneklerini incelemeğe yönelten yalnız ulusçuluk akımının ağır basması değildir. Osmanlı Devleti’nin son yıllarında yabancı mimarlar eliyle ülkenin geleneksel mimari değerlerden yoksun yapıtlarla donatılmış olmasının da rolü büyüktür. Seçmeci bir üslûp anlayışı içinde oluşan bu yapıtlarda, köklü bir mimarî geleneği olan bir ulusun varlığını sezmek olanak dışıdır. Gerçi daha batılılaşma sürecine girildiği andan itibaren osmanlı mimarisinde, özellikle yabancı mimarlarm yapılarında belirgin değişiklikler kendini göstermeğe başlamıştı. XX. yy. başlarına doğru ise arti’k mimarimiz bambaşka şe-

Mimar Kemalettin’in yapıtlarında geçmişe bağlı biçimsel öğelerin zamanla gitgide azaldığı bir gerçektir. Özellikle Ankara’daki Evkaf apartmanlarında çağdaş öğeler gözle görülür bir yoğunluk kazanır, geçmişle belirli bağlantısı olan, fakat günümüz olanaklarına da yer veren bir yapıt ortaya çıkmıştır. Aynı yıllarda ekonomik ve sosyal yapıda köklü değişimler yapılmasını dileyen Atatürk, başkent Ankara’yı çağdaş mimarî eğilimlere uygun yapılarla süslemek istiyordu. Yabancı mimar getirtilmeğe başlandığı bu yıllarda mimar Kemalettin, uygulamalarında belirli bir gelişimi kendi içinde o-luşturmuştu bile. Ancak gene de tam bir özümlemeye varmış değildi ve bu da kısa, zamanda beklenemezdi.

İlk yapılarından başlayarak bütün gelişimi izlendiğinde, mimar Kemalettin’in önceleri klasik osmanlı devri kemer ve örtü sistemlerinden yararlandığı, malzeme olarak da özellikle ön cephelerde kesme taş kullandığı görülür. Bunların yanı sıra mukarnaslı ve baklavalı sütun başlıkları klasik motiflerle yüklü bezemeler de dikkati çeker. Zamanla hem planlamada, hem de kullandığı mimari elemanlarda bir yalınlaşmaya varan, çağdaş görünüşlere ağırlık veren mimar Kemalettin’in kendi içindeki gelişmesinde, geçmişle bağlantısının yanı sıra yeni çözümler getirebilme çabası da sezilir.

Bir devire damgasını vuran, Birinci Ulusal Mimari Akımı’nın önde gelen uygulayıcıları arasında yer alan mimar Kemalettin aynı zamanda, yetiştirdiği kişilerle de etkilerini sürdürmüş, eski eserlerin onarımmda canla başla çalışan bir kuşak bırakmıştır. Bunların başında Mehmet Nihat Nigizberk gelir. Kudüs’te Mescidi Aksa’nın onarımında çalışan, gene Kudüs’te Palas Oteli’ni yapan Nigizberk gibi Hüsnü Tümer, mimar Cemal, Rüştü Macit Kural, Vasfi Egeli, Sedat Çetintaş ve Kemalettin Bey’in oğlu Sinan Mimaroğlu da bu büyük ustanın yetiştirdiği değerli mimarlardır.

Proje ve uygulamaları

  • Berlin sefiri Galip Bey’in iki köşkü (Rumelihisarı – İstanbul)
  • İsmail Bey Konağı (Nişantaşı – İstanbul)
  • Ortaköy tepelerinde Sultan köşkleri (İstanbul)
  • Ahmet Ratip Paşa Köşkü; Çamlıca Kız Lisesi (Acıbadem – İstanbul)
  • Haydarpaşa göçmen misafirhanesi (İstanbul)
  • Şark Demiryolları İstasyon binası (Filibe)
  • Birinci Vakıf Hanı (Eminönü – İstanbul)
  • İkinci Vakıf Hanı (Sultanhamam – İstanbul)
  • Üçüncü Vakıf Hanı (Beyoğlu – İstanbul)
  • Dördüncü Vakıf Hanı (Bahçekapı – İstanbul)
  • Beşinci Vakıf Hanı (Vefa – İstanbul)
  • Altıncı Vakıf Hanı (proje uygulanmadı)
  • Yedinci Vakıf Hanı (proje uygulanmadı)
  • Gureba Hastahanesi idare ve merkez binası (İstanbul)
  • Gureba Hastahanesi iki dış hastalıkları pavyonu ve ameliyat dairesi (İstanbul)
  • Gureba Hastahanesi iki katlı üç dış hastalıklar pavyonu, hamam (İstanbul/ Mektebi Kuzat, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi (Beyazıt – İstanbul)
  • Mühendis Mektebi (proje uygulanmadı)
  • Bostancı Mektebi (Bostancı – İstanbul)
  • Göztepe Mektebi iptidaîsi (bitirilmedi)
  • Ayazma Mektebi (Üsküdar – İstanbul)
  • Hamidi Evvel Medrese ve Kütüphanesi (Fatih – İstanbul)
  • Bostancı Camii (İstanbul)
  • Bebek Camii (İstanbul)
  • Kamerhatun Camii (Beyoğlu – İstanbul;
  • Makrıköy Camii (tamamlanmadı)
  • Harikzadegân apartmanları; Türk Hava Kurumu apartmanları (Lâleli – İstanbul)
  • Sultan Mehmetreşat Türbesi (Eyüp – İstanbul)
  • Gazi Eğitim Enstitüsü (Ankara)
  • Evkaf apartmanı (Ankara)
  • Ankara Palas (mimar Vedat Tek başlamış, Kemalettin Bey tamamlamış – Ankara) T.C.D.D. Müstahdem Okulu; Eski T.C.D.D. işletme binası (Ankara) killere bürünmüş, mimarlık eylemine yabancı ve azınlık mimarlar tamamen egemen olmuştu. Böyle bir ortam içinde değerlendirildiğinde, mimar Kemalettin’itı ve o devir diğer türk mimarlarının önemi açıkça ortaya çıkar.
Daha yeni Daha eski