Gaius Caesar Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

CAESAR, Gaius (İÖ 100 – İÖ 44)

Romalı devlet adamı. Roma cumhuriyetini diktatörlüğe dönüştürmüştür.

Gaius Julius Caesar, IO 13 Temmuz 100’de Roma’da doğdu. İÖ 15 Mart 44’te aynı yerde öldü. Söylenceye göre soyu Roma’nın kurucusu Aeneas ile Küçük Asya ana tanrıçasına dek dayanır. Babası Gens Julia adlı patrici ailesinden olup bir süre preator ve prokonsül oldu. Annesi ise bir plep olan Aurelia’. dır. Söylenceye göre dünyaya gelişi tıp tarihine Cesarien (Sezaryen) adıyla geçen bir ameliyatla gerçekleşmiştir.

Teyzesi Julia Halk Partisi’nin önde gelenlerinden Gaius Marius ile evli olduğundan baştan beri bu parti ile ilişkisi|olan Caesar, İÖ 83’te bu partinin yandaşlarından konsül Cornelius Cinna’nm kızı Cornelia ile evlendi. İÖ 82’de kendini diktatör ilan eden Sulla, Caesar’dan Halk Partisi ile ilişkisini kesmesini ve eşinden ayrılmasını istedi. Bu isteği kabul etmeyen Caesar’ın tüm hakları elinden alındı. Öldürülmekten Vesta rahibelerinin yardımıyla kurtuldu ve sürgüne gönderildi. İÖ 78’de Sulla’nın ölümü üzerine sürgünden dönen Caesar, Sulla anayasasına karşı verilen mücadeleye katıldı. Pompeius ile Licinius Crassus’un senatonun karşıtı olan partiyle ilişki kurmalarında önemli rol oynadı.

Pompeius ile Crassus aralarındaki anlaşmazlığı unutup, İÖ 70 yılının konsülleri olduktan sonra Sulla’nın gerici nitelikteki yasalarını kaldırdılar. Pompeius’un önerisiyle halk tribunluğu yeniden oluşturuldu.

Crassus, Caesar’ın yeteneğini görerek yükselmesi için gerekli parayı verdi. Caesar İÖ 68’de quaestor (ceza davaları ve mali işleri yürütme sorumlusu) seçilerek senatoya girdi.

İÖ 78’de Doğu Akdeniz’de ortaya çıkan korsanlar büyük sorun yaratıyorlardı. Pompeius, İÖ 67’de bu sorunu çözmek üzere olağanüstü yetkiyle Akdeniz kıyılarını denetlemek üzere üç yıl süreyle prokonsül (konsül yetkisiyle donanmış eyalet valisi) oldu. Bir donanma oluşturan Pompeius, korsanlar sorununu üç ayda çözümleyerek Roma’da büyük ün kazandı. İÖ 66’da konsül Cicero’nun yardımıyla Kilikya, Bitinya ve Asya eyaletleri valiliğine getirilerek Pontus Kralı VI. Mithridates’e karşı girişilen savaşa komutan oldu.

Pompeius’un güçlenmesi Crassus ile onun yardımıyla quaestor olan Caesar’ı ürkütüyordu. Bu nedenle o Doğu’da iken Caesar ile Crassus, Roma’da senatoyu yıpratmaya ve senatörler arasındaki çelişkilerden yararlanmaya çalışıyorlar, para ile devlet memurlarını ve halk tribunlarını elde ederek istedikleri kararları çıkarttırıyorlardı. Giderek güçlenen Pompeius’a karşı yasadışı yöntemlere de başvurdular. İÖ 66’da Catilina’nın düzenlediği suikaste katıldılar. İÖ 65 yılının konsüllerini öldürmeyi amaçlayan bu sui-kastin ardından Crassus diktatör, Caesar da magister equitum (süvari komutam) olacaklardı. Ancak suikast gerçekleşmeden açığa çıkınca bu işten sıyrılarak Caesar aedil (kent yöneticisi) Crassus ise censor (askeri ve mali kayıtları düzenleyen sorumlu) oldular.

Caesar’ın İÖ 63’te, oluşturulması planlanan toprak yasasını yürütecek komisyona seçilmesi Cicero’nun başı çektiği bir grup senatör tarafından engellendi. Ardından pontifex maximus (devlete ilişkin din işlerinden sorumlu başrahip) seçildi. Aynı yıl Catilina’nın ikinci suikast girişiminin ardından yakalanan suikastçilerin cezalarının ölüm yerine ömür boyu hapse çevrilmesi için çabaladı. Ancak Senato, Cicero ve Cato’nun [Genç] ısrarıyla ölüm kararı aldı.

Konsül seçilmesi
Caesar İÖ 61’de Hispania Ulterior (Kuzeybatı İspanya) eyaletine propreator {preator yetkisiyle donanmış eyalet yöneticisi) oldu. Burada Lusitanlar’ın ayaklanmalarını bastırdı ve pek çok ganimet elde ederek İÖ 60’ta Roma’ya döndü. İÖ 59’da konsül seçildi. Ancak öbür konsül Bibulus, oligarşi (seçkin azınlık) kesiminden olduğundan anlaşamadılar. Bunun üzerine Caesar senatoya karşı olan Pompeius ve Crassus ile işbirliğine karar verdi. Bunlardan Pompeius Doğu seferi dönüşü askerleri için toprak istemiş, senato bu isteği kabul etmemiş ancak Pompeius ordusunu dağıttığı için senatoya karşı çıkamamıştı. Caesar’a baştan beri parasal destek sağlayan Crassus ise, senatodan mültezimler için istediği mali kolaylıkları elde edememişti. Üçü bir araya gelerek siyasal konularda birlikte tavır almak üzere gizli bir anlaşma yapıp I. Triumvirliği oluşturdular.

Hemen ardından Senatoyu etkileyen Caesar Pompeius’un Doğu seferine katılan veteranlara (eski askerler) yönelik bir toprak yasası hazırladı. Bu yasayla İtalya’da Campania dışındaki devlete ait tüm topraklar oluşturulacak bir komisyon tarafından paylaştırılacaktı. Öneri senato tarafından kabul i edilmeyince halk meclisine götürdü. Pompeius’un ve veteran-ların etkisiyle halk meclisi yasayı kabul etti. Bunun üzerine Caesar senatoyu aradan çıkararak tüm önerilerini doğrudan halk meclisine göndermeye başladı. Bu duruma karşı muhalefet yoğunlaşınca triumvirliği güçlendirmek amacıyla kızı Julia’yı Pompeius ile evlendirdi. Ardından Genç Cato’nun muhalefetine karşın ikinci bir toprak yasası çıkarıp Campania’daki devlet topraklarını da yurttaşlara dağıttı. Bu yasayla hem halkı kendine daha çok bağladı hem de Roma’da oturup devletten parasız buğday alanların sayısını azalttı.

İktidarın güçlenmeye başlaması
Triumvirliğin yaşamasını arzu eden, ancak Cicero’nun desteklediği Pompeius’un senatoda güç kazanmasını da istemeyen Caesar, Cicero ve Genç Cato’yu Roma’dan uzaklaştırdı. Halk meclisinin onayıyla Cisalpina (Kuzey İtalya) ve îllyricum (bugün Yugoslavya) eyaletlerinin beş yıl süreyle yönetimlerini ve buralarda üç lejyon (4.200 kişilik Roma birlikleri) oluşturma haklarını aldı. Kuzey İtalya halkı içinde pek çok yandaş edindi. Ardından senato Caesar’a Galya Narbonensis (Güney Fransa) eyaletinin yönetimini ve burada bir lejyon oluşturma hakkını da verdi.

İÖ 58’de kuzeye giden Caesar buradaki Roma eyaletlerinin güvenliğini sağlamak ve Roma’nm müttefiki Aedular’ı korumak amacıyla sekiz lejyon oluşturdu. Aedular’ı tehdit eden Helvetler’i bozguna uğratması Galler’deki diğer Kelt kabilelerinin ona büyük bir güven duymasına yol açtı. Ardından Seine bölgesindeki Suebler’i yenerek Ren’in doğusuna sürdü. Kışı Galya Cisalpina’da geçirdikten sonra İÖ 57’de Kuzey Galya (bugün Belçika) kabilelerini denetimi altına aldı. Loire ve Seine nehirleri arasında yaşayan kabileler ise kendi istekleriyle Caesar’a boyun eğdiler. İÖ 56’daGalya’nın kuzey kıyılarını da ele geçirdi. Galya’daki başarısı, on lejyona ulaşan ordusu ve aldığı ganimetler Caesar’a Roma’da büyük güç kazandırdı. İÖ 56’da Pompeius ve Crassus ile Lucca’da bir araya gelerek triumvirliği beş yıl daha uzattılar. Yandaşları olan iki yüz senatörün de katıldığı bu toplantıda alman karar gereğince, Pompeius ile Crassus İÖ 55’de konsül seçilip ayrıca beş yıl süreyle Suriye ve İspanya eyaletlerinin yönetimini üstlendiler. Caesar’ın Galya’daki yöneticiliği ise beş yıl uzatıldı. Caesar, İÖ 55’te iki lejyon askerle Galya ve Britanya arasındaki kanalı geçerek Güney Britanya’da karaya çıktı. Thames nehrinin kuzeyine dek ilerledi. Buradaki kabilelerle çarpıştı. Ancak kış gelince geri çekilmek zorunda kaldı.

İÖ 54’te Caesar’m Pompeius ile evli olan kızı Julia’nın ölümü, İÖ 53’te büyük bir orduyla Doğu’ya gidip Partlar’la savaşan Crassus’un yenilgiye uğrayarak öldürülmesi triumvirliğin sonu oldu.

İÖ 53 ve İÖ 52 yıllarında Roma yoğun bir karmaşa yaşadı. Tek kişinin egemenliğine karşı çıkan oligarşi bile yönetimin tümüyle Pompeius’a verilmesini istiyordu. Karışıklıklar nedeniyle devlet görevlilerinin seçimleri de yapılamadı. Sonunda Pompeius, İÖ Şubat 52’de tek başına konsül (Consul sine Collega) seçildi. İşe başlar başlamaz hem kendinin hem de Optimatlar’ın (memur soylularının) çıkarlarıyla çelişen Caesar’ın egemenlik planlarını baltalayıcı düzenlemeler yaptı.

Pompeius’la savaşımı
Öte yandan Caesar, Galya’da bir ayaklanmayı bastırmakla uğraştığından Pompeius’un oldu bittiye gelen konsüllüğüne karşı bir tavır alamadı. Bunun üzerine Pompeius herhangi bir devlet görevine girmek isteyen kişinin bizzat Roma’ya gelmesini zorunlu kılan yasayı eyaletlerden de aday olunabileceği biçiminde değiştirip Caesar’m Galya’da kalarak dışardan adaylığını koyabilmesine olanak sağladı.

Ancak Roma’nın yönetimini tek başına ele geçirmeye çalışan Caesar, Galya’da güçlü bir ordu oluşturup Kuzey İtalya halkının desteğini de sağladıktan sonra gerekirse savaşarak yönetimi ele geçirmeyi tasarlıyordu. Önce yasal yolu denemek istedi. İÖ 50 yılının halk tribünü Scribonius Curio’yu rüşvetle satın aldı. Curio, senatodan Pompeius ve Caesar’m proconsulluklarmm ve eyaletlerinin geri alınmasını istedi. Önerisi Pompeius ve oligarşinin tutucu kesimi tarafından kabul edilmedi. Bu sırada Caesar’m kuzey sınırını aşıp Roma’ya ilerlediği haberi geldi. Bunun üzerine senato, Caesar’ı yasa dışı ilan ederek, Roma’ nin savunmasını Pompeius’a verdi. İÖ 49 yılının halk tribunları Marcus Antonius ile Cassius Longinus bu karara karşı çıkarak Caesar’m yanına kaçtılar. İÖ 10 Ocak 49’da Kuzey İtalya’daki Rubico nehrini geçen Caesar Orta İtalya’ya yöneldi. Bu sırada Pompeius da kendi savaş tasarısını senatoya kabul ettirdi. Buna göre Roma ve İtalya boşaltılarak doğu eyaletlerinde yeni güçler oluşturulduktan sonra, İspanya’dan da gelecek güçlerle birlikte Caesar’a saldırılacaktı.

Caesar, Orta İtalya’ya geldiğinde senatoya önerdiği yeni anlaşma da kabul edilmeyince Corfinium’u ele geçirdi. Burada kendisine karşı savaşan güçleri bağışladı. Ardından güneye indi. Pompeius ile anlaşarak savaşı önlemek istedi. Ancak Brindizi’den karşıya geçen Pompeius’a yetişemedi. Roma’ya dönen Caesar, senatörleri bir araya toplayarak kendisine yasal bir konum kazandırmayı düşündü. Ancak bunu gerçekleştiremedi. Marcus Antonius’u İtalya içinde asker toplamakla, Curio’yu Sicilya ve Afrika’da düzeni sağlamakla görevlendirdi. Yandaşı paetor Ae-milius Lepidus’u Roma’da bırakarak kendisi de Pompeius yanlısı önemli bir gücün bulunduğu İspanya’ya hareket etti. Pireneler’i aştı. Ebro nehrinin kuzeyinde Pompeius’un legatlarıyla (komutan yardımcıları) karşılaştı. Önce yenilgiye uğradı. Ardından halkın da desteğiyle üstünlüğü ele geçirdi. Tüm İspanya’yı denetimi altına aldı.

Caesar, Ispanya’dayken Lepidus tarafından diktatörlüğe seçilmişti. Ancak 11 gün süren bu diktatörlüğün ardından Roma’ya dönüp yandaşı aristokrat Servilius Isauricus ile birlikte İÖ 48 yılının konsülü oldu. Diğer görevlere de yandaşlarını getirdi. Bir süre ekonomik sorunlarla uğraştıktan sonra 12 lejyon ve birçok atlı askerin toplandığı Brindizi’ye gitti. Öte yandan Makedonya’yı merkez edinen Pompeius, 9 lejyon ve doğuda kendisine bağlı olan devletlerin gönderdiği yardımcı güçlerle büyük bir ordu oluşturmuştu. Caesar, İyon denizine Pompeius donanmasının egemen olmasına karşın İÖ Ocak 48’de 7 lejyoniuk bir güçle karşıya geçerek Epirus’un kuzeyinde karaya çıkmayı başardı. Orikon ve Apollonia’yı aldıktan sonra Dyrrhachium’u kuşattı. Pompeius kenti savundu. Bu sırada Marcus Antonius yeni lejyonlarla Caesar’m yardımına geldi. Caesar bir plan hazırlayarak Teselya’ya çekildi. Pompeius onu izledi. İki ordu İÖ 9 Ağustos 48’de Teselya’da Pharsalos’da karşılaştı. Pompeius yenilerek kaçtı. Pek çok yandaşı bu arada Marcus Brutus da Caesar’m yanına geçti. Caesar tutsak askerleri de kendi ordusuna kattı. Senatörlerle atlıları serbest bıraktı.

Mısır seferi ve Kleopatra
Caesar, Pharsalos zaferinin ardından ordusunun büyük bir bölümünü Marcus Antonius ile İtalya’ya  gönderdi. Kendisi de Pompeius’u izlemek ve doğudaki eyaletleri kendisine bağlamak için Çanakkale Boğazı’ndan Asya Eyaleti’ne geçti. Ardından Pompeius’un Mısır’a kaçtığını öğrendi. Bu sırada Mısır’da başta bulunan XIV. Ptolemaios ile kızkardeşi Kleopatra taht kavgası yapıyorlardı. Pompeius İÖ 55’te babasının yeniden tahta çıkmasına yardım ettiği Mısır kralının kendisine destek olacağını umuyordu. Ancak kral, çevresindekilerin daha güçlü olan Caesar’dan yana tavır alması önerilerine uyarak, Mısır’a gelen Pompeius’u İÖ 28 Eylül 48’de karaya çıkar çıkmaz öldürttü. İÖ 2 Ekim 48’de küçük bir donanma ile İskenderiye’ye gelen Caesar’a bir tepsi içinde Pompeius’un başını ve mühürlü yüzüğünü sundu.

Öte yandan Kleopatra’ya duyduğu ilgi ve Mısır’ı topraklarına katma düşüncesi Caesar’ı bu ülkedeki taht kavgasının içine soktu. Ancak içişlerine karışılması Mısırlılar’ı kızdırdı. Caesar, kralın güçleri tarafından sarayda kuşatıldı. Aylarca süren bu kuşatma sırasında yalnız deniz yolu açıktı. Doğudaki eyaletlerden yardım isteyen Caesar, İÖ Mart 47’de Bergama Prensi Mithridates’in yardımıyla kuşatmayı yardı. İÖ 27 Mart 47’de Mısır güçlerini yenilgiye uğrattı. Kral kaçarken Nil’de boğuldu. İskenderiye’yi teslim alan Caesar Mısır’ın yönetimini Kleopatra ile kardeşi XV. Ptolemaios’a verdi. Ancak muhafız alayını İskenderiye’de bıraktı.

Caesar, Mısır’dayken Kırım kralı Pharnakes ayaklanarak Bitinya- Pontus’ta yönetimi ele geçirmişti. Bu durumu öğrenen Caesar, Filistin, Suriye, Kilikya üzerinden Anadolu’ya geldi. Halys (Kızılırmak) doğusunda Zela’da (Zile) 1 Ağustos 47’de karşılaştığı Pharnakes’i öylesi çabuk bir yenilgiye uğrattı ki daha sonra bunu senatoda Veni, vidi, vici (geldim, gördüm, yendim) sözcükleriyle ifade etti. Böylece Çanakkale’den Mısır’a dek uzanan bölge Caesar’m egemenliğine girmiş oldu.

Bu başarıları Roma’daki gücünü de artırdı. İÖ Eylül 48’de beş yıl için konsül, bir yıl için de diktatör seçildi. Caesar’a ayrıca halk tribününün, senatonun ve halkın onayım almadan savaş ve barışa karar vermek, eyaletlere yönetici seçmek, halk tribunları ve aediller dışında istediği göreve atama yapabilmek yetkileri tanındı. Tüm bu yetkileri sahiplenen Caesar bir diktatör gibi davranmaya başlayıp Marcus Antonius’ u kendisine magister equitum (diktatör yardımcısı-süvari komutanı) seçti. Ancak Caesar’m henüz doğudan dönmediği bu dönemde Marcus Antonius Roma’ da düzeni sağlayamadı. Campania’daki askerler ayaklandı. Halk ise durumdan tedirgindi.

Caesar, İÖ Ekim 47’de İtalya’ya döner dönmez Marcus Antonius’u görevden aldı. Roma önlerine dek gelmiş olan ayaklanmacı askerleri yatıştırdı. Cicero’ yu yanma aldı. Roma’da durumu düzene soktu. IÖ 46’da Lepidus’la birlikte üçüncü kez konsül seçildi. Diğer görevlere de yandaşlarını getirdi.

Bu sırada Pompeius yanlıları da Kuzey Afrika’da örgütleniyordu. 14 lejyon ve 120 filden oluşan güçlü bir ordu ile büyük bir donanma hazırladılar. Pompeius’un kayınpederi Metellus Plus Scipio komutasındaki bu güçler Sicilya ve Sardinya’ya saldırılar düzenlediler. Bunun üzerine Caesar İÖ 47 sonlarında Afrika’ ya hareket ederek Hatrumetum’a bir çıkarma yaptı. Karşı taraftan kendisine yandaşlar edindikten sonra ÎÖ 6 Nisan 46’da Thapsus’ta Pompeius yanlılarını büyük bir bozguna uğrattı. Pompeius’un oğulları Caesar’a karşı güçlerin toplandığı Ispanya’ya kaçtılar. Bu sırada komutasındaki güçlerle birlikte Utica’da bulunan Genç Cato, Pompeius yanlılarının yenilgisini ve Caesar’ın kendi üzerine geldiğini öğrenince intihar etti.

Caesar, Numidia topraklarının bir bölümü üzerinde Africa Nova (Yeni Afrika) Eyaleti’ni kurarak valiliğine de tarihçi Sallustius Crispus’u atadı. Bir bölümünü ise müttefiki Moritanya kralı Bocchus’a verdi. İÖ 25 Temmuz 46’da Roma’ya dönen Caesar, senato tarafından dört zafer alayı düzenleme hakkı, on yıllık diktatörlük, üç yıllık censorluk ve olağanüstü görevliler atama yetkisiyle ödüllendirildi,  Caesar bu hak ve yetkilere dayanarak devlete yeni biçimini verdi. Muhaliflerine bağışlayıcı davranarak seçkinlerin güvenini kazandı. Veteranlarma zora başvurmaksızın toprak ve para sağladı. Halkın durumunu düzeltmek için yeni kararlar aldı. Devletten parasız buğday alanların sayısını yarı yarıya azaltarak bunların bir bölümüne iş sağlamak için bir bayındırlık atılımma girişti. Paralı kesimlerin fazla harcamalarını kısıtladı. İtalyan nüfusunun azalmaması için 20 ile 40 yaş arasındaki vatandaşların yabancı ülkelerde üç yıldan fazla kalmaması, senatör çocuklarının ise ancak resmi görevle yurt dışına çıkması kurallarını getirdi.

Devlet yönetimindeki düzenlemeleri
Caesar’ın devleti yenileştirme çalışmaları İspanya sorunu nedeniyle kesintiye uğradı. Güney Ispanya’ daki Caesar karşıtı hareket Pompeius’un oğullarının buraya gelmesiyle güç kazandı. Buradaki valilerin yardım istemeleri üzerine Caesar Lepidus’u kendi yerine bırakarak İÖ 46 Kasımı’nda Roma’dan ayrıldı. İspanya’da kendisine bağlı kalan lejyonlarla birlikte oldukça büyük bir güç oluşturdu. Önce küçük çarpışmalarla karşı güçleri zayıflatmaya çalıştı. Sonunda İÖ 17 Mart 45’te Munda’da büyük bir savaşla İspanya’daki son direnişi de kırdı. Caesar İspanya’ dan ayrılmadan önce güney, doğu ve batı kıyılarında koloniler kurdu. Bu kolonilere veteranlarım, Romalı proleterleri ve son savaşta kendisiyle işbirliği yapan yerli halkı yerleştirdi.

Roma’ya dönen Caesar’a senato yeni haklar ve yetkiler verdi. İÖ 46’da on yıllık süre için verilen diktatörlük Aralık İÖ 45’de ölene dek diktatör (ıdictator perpetuus) kalma biçimine dönüştürüldü. Böylece Roma’nin tek hakimi oldu. Ayrıca imparatorluk sanını özel adı gibi kullanma hakkı ve sacro-sanctus (dokunulmazlık) tanındı. İÖ 45’te öldükten sonra tanrılar arasına kabul edilmesine karar verildi. İstediği zaman zafer alayında giyilebilen giysilerle de dolaşmak ve başında defne dalından çelenk taşıma hakkı verildi. Doğduğu aya (Quintilis) Julius (.Temmuz) adı verildi. İÖ 44’te sikkeler üzerine ad ve sanının yanı sıra portresini de koydurarak hayatta iken sikkelere portresi konan ilk Romalı oldu.

Caesar diktatörlüğü sırasındaki uygulamalarıyla senatonun oluşum ve yetkilerini bir hayli değiştirdi. Kendisine destek sağlamak için yüksek düzeydeki devlet görevlilerinin sayısını artırdı. Bu görevlere yandaşlarını getirdi. Senatoya salt Romalı seçkinlerin değil tüm İtalya kent ve eyaletlerinin temsilcilerinin katılmasını sağlayarak oligarşinin gücünü tümüyle yok etti. İtalya kentleri ve Roma eyaletleri arasındaki hukuki farklılaşmayı gidererek tüm eyaletlere Roma vatandaşlığı hakkını tanıdı.
Bütün bu gelişmeler olurken Caesar, Daklar ve Partlar’a karşı doğu sınırını belirlemek ve güvenliğini sağlamak amacıyla bir doğu seferi düzenlemeye karar verdi. Bu sefer sırasında daha güçlü olmak için kendini kral ilan etme girişimleri senatörler ve halk tarafından hoşnutsuzlukla karşılanınca bundan vazgeçti. Buna karşın cumhuriyetçiler onun uygulamalarının giderek krallığı geri getireceğinden kuşkulanarak Caesar’ı ortadan kaldırmaya karar verdiler. Kız-kardeşinin kocası Cassius Longinus ve yakın dostu Marcus Brutus’un başı çektiği suikastçiler İÖ 15 Mart 44’te bir senato toplantısı sırasında Caesar’ı bıçaklayarak öldürdüler. Suikastçiler arasında Brutus’u da gören Caesar’ın, et tu Brütef (Sen de mi Brutus?) sözü tarihe geçmiştir.

Erkek çocuğu olmayan Caesar, kızı Julia da çocuğu olmadan öldüğü için yeğeni Octavius’u (Augustus) evlat edinmişti. Caesar’ın ölümünden sonra onun yerine geçen Octavius, Marcus Antonius ve Lepidus ile birlikte II. triumvirliği oluşturarak Caesar’m katillerini tek tek yok etti.

Caesar devlet adamlığının yanı sıra Latin edebiyatının önde gelen yazarlarındandır. Galya savaşlarını ve Galya’yı ele geçirmesini konu alan De Bello Gallico (Galya Savaşı Üzerine) ve Pompeius ile arasındaki iç savaşı anlattığı De Bello Çivili (“Sivil Savaş üzerine”) adlı tarihi yapıtları günümüze dek Latin klasikleri arasındaki önemini korumuştur. Ayrıca, Laudes Herculis (Herakles’e Övgü), Oidipus, Dicta collectanea (Toplanmış Vecizeler), Anticato (Cato’ya Karşı), İter (Seyahat) adlı yapıtları kaybolmuştur.

Caesar’m yaşamı, savaşları ve ölümü pek çok yapıta konu olmuştur. Shakespeare’in Julius Caesar, Voltaire’in La mort de jules Cesar (Jules Cesar’m Ölümü), Bernard Shaw’un Caesar and Cleopatra (Caesar ve Cleopatra), Bertolt Brecht’inDie Geschâf-te des Herrn Julius Casar (Bay Jül Sezar’ın işleri) adlı yapıtları bunların en tanınmışlarıdır.

• YAPITLAR (başlıca): De Bello Gallico, 8 kitap, İÖ 51, (Galya Savaşı, 1949); De Bello Çivili, 3 kitap, (“Sivil Savaş Üzerine”).

• KAYNAKLAR: F. Altheim, Römische Geschichte, 2 cilt, 1948; H. Demircioğlu, Roma Tarihi, 1953; M. Gelzer, Caesar, Politician and Statesman, 6. baskı, 1960; A. Heus, Römische Geschichte, 1964; T. Mommsen, Römische Geschichte, 3 cilt, 1854-1856.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski