Yeşilordu Cemiyeti, Teşkilatı, Nedir, Tarihi, Hakkında Bilgi

Yeşilordu, 1920 yazının başlarından güz sonuna kadar Anadolu’da faaliyet göstermiş gizli bir dernektir. Oysa, bu tarihin ve bu kuruluşun çok ötesine uzanan bir de Yeşilordu efsanesi var. Efsane, İttihat ve Terakki iktidarının, özellikle Enver Paşa kanadının, Birinci Dünya Savaşı sırasında pan-turanist ve pan-islâmist amaçlarla kurduğu Teşkilâtı Mahsu-sa’dan çıkmış gibi görünüyor. Bu özel örgüt, Türklerin bütün dünya üstündeki egemenliğini gerçekleştirmek amacıyle, önce Almanlar’ın yardımıyle İngiliz İmpara-torluğu’nu yıkmak üzere, Hazer’in kuzeyinden ve güneyinden yürüyerek ideolojik ve gayri nizami savaş teknikleriyle Orta Asya’yı ele geçirip, oradan da Hindistan’ı çökertmek istiyordu. Son hedef ise, doğu gibi batıyı da fethederek Kızıl Elmayı (Roma’daki St. Pietro Kilisesi’nde bulunan altın küreyi) almak, yeni bir Roma olmaktı. Ama her şeyden önce Yeşil Elma’yı koparmak, İslâm dünyasını kazanmak gerekiyordu.

Brest-Litovsk Barışı’ndan sonra karşısında Rus direnişi kalmayınca, bu hayallerle Turan fütuhatına atılan, Enver Paşa nın üvey kardeşi Nuri (Killigil) Paşa komutasında bir İslâm ordusu vardı. Nizami birliklerin yanı sıra, gönüllüler ve milislerden oluşan bu ordu, osmanlı bayrağı gibi ordu flamalarının da kırmızı – beyaz olmasına karşılık, yeşil bayrak taşıyordu. Bu sembolü daha sonra, eski Çarlık Rusyası’nu. oolşeviklerle işbirliği yapan türk – müslüman toplulukları da benimsediler. Nitekim iç savaş sırasında, beyaz karşı devrimcilerle döğüşmek üzere, Kızılordu’nun yanında bir de müslü-manlardan Yeşilordu kuruldu.

Millî Mücadele’nin başından beri, Türkiye’ye Enver Paşa’nm komutası altında doğudan bir Yeşilordu’nun geleceği ve yurdu kurtaracağı söylentileri yayılmıştı. Bu ittihatçı propagandalarının tek doğru yanı, Enver Paşa’nın gerçekten böyle bir emeli olmasıydı; ama yeşil, ya da başka renkte bir ordusu yoktu.

Öte yandan, 1920 yılının nisan ayı ortalarında, Kuzeybatı Anadolu’daki iç ayaklanmalara karşı Doğu Cephesi’nden kuvvet yardımı istenince, Kâzım Karabekir Ermeniler’e karşı kolordusunun kuruluşunu zayıflatmaktan çekinerek bazı küçük milis müfrezelerini batıya göndermekle yetinmiş ve bunlara moral takviyesi için de, asıl ordunun öncüleri sanılsınlar diye, Yeşilordu bayrakları vermiştir. Ayrıca, Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu’daki bazı düzenli ordu birliklerinin de (karşı devrimci kuvvetlerle karıştırılmaması için) kırmızı-yeşil flamalar kullandi’kları, oysa bununla bir islâm-bolşevik yönetimine taraftarlıklarını göstermek istedikleri biliniyor.

Asıl Yeşilordu Cemiyeti, 1920 yılının mayıs ayında Ankara’daki bazı ittihatçı mebuslar tarafından, Mustafa Kemal Paşa’-nın bilgisi ve onayıyle, fakat gayriresmî olarak kurulmuştu. Bu derneğin amacı. Milli Mücadele’yi bolşeviklikle suçlayan din propagandalarına karşı, bolşövikliğin İslâmiyet’in uygulanmasından başka bir şey olmadığını ileri sürerek Sovyetler’le İşbirliğine elverişli bir ortam hazırlamaktı. Onun için de, İslâmiyet’le komünizmi bağdaştıran bir ideolojiyi savunuyordu. Yeşilordu Cemiyeti’nin -merkezi umumî» si on dört mebustan kuruluydu: Muhittin Baha (Pars), Şeyh Servet (Akdağ), Hakkı Behiç (Beyiç), Hüsrev Sami (Kı-zıldoğan), Eyüp Sabri (Akgöl), Dr. Adnan (Adıvar), Yunus Nadi (Abalıoğlu), Hamdi Namık (Gör), Sırrı (Bellioğlu), Dr. Mustafa (Cantekin), İbrahim Süreyya (Yiğit), Celâl (Bayar), Reşit (Çerkeş) ve Nâzım,
Yeşilordu Cemiyeti’ne katılan bu milletvekilleri, Büyük Millet Meclisi’nde Halk Zümresi adiyle örgütlenmişlerdi; yani Halk Zümresi, Yeşilordu Cemiyeti’nin meclis grubu niteliğindeydi. Ne var ki, genel merkez üyelerinden Reşit Bey’in kardeşi ve eski Teşkilâtı Mahsusa’cı Çerkez Ethem’in, Yozgat Ayaklanması’nı bastırmaktan dönerken Ankara’da derneğe alınması ve Yeşilordu’nun o sıralar Anadolu’nun tek vurucu gücü olan Kuvayı Seyyare’yi ele geçirmesi üzerine Mustafa Kemal Paşa bu girişime son vermek istedi. Fakat, 1920 yazında Mustafa Kemal Pa-şa’nm Yeşilordu’yu kapatma çabalan etkisiz kalmıştı. Çerkez Ethem, 1920 ağustosunun sonlarında, Eskişehir’de gazeteci Arif Oruç’a Seyyarei Yeni Dünya adlı bir İslâm – bolşevik gazetesi çıkarttırmağa başladı.

Ankara’daki Yeşilordu – Halk Zümresi Grubu, eylül ayı başında Büyük Millet Meclisi’nde, cemiyetin kâtibi umumisi Tokat mebusu Nâzım Bey’i dahiliye vekilliğine seçerek, Mustafa Kemal Paşa’ya karşı bir gövde gösterisi yaptı. Bunun ü-zerine Mustafa Kemal Paşa, zararlı görmeğe başladığı bu ittihatçı grubunu bölmek için, güvendiği birtakım arkadaşlarını da yanlarına katarak, aralarından bazılarını daha sola itti ve 18 ekim 1920′-de resmî Türkiye Komünist Fırkası’nı kurdurdu. Daha sonra, eski grubundan çıkarılan Tokat mebusu Nâzım Bey de, Yeşilordu’dan arkadaşı Şeyh Servet Efendi ve o örgüte hiç girmemiş olan Karahisarı Sahip mebusu Mehmet Şükrü (Koç) Bey ile birlikte, 7 aralık 1920 tarihinde Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası’nı kurdu.

Mustafa Kemal Paşa, Çerkez Ethem’i resmî Türkiye Komünist Fırkası’na katılmağa çağırmış, gazetesi Yeni Dünya’yı da, Yunus Nadi’nin Yeni Gün’ünden sonra Türkiye Komünist Fırkası’nın ikinci bir organı olarak Ankara’ya göndermesini istemişti. Ethem Bey bu isteklerin her ikisini de kabul etti; 1921’in ilk günlerinde Ankara Hükûmeti’ne başkaldırdığı zaman, artık bir Yeşilordu Cemiyeti yoktu.

Daha yeni Daha eski