Habib Burgiba Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

BURGİBA, Habib (1903 – 6 Nisan 2000)

Tunuslu devlet adamı. Bağımsızlık mücadelesinin önderi ve Tunus’un ilk cumhurbaşkanıdır.

3 Ağustos 1903’te Tunus’un kıyı şeridindeki Monastır kasabasında doğdu. Ailesinin Libya kökenli olduğu sanılıyor. Babası Tunus Beyi’nin emrinde çalışan bir astsubay idi. 1917-1924 arasında başkent Tunus’ta College Sadıkî ve Lycee Carnot’da ortaöğrenimini tamamladı. Bu iki okulda aldığı eğitim gerek Arap, gerekse Fransız kültürünü çok küçük yaşlarda elde etmesine yardımcı oldu.

Siyasi yaşamına 1922’de Anayasal Liberal Parti’ ye (Düstur Partisi) üye olarak başladı. 1924’te yükseköğrenim için Paris’e gitti. Hukuk Fakültesi ile L’Ecole Libre des Sciences Politiques’e (Siyasal Bilimler Serbest Okulu) kaydoldu. Paris’te geçirdiği yıllarda bir yandan Fransız liberalleri ile bir yandan da Suriye kökenli, dönemin önemli Arap milliyetçisi ve İslam düşünürü Şekib Arslan ile yakın ilişkileri oldu.

1926’da bir Fransız ile evlendi. Daha sonra başından ikinci bir evlilik daha geçecek ve 1963’te Tunus’ta kadın hareketinin öncülerinden Vesile ben Ammarun ile yaşamını birleştirecektir. Yükseköğrenimini bitirdikten sonra, 1927’de Tunus’a döndü ve avukatlık yapmağa başladı. 1927-1933 arasında Düstur Partisi’nde siyasi çalışmalar yaptı.

Düstur Partisi, ülkeyi Fransız egemenliğinden kurtarmak ve Tunus’un bağımsızlığını sağlamak için mücadele etmekteydi. Parti, gelenekçi bir Tunus yaratmak amacındaydı. Düstur Partisi’nin eylemleri ve propagandasında Tunus’un Arap ve Islami karakteri özellikle vurgulanmaktaydı. 11 yıllık bir parti üyeliğinden sonra Batılı düşüncelerle donanmış bir grup Tunuslu aydınla birlikte 1933 sonunda Düstur Partisi’nden ayrıldı. Aynı yıl L’Action Tunisienne (Tunuslu Eylemi) adlı gazeteyi yayımladı.

Neo Düstur Partisi’ni kurması
1934 Martı’nda Düstur Partisi’nden kopan arkadaşlarıyla Neo-Düstur Partisi’ni (Yeni-Düstur) kurdu. 1934 Eylülü’nde ise Fransızlar’ın başlattıkları genel baskı ve sindirme politikasının bir sonucu olarak öbür parti kurucularıyla birlikte tutuklandı. İki yıl kadar hapiste kaldı. Fransa’da sol eğilimli Halk Cephesi’nin iktidara geçmesi üzerine serbest bırakıldı.

1937’de bir kez daha Paris’e gitti ve Fransız yöneticilerine Neo-Düstur’un istemlerini açıkladı. Neo-Düstur’un amacı, en genel çizgileriyle “Fransa ile Tunus arasında parçalanmaz bir birlik yaratmak” olarak ifade edildi. Bu ilkenin Neo-Düstur’un tüm öbür istemlerinin temeli olduğu belirtildi. O tarihlerde Fransa’da Sosyalist Leon Blum başkanlığında bir hükümet kurulmuştu. Blum hükümetinin yarattığı görece liberal koşullar, Tunus’taki Fransız egemenliğinin Fransa ile anlaşmalı biçimde son bulabileceği yolunda Burgiba ve arkadaşlarındaki umutları artırmıştı. Fransa’daki iktidar da o dönemde Avrupa’da beliren faşizm tehlikesine karşı koyabilmek için, sömürgelerinde ve manda yönetimi altında bulundurduğu topraklardaki milliyetçi güçlerle daha anlayışlı ilişkiler içine girmişti.

Leon Blum’un yerini sağcı bir rejim alınca Fransızlar’ın Kuzey Afrika’daki Arap ülkelerinde baskı politikası yeniden canlandı, Fas’ın Meknes kasabasında bütün Magrip’i (Kuzey Afrika) sarsan sert baskı önlemleri alındı. Cezayirli milliyetçi önder Messali Hac tutuklandı ve baskı politikası Tunus’a da sıçradı. Habib Burgiba 1938 Martı’nda bir grup mücede arkadaşıyla birlikte yine tutuklandı.

Tunus’ta başlayan tutukluluğu, daha sonra Fransa’nın Marsilya kenti yakınlarındaki bir cezaevinde 1943 Kasımı’na değin sürdü. Serbest bırakılmasından sonra Roma’ya geçerek bir süre orada kaldı. Italyanlar, kendisiyle Fransızlar’a karşı işbirliği önerisinde bulundular, Burgiba işbirliği için Tunus’un bağımsızlığında ısrar etti. Bu dönemde partililere yönergeler yollayarak, Tunus’un başına yeni geçmiş olan ve milliyetçi tavırlarıyla tanınan Moncef Bey’in çevresinde kenetlenmelerini, onun kişiliğinde Tunus’un ulusal birliğini yaratmalarını istedi.

Fransız sömürgeciliğine karşı Alman ve İtalyan kuvvetleriyle işbirliğine girişmedi. 1942’de yakın mücadele arkadaşlarından Habib Thameur’e yazdığı bir mektupta, Fransa’nın Almanya karşısında uğradığı yenilginin Tunuslu milliyetçileri aldatmaması gerektiğini ve bu nedenle Almanlar’dan bir şey umut edilmemesi uyarısında bulundu.

II.    Dünya Savaşı’nın sona erdiği sıralarda Arap Birliği Orgütü’nün ortaya çıkması yeni umutlar yarattı. 1946’da Tunus’un bağımsızlığı sorununu anlatmak ve destek sağlamak için Kahire’ye gitti. Daha sonra New York’a geçerek Birleşmiş Milletler’de Tunus sorununu diplomatik kanallardan halletmek politikasını sürdürmeye başladı.

Uluslararası politikada ABD’den destek sağlama politikasına öncelik verdi. Tunus’ta Fransız egemenliğine karşı çıkan, bağımsızlık yanlısı ama aynı zamanda anti-Amerikan sosyalistlerle mücadeleye girişti. Tunus sendika hareketini denetim altında tutan partisi Neo-Düstur aracılığıyla sosyalist eğilimli sendikacıları ve işçileri partiden uzaklaştırdı.

1953’te Fransız gizli servislerince öldürülen Tunus işçi hareketinin ve Neo-Düstur’un önderlerinden Ferhat Haşed’e etki yaparak Tunus İşçi Sendikaları Genel Birliği’ni Sosyalist Blok’un uluslararası sendikal kuruluşundan çıkarttı, Dünya Hür Sendikalar Birliği’ne bağlattı. Bu siyasi çıkışları ile Batı dünyasına güven verdi.

Tunus’un bağımsızlığını elde etme konusunda şiddet kullanılmasının da karşısında yer aldı. Tunus’ un bağımsızlığının görüşmeler yoluyla elde edilebileceği tezini geliştirdi. Bu çizgisi, zaten uzun süredir anlaşmazlık içinde bulunduğu eski Düstur ile arasını iyice açtı.

Afrika’da Kahire’nin el-Ezher’inden sonra en nüfuzlu Islami öğretim kurumu olan Tunus’taki Beytun’ye Medresesi’nden güç alan eski Düstur, laik-Batı yanlısı Burgiba ve arkadaşlarını ihanetle suçladı. Görüşmeler yoluna ağırlık verilen bağımsızlık politikasını kınadı.

1954’te Fransa’da yıllar öncesinden tanıdığı Pier-re Mendes-France başbakan olunca tezlerini uygulamaya koyacağı fırsatı yakaladı. Pierre Mendes-France, Tunus’a iç özerklik vaadetti. Bu vaad, Burgiba’nm iç özerklikten bağımsızlığa kademeli ve aşamalı bir biçimde geçilebileceği tezini ortaya atmasına yardımcı oldu.

Ancak bu politika, Neo-Düstur içinde karşılaştığı en önemli bunalıma yol açtı. Radikal görüşleriyle tanınan Neo-Düstur önderlerinden Salah Ben Yusuf, iç özerkliğe karşı çıktı ve “tam bağımsızlık ve tüm Kuzey Afrika’nın kurtuluşuna dek mücadele” sloganı ile Burgiba’yı “Batı”nın, Arap milliyetçiliğinin ve İslam’ın ajanı” olarak suçladı. Çetin bir örgüt içi mücadele ve Tunus’ta yer yer çıkan karışıklıklardan sonra Salah Ben Yusuf saf dışı bırakıldı.

Tunus’un bağımsızlığını kazanması
Vietnam yenilgisinden sonra kanlı Cezayir kurtuluş savaşı karşısında kalan Fransa’daki Guy Mollet hükümeti 20 Mart 1956’da Burgiba ile Tunus’un bağımsızlık protokolünü imzaladı. Habib Burgiba Tunus’un ilk cumhurbaşkanı oldu.

Burgiba, bağımsızlıktan sonra Tunus’u tek elden yönetti. 1950’lerin ortalarından 1970’lere dek tüm Arap dünyasını etkileyen Nasırcı Arap milliyetçisi dalgaya karşı koydu. Nasır ile çatıştı. Araplar’m İsrail’in varlığını tanımalarını savunduğu için şimşekleri üzerine çekti. Cezayir’in bağımsızlığına kavuştuğu 1962’den sonra bu güçlü komşusu ile de geçinemedi. Ben Bella, Burgiba’ya karşı Salah Ben Yusuf’u destekledi. Tüm olumsuz koşullara karşın ayakta kalmayı başardı. 1974’te yaşam boyu cumhurbaşkanı seçildi. Tunus’u laik, Batı yanlısı bir Arap devleti yaptı.

Filistin Kurtuluş Orgütü’nün 1982’de İsrail saldırısı sonucu Lübnan’ı terketmesi üzerine yeni karargâhım Tunus’a kurmasına izin vererek saygınlığını güçlendirdi. Arap Birliği Örgütü’nün 1979’da Kahire’ den Tunus’a taşınması da uluslararası politikadaki rolünü öne çıkarttı.

Nasırcı Arap sosyalizminden yana olan Burgiba’nın Düstur Sosyalist Partisi güçlü konumunu sürdürse de, 1980’lerde ülkedeki muhalefet giderek etkili olmaya başladı. 1986’da aldığı ani bir kararla, ardılı olarak seçmiş olduğu Muhammed Mzali’yi başbakanlıktan uzaklaştırarak yerine, Radikal İslamcıları sindiren içişleri bakanı Zeynel Abidin Bin Ali’yi atadı. Bin Ali, Burgiba’nın ilerleyen yaşının ülkeyi etkin biçimde yönetmesini engellediğini öne sürerek, Kasım 1987’de Burgiba’nın cumhurbaşkanlığını elinden aldı.  6 Nisan 2000’deki ölümüne kadar Monastir‘deki evinde ev hapsinde tutuldu.

• YAPITLAR (başlıca): La Destour et la France, 1937, (“Düstur ve .Fransa”); La Tunısie et la France, 1954, (“Tunus ve Fransa”); La Bataille de l’evacuation, 1959, (“Boşaltma Savaşı”); Discours de la victoire, 1959, (“Zafer Söylevleri”).

• KAYNAKLAR: C. Begve, Le Message de Bourgihaune politique de Vhomme, 1973; J.H. Guerif, Histoire du Mouvement National Tunisien, 5 cilt, 1969; C.H. Moore, Tunisia since Independence: The Dynamics of One-Party Goverment, 1965; L. Rudebeck, Party and People: A Study of Political Change in Tunisia, 1967.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski