CONDORCET, Marquis de (1743-1794)
Fransız, filozof, matematikçi, bilim-tarihçisi ve siyaset adamı. Fransız Devrimi’ne düşünce ve eylemde katılmıştır. Ansiklopedistler arasında en ünlülerindendir.
Gerçek adı Marie-Jean-Antoine – Nicolas Cari-tat’dır. 17 Eylül 1743’te Picardie’deki Ribemont’da doğdu. 8 Nisan 1794’te Bourg-la-Reine’de öldü. Birçok ünlü dinadamı yetiştiren soylu bir ailedendi. Babası o henüz çocukken öldü. 1761’de amcası Lisieux Piskoposu Jacques Marie de Condorcet onun eğitimiyle ilgilendi. Cizvit Koleji’nde okumak üzere Reims’e gönderildi, burada gösterdiği başarı, yine bir Cizvit okulu olan Paris’teki College de Navarre’a geçmesini sağladı. 17 yaşında d’Alembert’in yardımıyla hazırladığı bir matematik tezinde parlak bir başarı gösterdi. 1762’de Paris’e yerleşti, buradaDük de la Rochefoucault onu koruması altına aldı. 1765’te Essai sur le calcul integral’i (“Integral Hesabı Üzerine Denemeler”), 1768’de Essai d’analyse’ı (“Analiz Denemesi”) yazdı. 1769’da Bilimler Akademisi’ne seçildi. 1773’te, 1699’dan önce ölen akademi üyelerine övgü-nutuklar (Eloges) yazmaya başladı ve Akademi’ nin daimi sekreteri oldu. 1772’de yayımladığı Rec-herches de calcul integral (“Integral Hesabı Araştırmaları”) adlı yapıtı Lagrange tarafından övgüyle karşılandı. Bu yıllarda Voltaire ve Turgot gibi düşünürlerle kurduğu yakın ilişkiler Condorcet’nin felsefe, toplumbilim ve iktisat konularına da ilgi duymasında etkili oldu.
1777’de yaygın tutuklama kararları çıkartan Dük de la Vrilliere için bir övgü yazmayı kabul etmeyince Akademi’den çıkarıldı. Aynı yıl gezegenler kuramına ilişkin kitabıyla Berlin Akademisi Ödülü’nü aldı. Turgot’nun desteğiyle maliye alanında önemli görevlerde bulundu. 1782’de d’Alembert’in de desteğiyle yeniden Bilimler Akademisi’ne seçildi. 1786’da Ansiklopedi’nin temel bilimler bölümünün sorumluluğunu ve aynı zamanda sanata ve edebiyata ilişkin birçok maddenin yazımını üstlendi. Aynı yıl Sophie de Grouchy adında genç ve kişilikli bir kadınla evlendi. Evleri devrim öncesinin en etkin toplantı yerlerinden biri durumuna geldi.
Condorcet Amerikan Bağımsızlık savaşını destekleyen, köleliğin kaldırılmasını ve cumhuriyetçi yönetim ilkelerini savunan birçok yazı yazdı ve eylemlere katıldı. 1788’den sonra Fransa’da illerin yönetsel reformuna yönelik çalışmalar yaptı ve iki gazete çıkardı. 1789’da Devlet Hâzinesi Komiserliği’ ne atandı ve aynı yıl Paris’ten milletvekili seçildi.
1791’de Yasama Meclisi üyesi olduktan sonra yeni Fransız eğitim yapısının kurulmasında büyük katkısı olan bir çalışmayı yönetti. Mecliste haksızlık ve şiddete ısrarla karşı çıktı, tutarlı bir biçimde cumhuriyetçi yönetim ilkelerini savundu. XVI. Louis’ nin suçlu olduğunu kabul etmekle birlikte idam kararına katılmadı. Bu sırada Rusya imparatoriçesi ve Prusya kralı, Condorcet’nin adını Petersburg ve Berlin akademilerindeki defterlerden sildiler.
1792’de meclisteki tutumu nedeniyle soyluluk unvanları geri alınan Condorcet, aynı yıl anayasa komisyonuna seçildi. Sekiz arkadaşıyla birlikte hazırladığı anayasa taslağı Jacobenler’ce, Girondinler’in görüşlerini içerdiği gerekçesiyle tepkiyle karşılandı. Bunun üzerine Temmuz 1793’te Condorcet bu anayasa taslağını ve savunusunu broşür olarak yayımladı, iktidar Jacobenler’e geçince Konvansiyon yönetimi kendilerine karşı çıkan milletvekillerini Devrim Mahkemesi’ne verdiler. Kamu Esenlik Komitesi Condorcet’nin anayasaya ilişkin broşürü nedeniyle yakalanıp yargılanmasına karar verdi.
Condorcet, Paris’te dostu Madame Vernet’nin evinde saklanmaya başladı. Burada bir yıla yakm bir süre gizlendi. Bu sırada yanında kitapları olmayan Condorcet yalnızca belleğine güvenerek ünlü Esquisse d’un tableau historique des progres d Tesprit humain’ı (insan Zekâsının ilerlemeleri Üzerinde Tarihi Bir Tablo Taslağı) yazdı. Mart 1794’te Kamu Esenlik Komitesi, suçluluğu bir kararname ile duyurulup yasadışı ilan edilenleri gizleyenlere ölüm cezası verileceğini açıkladı. Bunu üzerine Condorcet’dostu Vernet’nin tüm ısrarlarına karşın bir işçi giysisiyle evden ayrıldı. Montrouge Ovası’ndaki taş ocaklarına sığındı, buradan yalnızca geceleri çıkıyordu. Böylece Meudon ormanına vardı. Yiyecek bulmak için Clamart-sous-meudon kasabasına gitti. Bir lokantada kılık kıyafeti dikkati çekti ve o sırada orada bulunan Clamart devrim komitesinden biri kimliğini sorunca yakalandı. Sorguya çekilmek üzere Bourge le Reine hapishanesine gönderildi. 7 Nisan 1794’te yaralı ve bitkin bir halde bu hapishaneye vardı. Ertesi gün sorguya çekilmek üzere bir bodruma atıldı. Sabah sorgucular geldiğinde Condorcet’nin ölüsüyle karşılaştılar. İşkenceden kurtulmak için uzun zamandan beri üzerinde taşıdığı zehiri içerek ölmüştü.
Zihinsel gelişme ve uygarlık
Condorcet’yi felsefe alanında ünlü yapan, yaşamının son 8 ayında yazdığı Esquisse’dir. Bu yapıtında usun gücünü ve ussal değerlendirmenin toplumsal olgu üzerindeki etkisini tarihsel bir bakış açısından ele alır. Kendisinin de “taslak” (Esquisse) olarak adlandırdığı bu çalışma, ileride yazmayı tasarladığı bir büyük uygarlık ve bilim tarihine giriş niteliğindedir. 4 Bitmemiş ve Condorcet tarafından yazım sonrasında okunamamış olan bu önemli yapıtın çizdiği tarihsel gelişim çizgisi, ilerleme ve gelişim üzerine getirdiği görüşler büyük değer taşır.
Condorcet’ye göre yüzyıllar süren uygarlık tarihine bakıldığında, insan yeteneklerinin sürekli geliştiği, yetkinleştiği anlaşılır. İnsan, ortaya çıkışından beri durmadan gerçeğe doğru ilerlemiş, mutluluğa yaklaşmıştır. Bunun nerede duracağı belirsizdir, insanın yaşamını belirleyen dış koşullar değişmediği sürece de ilerlemenin durmadan süreceği söylenebilir. Geçmişte de ilerleme ve gelişme hiç durmadan sürmüştür, ancak hızı her zaman aynı olmamıştır, ilerlemeyi yavaşlatan etmenleri belirlemek Condorcet’nin başlıca amaçlarından biridir. Bunun için ise yine gelişimin tarihine bakar, “insanın önceden ne olduğu, bugün ne olduğu üzerine yapılan gözlemler, insan doğasını yeni ilerlemeler sağlayarak hızlandıracak araçlara götürecektir.” insanlık tarihi giderek bağımsızlaşma sürecidir, insan önce doğal çevresinin kendi üstündeki boyunduruğunu kırmış, sonra da tarihsel olarak kendi kendine uyguladığı bağımlılık ve tutsaklıkları yıkmak gereğinde kalmıştır. Ona göre ilerleme ve gelişim, insanın kavram, düşünce ve duyumlarım kendi esenlik ve doyumu doğrultusunda yoğurabilmesine, bir araya getirebilmesine bağlıdır.Ilerlemenin gerçekleşmiş olduğu her ortamda bu olgu, hem toplumsal hem de bireysel düzeyde yer almıştır. İlerlemenin geçici olarak olsa da önlendiği, yavaşlatıldığı toplumlann karşılaştığı başlıca engel ise dogmalar ile baskı yöntemidir. Bu tür düşünce yapısı, bu tür anlayış, tüm yanılgı ve kötülüklerin temelindedir. Condorcet Esquisse’de on çağ içinde ilerlemeyi izler. İlk dokuz çağ en geri aşamadan Fransız Devrimi’ne değin süreyi betimler. Onuncu bölüm ise geleceğe yönelik görüşler içerir. Yapıtın gerçek anlamda özgün olan yeri de burasıdır.
Duyumcu ruhbilim ve insan hakları
Gelecekteki ilerleme neye bağlıdır? Bu Condorcet’ye göre öncelikle geçmişte ilerlemeyi aksatan etmenleri ortadan kaldırmaya bağlıdır. Baskı, yaygın önyargılar, bilgisizlik, siyasal ve toplumsal boyunduruk, hiçbir zaman serpilmelerine izin verilmemesi gereken niteliklerdir, ikinci olarak, duyumcu ruhbilimin ortaya koyduğu bulgulardan kaynaklanan insan hakları öğretisinin, demokrasinin vazgeçilmez bir temeli olarak tam bir etkinlikle uygulanması gereklidir. “İnsan duyuları olan bir varlıktır, usavurma yetisi vardır, ahlak değerleri oluşturabilir; insanların yönetilenler ve yöneticiler olarak bölünemeveceklerini gösterir”. Gelecekteki başlıca ilerleme alanlarının hangileri olacağı konusunda ise, önce aynı ulusun yurttaşları arasında eşitliğin sağlanması gerektiğini öne sürer. Bunun sağlanması, ikinci ilerleme alanı
olan uluslararası eşitliğin sağlanmasını olanaklı kılar. Bir ulus içindeki eşitlik o ulusun kendi kaynaklarıyla yetinmesi sonucuna yol açar; savaşın bir cinayet gibi görülebilmesine temel oluşturur. Üçüncü ilerleme alanı da insan doğası, usu ve yetilerinin daha da gelişerek yetkinleşmesi doğrultusundadır. Yurttaşlar arasındaki eşitlik, ticaret ve sanayiyi özgürleştirmek, herkese kredi olanakları tanımak yolundan geçer. Eğitimin yurttaşlara eşit biçimde ulaştırılması gerekir. Kişiler hak ve ödevlerinin bilincine ancak eğitim öğretim yoluyla varabilirler. Eğitimle ahlak düzeyi de yükselecektir. Özel çıkarların kamusal çıkarla uzlaşabilmesi de ancak ahlak düzeyinin yükselmesiyle olanaklıdır. Pek çok kötülük özel çıkar ile kamusal çıkarın karşıtlığından kaynaklanır.
İnsan eylemi ve doğa
Condorcet, yöntem olarak, her ne kadar geçmişteki ilerleme çizgisini geleceğe doğru uzatmaya başvurursa da bunu kesin bir tarihsel belirlenimci bakış açısından yapmaz. Ona göre, insan eylemi, genel anlamda, nedensel doğa yasalarıyla belirlenmiştir. Ancak insanın bu yasaları kendi çıkarına göre bir ölçüde değiştirme yetisi de vardır. Bu yeti tek tek kişilerde çok zayıf olsa bile, tüm insanlıkça belirli bir süre boyunca uygulandığında doğa üzerinde önemli etkileri olabilmekte, bu etki, doğanın bir parçası durumuna gelebilmektedir. İnsanlık tarihinde gözlemlenen özgürlüğün ilerlemesi, işte bu anlamda, bir doğal oluşum, bir doğa yasası durumuna gelmiştir.
Condorcet, siyasal düşüncelerinde oldukça iyimserdir. Fransız Devrimi’nin ilkelerinin yayılmasıyla bütün toplumsal hastalıkların yokolacağma inanmaya varan bir iyimserliktir bu.
Zamanında büyük bir matematikçi olduğuna inanılan Condorcet, toplumdaki siyasal eğilimlere ve bu eğilimlerin seçimlere yansıma biçimlerine istatistiksel bir açıklama getirme amacım güden “toplumsal matematik” adını verdiği alanda çalışmıştır. Fonksiyonların sınıflandırılması, diferansiyel denklemlerin integrailerinin alınabilir hale getirilebilmesi ya da derecesinin düşürülebilmesine ilişkin genel koşulların bulunması ve koşullu olasılık problemlerine yeni hesaplama yöntemlerinin getirilmesi için araştırmalar yapmıştır.
Condorcet henüz sağlıklı bir düzene kavuşmamış olan ahlak ve siyaset bilimlerini us ilkelerine dayalı bir yönteme kavuşturmak istemiştir. Bunu başarabilmek amacıyla fizik bilimleri ile toplum bilimleri arasındaki gerekli bilgisel bağı kurabilmek için seçtiği temel “olasılık hesabı”dır. O, seçtiği bu ilkeye bağlı olarak, deneyle elde edilen bütün inançların olası olduğuna inanır. Toplum bilimlerinde olguların gözlemlenmesi, doğa bilimlerine göre, daha güçtür. Bu tür olguların düzenleri de hiçbir zaman durağan değildir. Bu yüzden toplum bilimlerinde elde edilen sonuçlar, doğa bilimlerininkinden daha düşük olasılık taşır. Ancak, toplumsal olgu hakkındaki deneysel önermelerin taşıdığı olasılığı, tıpkı deneysel Olasılık hesabı fizik önermelerininki gibi, bir olasılık kuramı içinde matematiksel olarak dile getirmek olanaklıdır. Toplumbilimlerinde, doğabilim önermelerininkine göre daha düşük olan olasılıklar, yine de, matematik açıdan daha az kesin değildirler.
Condorcet’nin olasılık oranlarının matematik kesinliklerle değerlendirilebileceği konusundaki gö-
rüşleri, onun Descartes’çı yöntemi benimsemesinin sonucudur. Bilginin ölçütü olan kesinlik ilkesi matematiği kesin bilginin örneği durumuna getirir. Ona göre matematikçi, olasılık hesabım kullanarak, Des-cartes’çı anlamda en kuşkulu bilgileri bile güvenilir duruma dönüştürebilir. Olasılık hesabı, konuların kesinliği üzerine, varsayımlar yapabildiği gibi beklentilerin olasılığının geçerliliğini de gene varsayım yoluyla gösterebilir. Bu yolla, matematik kesinlik ile değerlendirilen ahlak ve fizik bilimleri, olasılık ilkesi ile bağdaştırılmış olur.
Condorcet’nin bu bağlamda çözmeye çalıştığı sorunlardan biri liberal düşüncenin bir türlü giderilemeyen ikilemidir; Halkın genel beklenti ve eğilimleriyle ayrıcalıklı bir yönetici katmanın özel yetkiler taşıması nasıl bağdaşacak, nasıl uzlaşacaktır? Bu amaçla yaptığı çalışma teknik matematiksel dili yanı sıra kişilerin kanıları üzerinde, kimi doğrulanması olanaksız varsayımları da içerir. Belki de bu nedenle, yakın dönemlere değin ilgi görmeyen bu çalışma bugün toplumsal matematikçilerin ilgisini çekmekte ve kolektif kararlara nasıl varıldığını aydınlatan bir kuramsal yapı getirdiği düşünülmektedir.
Toplumsal matematik
1793’te ahlak ve siyasal bilimlere matematiğin uygulanması konusunda yazdığı bir denemede yeni Fransız Cumhuriyeti’nin yurttaşlarını toplum bilimlerine, siyaseti akılcı bir yöntem ve yaklaşımla ele almaya, yöneltir. Toplumsal matematiği, günlük bir eylem bilimi olarak görür. Bu bilim ona göre demokratik ve akılcı bir politikanın temelini oluşturabilir. One sürdüğü düşünceye göre insanlar bir anlamda kumar oynarlar. Her birey ya bilinçli ya da içgüdüsel olarak bir kanının olasılığını başka bir kanının olasılığı ile dengelemeye çalışır. Bu yolla da amaç olarak koyduğu sonuca varmaya ulaşır. Condorcet böylece matematiği insana uygularken toplumsal davranışların nesnel bir betimlemesini vermenin ötesinde, kişisel davranış biçimlerine de bilimsel bir temel oluşturmayı amaçlar. Toplumsal matematik ile felsefi düşünce birleştiğinde insanlar içgüdü ve tutkularından; kurtulacaklar, toplumsal ilişkilerinde usa öncelik tanıyacaklardır.
Condorcet’nin ilerleme konusundaki düşüncesi, tam anlamıyla özgün olmasa bile, 19. yy toplum felsefesi üzerinde derin etkiler yapmıştır. Bu açıdan, 18. yy düşünürlerinin geliştirdikleri ilerleme ve onun sürekliliği kavramının, ileriki çağlara Condorcet’nin yapıtı üzerinden aktarılmış olduğu söylenebilir.
• YAPITLAR (başlıca): Recherches de calcul integral, 1772, (“Integral Hesabı Araştırmaları”); Sur la jurisprudence, sur la liberte de la presse, sur T abolition des corvees, 1774, (“İçtihad, Basm Özgürlüğü ve Angaryanın Kaldırılması Üzerine); Reflections sur le commerce des bles, 1.776, (“Buğday Ticareti Üzerine Düşünceler”); Essai sur l’appli-cation de l’analyse aux probabilites des decisions rendues â lapluralite des voix, 1785, (“Çözümlemenin Oy Çokluğu ile Verilen Kararların Olasılığına Uygulanması Üzerine Deneme”); Oeuvres complets, (ö.s.), 21 cilt, 1822, (“Bütün Eserleri”); Esquisse d’un tableau hıstorique desprogres de Tesprit humain, (ö.s.), 1822, (insan Zekâsının İlerlemeleri Üzerinde Tarihi Bir Tablo Taslağı, 2 cilt, 1944-1945).
• KAYNAKLAR: L. Cahen, Condorcet et la revolution Française, 1904; Diannyese, Notice sur la vie et les ouvrages de Condorcet, 1799; L. Ferraz, La philosophie de la revolution, 1900; E. Madlung, Die kulturphilosophiesc-he leistung Condorcet’s, 1912.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi