İbrahim Desuki Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

BURHANEDDİN DÜSUKİ (1255-1294)

Mısırlı mutasavvıf. Dusukiye tarikatının kurucusudur. İslam dinine, Mısır insanının yaşayışına uygun bir biçim vermek istemiştir.

Nil kıyısında, Raşid ilçesine bağlı Düsuk köyünde doğdu, orada öldü. Gerçek adı İbrahim Burhaned-din’dir. Babası Seyid Ebülmecid’tir. Eskiden beri tasavvufla ilgilenen, Peygamber soyundan geldiği ileri sürülen bir ailedendir. “Seyid” sanını da babasından almıştır. Tasavvufla ilgili ilk bilgileri babasından edindiği sonra Kahire’de öğrenim gördüğü söylenir. Başka bir söylentiye göre de ramazan ayının birinci gününde doğduğundan, kendisinde “uğur” varmış, çevresini yetiştirmek için görevlendirilmiş. Burhaneddin öğrenimini bitirip köyüne döndükten sonra toplumla ilişkilerini kesmiş, içekapalı bir yaşam sürmeye başlamış. Bu tutumu halkın ilgisini çekince çevresinde büyük bir kalabalık toplanmış. Bundan yararlanan Burhaneddin, düşüncelerini çevresindekilere aşılamaya, onlar aracılığıyla daha geniş bir alana yaymaya başlamış. Kısa bir süre içinde ünü Mısır sınırları dışına taşmış. Suriye, Irak, Iran, Anadolu ülkelerinden kendisini görmeye gelenler olmuş. Burhaneddin’in birçok kitap yazdığı, bunların yalnız tarikata bağlı kimselerce okunduğu söylenir.

Burhaneddin’in kurduğu tarikata, doğduğu yerin Düsuk olmasından ve kendisinin de, doğduğu yere göre “Düsuki” diye anılmasından dolayı “Dusukiye” denir. Tarikat, kurucusunun görüşlerini içeren, onun koyduğu kurallara uyan, buyruklara göre davranan bir yaşam anlayışını benimsemiştir. Bu nedenle tarikatın düşünceleri Burhaneddin’in kişisel görüşleridir. Burhaneddin, bir tasavvuf insanı olmasına karşın, biri Kuran, öteki. Hadis olmak üzere iki kaynağa bağlanmıştır. Ona göre yaşamın ereği bilim edinmek,bilimin görevi de Tanrı’nın birliğini, yüceliğini, Kuran’la bildirilenleri öğretmek, kişinin inanını güçlendirmek-tir. Mutluluğa ulaşmak için başlıca yol azla yetinme, aşırılığa kaçmama, dünya ile ilgili tutkulardan sıyrılmaktır. Azla yetinme (kifafu nefs) kişiyi erdemli kılar, içini arındırır, kendini Tanrı’ya vermesini sağlar, insanın öğrenmesi,bilmesi gereken ne varsa Kuran’la, Hadis’le bildirilmiştir. Tanrı önsüz-sonsuz (ezeli-ebedi) bir varlıktır, evren ve öteki varlık türleri yaratılmıştır, Tanrı’nın belirlediği süre sonunda yok olacaktır. Yargı günü vardır, ölümden sonra dirilme gerçektir. İslam dininin öngördüğü bütün görevleri yerine getirmek imanın özü gereğidir.

İnsan inandığını eylemleriyle ortaya koymalıdır, yalnız düşüncede kalan, davranışlarda kılavuz olmayan, bir iman kesin değildir. Burhaneddin Düsuki’ye göre inanan kimse iyilik etmeyi seven, başkalarına karşı alçakgönüllü, yardımsever davranan, bütün çevresiyle barış ve kardeşlik duyguları içinde geçinen kimsedir. Savaş kötüdür, savaşa yol açmak daha kötüdür. Büyüklük, üstünlük başkalarının gücüne dayanılarak sağlanan görevlerle değil bilimle, gönül bilgisiyle (irfan) bağlantılıdır, ibadetin amacı insanı olgunlaştırmak, içini Tanrı sevgisiyle doldurmak, gönlünü aydınlatmaktır, ibadeti bir biçim, gövdeyle ilgili bir davranış diye anlamak yanlıştır.

Burhaneddin Düsuki’nin etkisi, ölümünden sonra daha büyük olmuş kurduğu tarikattan yeni yeni kollar türemiş, Sünnîlik’in uygulandığı ülkelerde yandaş toplulukları oluşturmuştur. Anadolu’da Halvetî-lik’le bağlantı kuran Düsukiye tarikatının Şernubiye’ adlı kolu Antalya’da ortaya çıkmıştır. Öteki kolları Aşuriye, Süyütiye ve Taziye’dir.

• KAYNAK: Tıbyanu Vesailü’l-Hakayık j-i Beyani’s-Sela-sili’t-Tarayık. (Yazma).

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski