Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası Kuruluşu, Tarihi, Hakkında Bilgi

TÜRKİYE HALK İŞTİRAKİYUN FIRKASI (THİF)

1920 yıllarında «komünistlik» merakı yalnızca B.M.M. üyeleriyle sınırlı kalmamıştı. Meclis dışında da, sovyet temsilcisi Şerif Manatof’un önayak olduğu, Ziynetullah Nuşirevan, baytar binbaşı Hacıoğlu Salih, Muallim Mustafa Nuri, Şeyh Kuabeddin gibi kişilerden oluşan gizli bir Türkiye Komünist Partisi vardı. Bu çevrenin Bakû’da Mustafa Suphi’nin örgütlediği merkezle ilişkili olduğu biliniyor. Bu gizli partinin resmî Türkiye Komünist Fırkası’ndan en önemli ayrılığı, sınıf sorununa parmak basması, Türkiye’de de bolşevik örneğine uygun bir proletarya diktatörlüğü kurulmasını savunmasıdır.

Resmî Türkiye Komünist Fırkası kurulduktan sonra, o çizgiye girmeyen Tokat mebusu Nâzım Bey bu gizli çevreyle birleşti ve 7 aralık 1920ae Tümye Halk ıştirakiyun Fırkası’nı kurdu. Kendisi (kongreye kadar geçici reis, binbaşı Salih Hacıoğlu da umumî kâtip oldu. Ankara’da çıkan Emek ve ikaz gazeteleri de THİF’nin sözcülüğünü yapmağa başladılar. Ancak, iki ay içinde, Çerkez Ethem Ayaklanması bahane edilerek Anadolu’da genel bir sol tasfiyesine girişilince, fırkanın kendiliğinden faaliyetini durdurmasına rağmen yöneticiler ağır cezaya mahkûm edilmekten kurtulamadılar (9 mayıs 1921). Tasfiyenin asıl nedeni, Ankara Hükûmeti’nin çağrıldığı Londra Barış Konferansı’nda İtilâf Devlet-leri’ne şirin görünmek istemesiydi. Fakat batılılarla anlaşmak mümkün olmadı ve yine tek umut Sovyetler’e kaldı. Oysa Komintern’in üçüncü kongresinde (22 haziran – 12 temmuz 1921) Ankara Hükûmeti’nin sola baskı politikası ağır eleştirilere uğramıştı.

29 eylül 1921’de çıkarılan özel afla, Ankara İstiklâl Mahkemesi’nin mahkum ettiği solcular serbest bırakılınca THİF yeniden faaliyete geçti. Yen. döneminde, fırka, tamamıyle Komintern çizgisinde hareket etmeğe başlamıştı. Mebusluk sıfatı düşen Nâzım Bey’in, beraat etmiş olan öteki mebus arkadaşları (Şeyh Servet Efendi ve Mehmet Şükrü Bey) bu kez THİF’ye katılmadılar. Yeni Hayat dergisi THİF’nin organı oldu. Fırka, artık tutulması gereken yolun, «memleket dahilinde burjuva demokrasisi usulüyle ıslahat yapmak ve emperyalizme karşı ileride mukavemet edebilmek ve başlanmış olan millî inkılâba ekseriyet olan köylülerin iştirakini teyit ve idame eylemek için, zarurî olduğu veçhile, İktisadî teceddüdat ve teşkilât vücuda getirmek» olduğunu savunuyordu. Artık İslâmiyet’le uzlaşma çabasından vazgeçilmişti; fakat fırkanın örgütü, düşman işgali altında bulunan İstanbul, İzmir gibi işçi merkezlerinden soyutlanmış olduğu için yine köylülük üstünde ısrar ediyordu.

THİF 15 ağustos 1922’de Ankara’da ilk kongresini toplamağa karar verdi. Bu toplantıda, merkezi umumî temsilcilerinden başka, taşra teşkilâtından da delegeıer gelecek, ayrıca Komintern’den yabancı gözlemciler bulunacaktı. Rauf Bey Hükümeti verdiği izni son anda kaldırınca kongre yasa dışı olarak yapıldı. Cok geçmeden hükümet THİF’yi kapattı ve yöneticileri hakkında koğuşturmaya geçti.

Daha yeni Daha eski